22 Kasım 2024
weather
14°
Twitter
Facebook
Instagram

Laiklik pelerini altında bölücülüğe göz kırpmak

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Laiklik pelerini altında bölücülüğe göz kırpmak

"Ben bu seçimlerin ne olacağından daha çok sonucunun Türkiye’nin aleyhine olacağı, belki de Türkiye Cumhuriyeti’nin İslam Cumhuriyeti'ne dönüşmesinde son çıkış yolu olacağı düşüncesindeyim. O yolu kesmemiz gerekiyor, asıl mesele bence bu. Yani AK Parti’nin kazanması demek, laik demokratik Türkiye’nin artık isminin değişmesi demek."

CHP’li eski Milletvekili Fikri Sağlar’ın önümüzdeki yerel seçimlere dair parlak analizi bu şekilde.

Türkiye'nin tehdit altında olduğu, Cumhuriyetin yitirildiği, ülkenin Afganistan’a dönüşeceği minvalindeki balon iddiaları her seçim döneminde şişirmekten bıkmayan bir güruhun ortak analizi aslında bu.

Laiklik bahanesiyle toplumu yönlendirmek, Cumhuriyet'in yok oluş korkusuyla makam ve mevki elde etme kurnazlığı bu kesimin en iyi yaptığı şeylerden birisi.

Karganın ağzındaki peyniri düşürmek için yalanlar üfüren tilkinin oyunculuğu ne ise rejim hassasiyetini kaşıyarak kendilerini bir yerlere atmaya çalışanlarınki de o.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmirlilerin sadece hizmet performansına değil laikliğe ve özgürlüğe oy verdiklerini söylerken Fikri Sağlar ile aynı çerçeveden konuşuyor.

Zaten İzmirliler sadece hizmet performansına göre oy verse, en iyi bildiği şey dans etmek olan Tunç Soyer’in şehrin herhangi bir mahallesinde muhtar olabilmesi bile imkânsız.

İzmir’in birçok yeri kanalizasyon kokuları tarafından esir alınmışken İzmirlilerin gördüğü en büyük hizmetin Tunç Soyer’in kıvrak figürlerle süslediği dansları olması, laiklik istismarının faydalılarından kaynaklanıyor.

Bir yandan laiklik adına kılıç sallayan bu güruh, diğer yandan PKK’nın siyasi kadrosuyla aynı safta yer almayı da ihmal etmiyor.

Nasıl olur da bir parti, hem laikliğin bekçisi hem de bölücülüğün yoldaşı olabilir?

Bu, hem ahlaken hem de mantıken çözülmesi güç bir çelişkidir.

PKK uzantısı DEM’lilerle ittifak yapanların Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik herhangi bir tehlikeyi önleyebilmesi akla mantığa aykırıdır.

Bir defa, her şeyden evvel kendileri milli güvenlik tehdidi haline gelmiştir.

Türkiye'nin gerçek tehditlerini göz ardı eden bu “Laiklik elden gidiyor” söylemleri en çok PKK’nın değirmenine su taşımaktadır.

Çünkü Amerika’nın İŞİD’le mücadeleyi gerekçe göstererek PKK terör örgütünü güçlendirmesi gibi CHP de Cumhuriyeti koruma teranesiyle PKK’nın siyasi taşeronlarını koynunda büyütmektedir.

Her seçimi köprüden önceki son çıkış olarak lanse etmek CHP’nin kabak tadı veren seçim stratejilerinden birisidir. Bu söylemi 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “Vatanını seven sandığa gelsin” çağrısında bulunan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan da bolca işittik. Fakat Kemal Kılıçdaroğlu hayat memat meselesi olarak gösterdiği seçimleri tertemiz kaybettikten sonra “Hayat devam ediyor” şeklinde şakalar yaparak “Yandık, bittik, öldük” söylemlerinin seçilmek için uydurduğu yalanlardan ibaret olduğunu kendi ağzıyla kanıtladı.

Rejimi tehlike altındaymış gibi gösterip, kendilerini de yegâne kurtarıcı olarak pazarlayıp, laiklik pelerini altında bölücülüğe göz kırpanların anlaması gereken bir şey var: Artık sahne değişti, oyuncular değişti, hikâye de değişti. Türkiye, yeni bir yüzyılın başlangıcında ve bu hikâyenin yazarı sadece Türk milleti.

Türk ve Türkiye Yüzyılı’nın hikâyesinde, Türkiye’ye halis duygularla bağlı olan herkesin bir rolü var ve bu rol, korku üzerine değil, umutlar üzerine kurulu.

Yorumlar
A
Ahmet Güler 9 ay önce
Yureginize saglik
BEĞENME
0
CEVAPLA