Kılıçdaroğlu kaybetmedi
KILIÇDAROĞLU KAYBETMEDİ
Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin 4 Kasım’daki büyük kurultayında kaybetmemiştir.
“CHP eski genel başkanı” sıfatını kazanmıştır.
Bilirsiniz kendisi kaybetmek sözcüğünden son derece nefret eden ve bardağın hep dolu tarafından bakmayı seven birisidir.
Gençlerin Piro’sunu siyasi hayattan uğurladığımız şu günlerde ondaki kaybetme takıntısına saygı göstererek onu bu zamana kadarki kazanımlarıyla anmalıyız.
Çünkü idamlık mahkûmların bile son isteği yerine getirilir.
Zaten genel başkanlık koltuğunu teslim ettiği CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel’in kurultay konuşmasına başlarken kullandığı ifadeler, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “kazanımlarının” ne kadar kuvvetli ve derinde olduğunu herkese gösterdi.
Özgür Özel’in delegeden oy istemeye çıktığı kurultay kürsüsü Atatürk’ün partisi CHP’ye değil de Apo’nun partisi HDP’ye ait gibiydi.
Birkaç saat sonra CHP’nin yeni genel başkanı olacak Özgür Özel PKK’yla irtibat ve iltisakları nedeniyle kayyum atanan HDP’li belediyelere, PKK’lı Selahattin Demirtaş’a ve karanlıklar prensi Osman Kavala’ya selam göndererek konuşmasına başladı.
Oysa bu Özgür Özel 30 Mayıs 2016 tarihinde "Adalardan, dağlardan talimat alan Demirtaş'ın; CHP üzerinden dedikodu siyaseti ile manşet olma çabası ortadadır!" şeklinde bir paylaşım yaparak Selahattin Demirtaş’ın buz gibi bir PKK’lı olduğunu ele güne beyan etmişti. İşin ilginci bu mesaj hala Twitter sayfasında canlılığını koruyor.
Demek ki Kemal Kılıçdaroğlu siyasi hayatına veda etse de CHP’yi Türkiye’nin beka düşmanlarının sığınağı yapan fikirleri CHP’de kalmayı sürdürecektir.
Onun siyasi serüveninden geriye kalan en büyük kazancı da budur.
Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığı döneminde ulusalcı, milliyetçi damarı kopararak partinin damarlarında oluk oluk bölücü kan dolaşmasına yol açmıştır.
Artık Cumhuriyet’i kurmakla şişinen bir partinin kongresinde konuşma yapanlar önce bölücü terör örgütü mensuplarına saygı ve selamlarını iletmek zorundadır.
Selahattin Demirtaş’a ve tutuklu teröristlere selam göndermek, her konuşmaya onları anarak başlamak CHP’li siyasetçilerin “besmelesi” haline gelmiştir.
Dolayısıyla Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan devraldığı bu bayrağı daha da azimle sallayacaktır.
Özgür Özel genel başkan seçildiği kurultaydan bir gün sonra HDP’nin irtibat subayı olarak CHP’de bulunan Sezgin Tanrıkulu’nu PM aday listesine alarak HDP sevgisinde ne kadar samimi olduğunu göstermiştir.
Kılıçdaroğlu’nun gidişiyle düşme tehlikesi ihtimali ortaya çıkan “CHP-HDP nikahı” daha düşmeden tazelik kazanmıştır.
Özgür Özel’i CHP genel başkanlığına taşıyan en önemli figür olan Ekrem İmamoğlu’nun da HDP’ye ve Selahattin Demirtaş’a duyduğu orantısız sempatiyi düşünürsek CHP Kemal Kılıçdaroğlu sonrasında da emin ellerde kalacaktır.