21 Kasım 2024
weather
13°
Twitter
Facebook
Instagram

Yapay zekâ vergisi, dijital dönüşüm ve üniversiteler

YAYINLAMA:
Yapay zekâ vergisi, dijital dönüşüm ve üniversiteler


Yapay zekâ her alanda yerini artırmaya devam ediyor. Dünyanın geçirdiği ve ekonomi ile yaşamı etkileyen büyük devrimlerden biri olmaya en yakın aday teknoloji akımlarından biri gibi görünüyor.

Diğer yandan teknoloji firmalarında başlayan işten çıkarmaların yapay zekâ ile ilgili olabileceği de dillendirilmeye başlandı. Daha önceden bilgi işleme yazılımları için harcanan eforun bir büyük veri modeli ile çalışan yapay zekâ tarafından yapılması ile bu işten çıkarmalar etkilenmiş olabilir.

Elbette yapay zekâ birçok sektörde etki gösterecek. Teknoloji dışı sektörler de yoğun bir şekilde etkilenecek. Yapay zekânın işsizliğe katkısı da birkaç yıl içinde ABD ile başlamak üzere hissedilmeye başlanır. Peki, devletler yapay zekâ nedeniyle işsiz kalanları nasıl sosyal olarak destekleyecek?

Bu soruya bir cevap olarak yapay zekâ vergisi konuşulmaya başlandı. Yapay zekâ vergisi, yapay zekâ sistemlerinin veya otomasyonun neden olduğu işsizlik gibi potansiyel ekonomik etkileri dengelemek veya finanse etmek amacıyla hükümetler tarafından önerilen bir vergi türü olarak tanımlanıyor. Bu vergiler ile iş süreçlerinin otomasyonu ve yapay zekâ teknolojilerinin kullanımı nedeniyle iş gücüne olan ihtiyacın azalması sonucu ortaya çıkabilecek gelir eşitsizliği ve işsizlik gibi sosyal ve ekonomik sorunların azaltılması planlanıyor.

Elbette yapay zekâ vergisi konusu oldukça tartışmalı. Bazıları, yapay zekâ vergisinin, yapay zekânın yarattığı ekonomik faydalardan kaynaklanan toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlayabileceğini düşünerek desteklerken, diğerleri bu tür bir verginin teknolojik inovasyonu engelleyebileceğini veya işletmelerin gelişimini baskılayabileceğini öne sürüyor.

Bu tür vergilerin nasıl uygulanacağı, hangi tür yapay zekâ sistemlerinin vergilendirileceği, nerede vergilendirme yapılacağı, yapay zekâ sistemlerinin harcadığı elektriğin ayrıca mı vergilendirileceği, vergi oranlarının nasıl belirleneceği gibi konular henüz netleşmemiş durumda ve tartışmalar devam ediyor.

Elbette, bu tür vergiler acıları dindirme ya da önceki işlerdeki iş gücünün yeni rollere adaptasyonu için geçici fonlar olabilir. Ama yapay zekâ karşısında potansiyel ekonomik ve dolayısıyla sosyal etkenlerin neler olabileceği ve aksiyon planları küresel ekonomi platformlarında çok yoğun şekilde tartışılıyor.

Bir yandan yapay zekâ ile yok olacak işlerde bugün var olan personelin yeni işlere adaptasyonu bir dertken, bir tarafta hâlâ iş bulup bulamayacakları belirsiz bölümlerde de insan yetiştiriyoruz. Bu hafta, İngiliz Başbakanı Sunak, yaptığı açıklamada, üniversitelerde iş bulma garantisi olmayan bölümlere kısıtlama getirileceğini belirtti. Buna ek olarak, “düşük kaliteli üniversitelerinin öğrencilerden faydalanarak soygun yaptığını” ekledi. Görünen o ki, İngiltere gelecekte kazanç potansiyeli görülmeyen bölümler dâhil hâlihazırda iyi sonuçlar vermeyen bölümlere alınan öğrenci sayısına kısıtlama getirecek.

Bizim ülkemiz açısından da bu gerçekten ciddi şekilde düşünülmelidir. Artık herkesi üniversite mezunu yapma, üniversiteleri artırma, bölümleri artırma döneminin sonuna gelmiş olmamız, daha odaklı ve gerçek ihtiyaca göre yönlendirilmiş eğitim arzını getirmemiz gerekiyor. Bugün sanayi de oldukça dertli; üniversite mezunu yapılan kalifiye gençlik, kalifiye teknik rollerde çalışmıyor. Maalesef bugün bu rollerin doldurulması için göçmenler bir çözüm gibi görünüyor.

Dijital dönüşüm planlamasından, konuya özel meslek liselerinden, üniversite giriş sürecinden, açılacak üniversite bölümlerine kadar birlikte değerlendirilmesi gereken bütünleşik bir yaklaşımın daha da kıymetli olduğu bir dönemdeyiz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *