06 Ekim 2024
weather
24°
Twitter
Facebook
Instagram

Başbuğ Türkeş'in Mektubuna Sığınan Bop'çu Kadir!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Türkiye’nin gerçekten büyük meseleleri var. Yoksulluk, işsizlik, zamlar, sosyal adalet konusundaki haksızlıklar, toplumun bozulan ruh sağlığına bağlı adli olayların artması, terörle mücadele, Türkiye’de barındırılan 4 milyon Suriyeli, ABD’nin bölgemizdeki yeni oyunları… Bunlara bağlı iç içe geçmiş sorunlar, Türkiye’yi kuşatmış durumdadır.

Tüm bunlar yetmiyormuş gibi milletin huzurunu bozmaya yönelik kışkırtmalar, ayrıştırma ve kutuplaştırmaya yönelik çabalar da kendini çok net hissettiriyor.  Bu manada yeniden Atatürk düşmanlığını körükleyerek şansını deneyenler de var. Kimi Atatürk’e hakaret ederek, kimi de sözde Atatürk’ü çok sevdiğini söyleyerek aslında aynı noktada buluşuyorlar.

“Atatürk ilah değildir” diye durduk yere ABD merkezli bir propaganda başlıyor. Türkiye’deki sözde İslamcılar sazan gibi buna alet oluyor. Mine Kırıkkanat gibi yazarlar da “Şimdi Atatürk benim ilahım diyorum. Hiçbir kusurunu görmediğim gibi Atatürk'e artık tapıyorum.” açıklamasını yaparak, ABD merkezli propaganda oyunlarının güçlenmesine katkı sağlıyor. Memlekette kırık kafa gerçekten çok…

Atatürk düşmanlığında kullanılan kara çarşaflı provokatörlere bakıyorsun, hangi terör örgütleriyle bağlantısı olduğu meçhul… Bu provokatör çarşaflılar,  AKP’ye oy verenleri bile kafir görüyorlar. Bunlara prim ve destek verenler ise sözde AKP’ye destek verdiğini iddia eden yazarlar oluyor. Bu türlere nasıl sahip çıkıp, kışkırtıcılık yaptıkları arşivlerde yerini almıştır. Gerçekler ortaya çıkınca kıvırmaya çalışsalar da sonuç bu olmuştur.

Her ne kadar “Belli ölçülerde deli biriyim” dese de artık deli olmadığına kesinlikle inandığım, akıllı bir şekilde ajanlık ve kışkırtıcılık yaptığından şüphe olmayan Kadir Mısıroğlu da bu sürecin tartışılan figüranı olmayı sürdürüyor.

Kadir Mısıroğlu, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın kendisine yaptığı patavatsız ziyaretle gündem olmayı, yine Atatürk’e düşmanlık etmek için bir fırsata dönüştürmüştür.

Ameliyata girecekken bile Atatürk düşmanlığı yapacak kadar, kendine bu görevi verenlere sadık davranmaktadır.

Bir insan, Atatürk düşmanlığı için ömrünü bu derecede rezil bir hale getirir mi?

Bu Kadir Mısıroğlu neyin karşılığında kendini rezil bir hale getirmiştir?

Kadir Mısıroğlu en son yaptığı konuşmada “Evet ben Kemal Paşa'yı sevmiyorum. Bu benim hakkımdır, istersem babamı da sevmem.” açıklaması yapmış…

Kadir Mısıroğlu elbette Atatürk’ü zorla sevecek hali yok…

Atatürk’ün de böyle birinin sevgisine ihtiyacı yoktur.

Kadir Mısıroğlu’nun karakteri, meziyeti, soyu, sopu, zihniyeti, düşkünlükleri Atatürk’ü sevmeye müsait değildir.

Ama Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşıyorsa Atatürk’e saygılı olmaya mecburdur. Atatürk’e saygısızlık yapıyorsa bunun bedelini de ödemelidir. Biz, iki kuruşluk adamların adını yazılarımızda geçirdiğimiz için ömrümüz mahkemelerde geçerken, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’e bu kadar hakaret eden, iftira atan terbiye yoksunu bu adama niçin hesap sorulmuyor?

17-25 Aralık’a ve 15 Temmuz darbe girişimine kadar Fethullah Gülen’e laf söyletmeyen zihniyetin şimdi aynı şekilde Kadir Mısıroğlu’na sahip çıkması da gözden kaçmamaktadır. Bunlar; Ajanları ve Türkiye’ye kötülük saçanları seviyorlar…

Aslında dün yazdığım yazıdan sonra bu yazıyı kaleme almayacaktım ama Kadir Mısıroğlu’nun iki sözüne cevap verebilmek için bu yazıyı yazdım.

Konunun birisi Başbuğ Alparslan Türkeş’in Kadir Mısıroğlu’na gönderdiği mektup. Diğeri de Kadir Mısıroğlu’nun sosyal medya hesabından yazdığı “Bana ‘Türk Düşmanı’ diyenler kısa donla gezerken, ben Türkmenler için ‘Kerkük Gecesi’ düzenliyordum.” şeklindeki mesajıdır.

Haber sayfaları, mektup olayını Devlet Bahçeli'yi, Türkeş'in Kadir Mısıroğlu arşiviyle vurdular” başlığıyla haberleştirdi. Kadir Mısıroğlu mektubu sosyal medya hesabından “Başbuğ ‘Muhterem Kardeşim’ derken. Partiye sızan sahte Kurtçuklar ‘müptezel’ diyor. Yazık ...” cümleleriyle paylaştı.

Mektupta Alparslan Türkeş imzalı yazan ifadeler ise “Kadir Mısıroğlu Beyefendi, Telif etmiş olduğunuz 'Lozan, Zafer mi, Hezimet mi..?' adlı kitabınızı alarak çok memnun oldum. Göndermek lütfunda bulunduğunuz için çok teşekkürler ederim. Başsağlığı temennilerinize de ayrıca teşekkürler ederim. Bu vesile ile sizlere ailece sağlık, mutluluk ve iyilikler temenni ederim." şeklindedir.

Mektuptaki dosya numarası 5601… Yani bu şekildeki, bu tür mektuplardan kaç kişiye gönderildiğini de buradan anlayabilirsiniz. Kadir Mısıroğlu’na yönelik bir özel durum yoktur. Her parti genel başkanı, kendisine imzalı gönderilen kitaplar karşısında bu nezaketi gösterir. Mesela MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli de yazarın dünya görüşü ne olursa olsun, kendisine imzalı kitabını gönderen herkesi telefonla arar, teşekkür eder ve başarılar diler. Bunların içinde belki kendisini ağır bir şekilde eleştiren yazarlar da vardır.

Kadir Mısıroğlu ve tayfası o yüzden ihanetlerine, terbiyesizliklerine Başbuğ Alparslan Türkeş’i alet etmesinler. Başbuğ Türkeş bugün yaşasa bu Kadir Mısıroğlu’nun yüzüne tükürürdü.

Kaldı ki, Başbuğ Alparslan Türkeş’in Mustafa Kemal Atatürk’e çok büyük saygısı ve sevgisi vardı. Bir röportajda kendisine “Bazı çevreler “Atatürkçü Türkeş” diye bir suçlama niyetiyle eleştiriler yapıyorlar” dediklerinde cevabı   “Atatürk’ü büyük bir devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Türk milletinin kurtarıcısı olarak görüyorum. Vatana bu kadar hizmet etmiş olan bir büyük devlet adamını, Türk olup da sevmemek mümkün değil. Kimi sevelim? Apo’yu mu sevelim, yoksa Yunan Başbakanı Papandreu’yu mu sevelim?” olmuştu.

Gördüğünüz gibi Başbuğ Türkeş’in mektubunu istismar eden Kadir Mısıroğlu “Keşke Yunan galip gelseydi” diyerek kimi sevdiğini göstermiştir.

Gelelim Kadir Mısıroğlu’nun “Türkmenler için ‘Kerkük Gecesi’düzenliyordum.”  meselesine…

Dün Türkmenler için bunu yaptıysan, bugün niçin “BOP’çu, Amerikancı oldun?” diye sorarlar adama…

ABD, Irak işgalinde Türkmen şehirlere bomba yağdırırken, topraklarını, tapularını peşmergelere peşkeş çekerken, Türkmen liderlere suikast düzenleyip,  şehit ederken bu Kadir Mısıroğlu, “BOP Türkiye için nimettir” diyordu. Bununla da yetinmiyor “BOP’a destek için AKP’yi ben ikna ettim” ve “Bu iş için Clinton zamanında çalışan heyetten bana da teklif geldi; ‘Bu iş nasıl gerçekleşir.’ Ben durup dururken bu raporu yazmadım ya…” diye itiraflarda bulunuyordu.

ABD, Büyük Ortadoğu Projesi için yaklaşık 2 milyon Müslüman’ı Irak’ta öldürmüştür. Bunun büyük bir kısmı da Türkmenlerdir. BOP’a destek olan Kadir Mısıroğlu’nun elinde milyonlarca Müslüman’ın ve Türkmenlerin kanı vardır. O yüzden Kadir Mısıroğlu artık Türkmenler, İslam, şeriat gibi değerler üzerinden Türk milletine masallar anlatıp, fitne tohumları ekmeyi bıraksın… Bu değerleri ağzına alacak son kişidir Kadir Mısıroğlu…

Kadir Mısıroğlu, İstanbul boğazda 10 milyon dolarlık restoran sahibi olup, Atatürk’e hakaret eden, iftira atan biriyken, Mustafa Kemal Atatürk ise “İstanbul’un işgal edilmesinin bütün İslam dünyasına tecavüz olduğunu” belirtip bunun İslam dünyasına yönelik yeni bir “Haçlı Saldırısı” olduğunu ifade edip, düşmanı denize döken komutandır. Haçlı ordularına zangoçluk yapan Kadir Mısıroğlu’nun terbiyesizlikleri, ihanetleri, iftiraları artık iyice kokmaya başlamıştır.

O yüzden Kadir Mısıroğlu’na sahip çıkanlar artık sifonunu çekip, kokunun yayılmasını bir an önce önlemelidir.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *