Kümelenmeler
Nasıl 10000 dolar orta gelir tuzağını aşıp da kişi başına düşen geliri ortanın üstüne ve üst gelir bölgelerine çıkarırız diye düşünürken, bugün tekrar başını aşağıya çevirmiş bir milli gelir ile karşı karşıyayız. Dünya Bankası orta gelir alanını 1045 ile 12736 dolar arası olarak tanımlamış. Türkiye 2014’te 12590 dolara ulaşmışken 2017 de kişi başı yıllık milli gelirimiz 10930 dolara gerilemiş durumda.
Bu durumun çözümlerinden biri olarak da üretim odaklı bir yaklaşımı Yeni Ekonomik Plana (YEP) ve 100 günlük plana baktığımızda görüyoruz. Üretimi başlı başına üreticiden ibaret görmek ise büyük bir yanlış olur. Üretim bir zincirdir. Hammadde, yatırım, iş gücü, bilgi, pazarlama, satış ve hatta müşteriler bu zincirin halkalarıdır. Örnek vermek gerekirse sadece iyi bir mühendisliğin, bir ürünü herkesin kullanacağı bir ürün haline getireceğini söylemek mümkün değil. Benzeri şekilde güçlü bir satış organizasyonunun, zayıf bir ürünü güçlü kılabilmesi de sürdürülebilir değil. Sürdürülebilir üretim planlamalarına ise bu zincirin tüm bileşenlerinin bir arada olmasını sağlayabilirsek ilerleyebiliriz.
Kümelenmeler işte bu değer zincirlerinin bir araya geldiği topluluklardır. Türkiye’de son 15 yıldır aktif kümelenme çalışmaları bulunmakta. Bu çalışmaların en yoğunlaştığı bölgelerden biri olan OSTİM ’de 7 farklı küme çalışmalarını sürdürmekte. Türkiye’nin ilk kümelenmelerinden olan Ostim Savunma Sanayi Kümelenmesi savuma sanayii ihtiyaçlarının yerli karşılanması için 200’den fazla firmayı bir araya getirmiş durumda. Bunun yanında raylı sistemler, iş ve inşaat makineleri, kauçuk teknolojileri, yenilenebilir enerji, medikal sanayi ve haberleşme teknolojileri üzerine kümelenmeler kurulmuş durumda. Bunlardan haberleşme teknolojileri kümelenmesi 120 üretici firma ile bir arada ortak üretim hedeflerine ilerliyor. Haberleşme alanında antenden baz istasyonuna, saha kabin iklimlendirmesinden kablolara, yazılımlardan bilgisayar donanımlarına, üye firmaların yerli ve milli bir haberleşme şebekesi hedefi ile bir araya geldiğini görüyoruz. 5G teknolojisinde haberleşme şebekesinin üretilmesi için Türkiye’deki ilklerden birisi olarak 16 üretici ve 3 mobil operatör, Tübitak ve BTK desteği ile AR-GE ve üretim çalışmalarına başlamış durumda. Bu proje yerli otomobil kadar duyulmasa da benzer büyüklükte etkiye aday projelerden biri.
Diğer bir kümelenme de siber güvenlik kümelenmesi. Bu kümelenme ise Savunma Sanayii Başkanlığı’nın bir projesi olarak 80 civarında firma ile siber güvenlik alanındaki üretici, servis, eğitim ve büyük müşterileri bir arada barındırıyor. Markalaşmış yerli ve milli çözümlerle küresel pazarda rekabetçi ve söz sahibi olmak için sağlıklı bir ekosistemin gerekliliğinden hareket eden kümelenme bu ekosistemin yapılandırılması çalışmalarına devam ediyor.
Burada bahsettiğimiz Ankara’nın kümelenmeleri yanında Türkiye’de birçok ilimizde gıda, tekstil, gemi, seramik, tarım, yazılım, elektronik, makine gibi birçok alanda kümelenmeler mevcut.
Özünde bir üreticinin en temel beklentisi ürünlerinin kabul görmesi. Bu sayede zaten sistem kendisi işleyecek. Kümelenmeler için de durum bu. Üreticiler kendi üzerlerine düşeni yaparak kümelenmelerde bir araya geliyor ve birbirlerinden destek alıyorlar. Sıra diğer destekler ile boy ölçüşemeyecek kadar önemli bir destekte. Bu da kamu başta olmak üzere tüm tüketicilerin Türkiye’de üretilen ürünleri kullanmasıdır. Bu artık kamu kadar her vatandaş için de bir sorumluluktur. Yerlisi olduğu halde yabancı ürün kullanımının tüm dünyada sorgulandığı günlerde Türkiye’nin en liberal, kapitalist, küreselci ülke gibi davranmasının anlamı yoktur. Hele ki bu ideolojilerin beşiği ülkeler bile yabancı firma ve ürünlere bariyerler koyar, hatta yasaklarken.
Hep beraber Türk malı nı yeniden yükseltmek zorundayız.