Zilleti, Şirreti, Kriptosu Harekete Geçti
Terör örgütü pkk’ya yardım ve yataklıktan cezaevinde bulunan Selahattin Demirtaş’la ilgili AİHM’in verdiği karar, “Kızıl Soros” olarak anılan, HDP’nin de en çok sevdiği isim olan ve FETÖ’den tutuklu Osman Kavala’nın kurtarılması için başlatılan seferberlik, ihanet sürecinin figüranları “Akil Adamların” Oslo’da yeniden bir araya gelmesi gibi olaylar gündemde yer işgal ederken, bir de AKP İstanbul milletvekili Ravza Kavakçı’nın “Almanya'da federal sistem hakkında bilgi alışverişinde bulunduk” demesi gündemin meşrebine uygun bir “tüy dikme” hareketi olmuştur.
Terörle mücadelenin en üst seviyede yapıldığı böylesi bir dönemde Ravza Kavakçı’nın “federasyon bilgisi” peşinde koşması öncelikle terörle mücadele eden iradeye büyük bir saygısızlıktır. Ravza Kavakçı, o bilgiyi nerede ve nasıl kullanacağını da çıkıp bu milletin önünde açıklamalıdır.
Bu Kavakçı ailesinin her dönem Türkiye’yi karıştıran figüranlar çıkarması sanırım tesadüf değildir. Cumhur ittifakı, ülkemiz içinde ve sınır ötesinde terör örgütlerine karşı tavizsiz mücadele anlayışını benimserken “federasyon bilgisi” ifadesiyle zihinler niçin bulandırılır ve bununla kime mesaj verme çabası içinde olunur?
Federasyon peşinde koşan 4600 teröristi Afrin’de, binlercesi Doğu ve Güneydoğu’da leş haline getirilmişken, Ravza Kavakçı hangi diri için “federasyon bilgisi” topluyor?
Ravza Kavakçı “federasyon bilgisi” peşinde koşarken, çok ilginçtir Yeni Akit yazarı olan babası Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı da 15 Temmuz darbe girişimi sonrası “Fethullah Gülen olsam” başlıklı bir yazı yazarak özetle "Gülen özür dilesin tövbe etsin son günlerini Türkiye'de geçirsin" çağrısında bulunmuştu. Böyle bir teklifi en azılı FETÖ’cüler bile vermeye korkarken, Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı 15 Temmuz’un şehidine, gazisine hiçbir hassasiyet göstermeden bunu gündeme getirebilmişti.
Yazısı içindeki cümle aynen şu şekildeydi: “Fethullah Gülen Türkiye’ye dönünce ve iktidar ile iyi münasebetlerini tesis edince, eminim, ona muamele de iyileşecek, böylece dış güçlerin tesirinden uzak olarak hayatının son günlerini yurtta geçirecek.”
Gelen tepkiler üzerine bu yazı Yeni Akit’in sayfalarından silinmişti.
Ravza Kavakçı’nın ablası olan Merve Kavakçı’nın eski eşi Prof. Dr. Cihangir İslam’ın 15 Temmuz sonrası KHK ile ihraç edilenler arasında olması aile bağlarını oldukça ilginç kılmaktadır.
Neyse Ravza Kavakçı’nın günahını da almayalım…
Belki de “federasyon bilgisini” “Türkiye’deki alçaklar niçin federasyon, özerklik istiyor acaba?” merakıyla öğrenmeye çalışmıştır!
Oslo’da gerçekleşen Akil Adamlar toplantısına tekrar değinmek istiyorum. Evet, birileri yeniden çözüm süreci havası yaratmaya çalışıyor. Alt yapı oluşturmak için yavaş yavaş bir hareketlilik içinde oldukları hissediliyor.
Ama Oslo’da toplantı yapan kişilere baktığımızda hükümete yakınlığından ziyade Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’na yakın isimlerin olması dikkat çekiyor. Karar gazetesinde yazarlık yapan Yıldıray Oğur’un, Saadet Partisi’nin televizyonu Tv 5’de program yapan Ali Bayramoğlu’nun varlığı bunun delilidir.
AKP hükümeti terörle mücadeleye bu kadar yoğunlaşmışken zaten çözüm sürecine dönmesi mümkün değildir. Ama AKP içinde AKP kimliği taşıyıp, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la mesafeli hale gelmiş birilerinin çözüm süreci çabası içinde olduğu çok net görülüyor.
Terör örgütü pkk’nın yardım ve yaltakçısı Selahattin Demirtaş’ı ve pkk-Fetö-CIA bağlantılarıyla anılan Osman Kavala’yı serbest bıraktırma çabalarına dikkat edin bunu hep “Zillet ittifakı” olarak anılan CHP-HDP-İP-SP birlikteliği canlı ve diri tutuyor. AKP içinde o bahsettiğimiz kişilerin yancıları da bunu destekliyor.
Dolayısıyla “Cumhur ittifakı” bu süreçte çok dikkatli olmadır. Zilleti, şirreti, kriptosu hepsi basılan düğmeyle birlikte harekete geçmiştir.