Şehitlerden, gazilerden utan İlker Başbuğ
“Her insanın üç karakteri vardır: Belli ettiği karakter, sahip olduğu karakter ve sahip olduğunu sandığı karakter.” derler…
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret ederek, Tele1 Tv’de düzenli bir programa başlayarak bize hangi karakterini gösterdi sizce?
Karakteri ne olursa olsun, kendisinin büyük bir hayal kırıklığı olduğu muhakkak…
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret ettiğini ilk Nihat Genç’in “Sayın İlker Başbuğ, CIA ve köpeği FETÖ sizleri içeri tıktığı günlerde bugün ziyaretinizle (güya) onurlandırdığınız İmamoğlu, ne çabuk unuttunuz, FETÖ'nün Samanyolu'nda yorumculuk yapıyordu ve aynı günlerde AKP'den belediye başkan adayı olmak için Beşli Çete'yi aracı kılmıştı! Taşıdığınız üniformayla şimdi kimlere yol yapıyor güzellemeye çalışıyorsunuz? Bu Zelenkski arayışı, hayırdır!” şeklindeki tepkili paylaşımından öğrendim.
Ardından Saraçhane robotu Şaban Sevinç’in “Önemli bir görüşme” diye paylaşımına denk geldim.
Tele1 Tv’de programa başlamış olmasını da İlker Başbuğ’un sosyal medya sayfasına girip baktığımda “Analiz ve Sentez” her ayın ilk cuma günü olacak. İlk program bu akşam…” paylaşımından gördüm.
Binlerce silah arkadaşını PKK terör örgütü saldırılarında şehit vermiş eski bir Genelkurmay Başkanı; PKK’lıları öven, cezaevindeki Demirtaş gibi PKK’lılara özgürlük isteyen, PKK’nın siyasi uzantılarıyla işbirliği yapan, Kandil’de silahlı pozları çıkan PKK’lıları İBB’ye dolduran, terör örgütü PKK’nın kurucularından olan ve teröristbaşı Öcalan’a aşkla bağlı olduğu söylenen Sakine Cansız’ın kitabını İBB Kültür vitrininde satışa sunan, Diyarbakır’a kadar gidip terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık yaptıkları için kayyum atanan HDP’li Belediye Başkanlarına destek için onlarla poz veren, yine başka bir tarihte Diyarbakır’da açılan sözde sanat galerisine HDP Eşbaşkanları ve “Siz Mustafa Kemal'in askeri değil generali olsanız ne yazar. İt sürüleri.” diyen PKK’lı Sırrı Sakık ile birlikte katılan, HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan ile İstanbul’da fidan dikimi programı yapan, seçimlerde HDP ile ittifak ve DEM ile “Kent Uzlaşısı” kuran, PKK’lı Demirtaş’ın teröristleri kutsallaştırdığı, onlar üzerinden hayaller kurduğu “Devran” isimli kitabının İBB katkılarıyla tiyatroya çevrilmesi ve eşinin HDP Eşbaşkanları bile o tiyatroya katılmasını "Benim eşim, iyi eğitim almış, üniversite bitirmiş, masterı olan, doktorası olan bir Türk kadını. Benim eşim, nereye gideceğini bilir" şeklinde onaylayan, teröristbaşı Öcalan'ın talimatıyla kurulan DİAYDER (Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği) üyelerine yardım kartları veren, onları işe alan ve mekanlarına giden Ekrem İmamoğlu’nu niçin ziyaret eder ve onun olmayan “başarılarını” kutlar ki?
Büyük hayal kırıklığısın İlker Başbuğ!
Atatürk hakkında ve Türkiye’nin yaşadığı değişik süreçler hakkında kitaplar yazıyorsun, gazete ve televizyonlara röportajlar veriyorsun, çeşitli panel ve konferanslara katılıyorsun Ekrem İmamoğlu’nun bu ve benzeri eylem ve söylemlerini hiç mi duymadın? Duydun da işine mi gelmiyor? İBB üzerinden yeni bir kariyer peşindesin de bizim mi haberimiz yok?
Şehitlerimizi, gazilerimizi neyin karşılığında sattın İlker Başbuğ?
Hendek terör olaylarında “Hendek kazanların ellerinden öpüyorum” diyerek azmettirdiği PKK’lı teröristlere 850 askerimizi, polisimizi şehit ettiren…
“Biz PKK'yı silahlı halk hareketi olarak tanımlıyoruz. 1990'dan bu yana kurulmuş hiçbir partimiz PKK'yı terör örgütü olarak tanımlamadı” diyen…
"Bizim bir milletvekilimiz bir PKK'lının cenazesine katıldı diye linç edilebiliyor medyada. Seçmenimiz o bizim. Bize oy veren, güvenen insan. Evladını yitirmiş çatışmada. Bir bakıyorsunuz akşam havuz medyasında 'milletvekili PKK'lı terörist cenazesinde. Ben çok açık söyleyeyim; halkımızın acısına sahip çıkmayan milletvekiliyle ilgili kusura bakmasınlar ben soruşturma açtırırım, parti disiplini gereği. Sen oy almışsın o insandan, hassasiyetine dikkat edeceksin arkadaşım. Cenazesine de gideceksin, taziyesine de.” diyen…
İlker Başbuğ senin silah arkadaşlarını “Gazetelere bakın büyük temizlik operasyonuymuş… Siz kimsiniz ya? Siz kimi nereden süpürüyorsunuz? Siz ancak bu toprakların kanalizasyonunu temizlersiniz.” şeklinde aşağılayan…
Ve bunun gibi daha nice PKK propagandaları yapan, PKK’lı teröristlere sahip çıkan, PKK’lı teröristleri azmettiren PKK’lı Selahattin Demirtaş için ne diyordu Ekrem İmamoğlu?
“Siyasette aktif olduğu dönemde çizdiği çizgiyi beğenenlerden biriydim. Gerçekten de barışçıl, uzlaşmacı ve evrensel değerleri öne çıkaran dili vardı. Bundan da çok mutluluk duydum. Hatta kendi adıma bunun Türkiye için bir fırsat olabileceğini ve birçok duvarı yıkabileceğini de dile getirdim. Bugün de hâlâ aynı kanaatteyim"
***
İlker Başbuğ’un ayağına giderek “başarılarını” kutladığı, pozlar verdiği Ekrem İmamoğlu’nun “beğendiği çizgi”, on bine yakın askerimizi, polisimizi şehit eden, onbinlerce insanımızı hayattan koparan PKK’nın çizgisidir.
İlker Başbuğ, sen Atatürk’le ilgili kitapları niçin yazıyorsun, Cumhuriyet nutuklarını niye atıyorsun? Yoksa, sahip olduğun asıl karakteri maskelemek için mi?
Bir insan Atatürkçü ve Cumhuriyet değerlerine bağlı olup da Ekrem İmamoğlu gibi sinsi, yapmacık ve ABD-İngiltere-Yunanistan ekseninde siyasi gelecek arayan birine selam dahi veremez, vermemeli değil mi?
İlker Başbuğ, Ekrem İmamoğlu’na bugüne kadar vermediği selamı niçin şimdi vermiştir?
Yoksa ona da malum bir eksenden sinyal mi gelmiştir?
FETÖ’nün kumpaslarla cezaevine aldığı dönem hep sahip çıktığımız Genelkurmay Başkanlığı yapmış bir adam, şimdi tüm seçimlerde FETÖ’cülerin desteklediği, FETÖ’nün kapatılan Samanyolu televizyon kanalında spor programları yapmış olan Ekrem İmamoğlu’nun ayağına gidip, güzellemeler yapıyor.
Yakında da Ekrem İmamoğlu’nun “çizgisini çok beğendiği” PKK’lı Selahattin Demirtaş’ı cezaevinde beraber ziyaret ederlerse hiç şaşırmayız. Hatta sadece PKK’lı Demirtaş ile yetinmeyecek, teröristbaşı Öcalan’ı da ziyaret eder gibi gözüküyor.
Belki de “o kadar da abartma” diyen olacaktır.
İlker Başbuğ’un televizyon programına başladığı Tele1 Tv’nin sahibi Merdan Yanardağ kim? Terör örgütü PKK'nın gazetesi Özgür Gündem'de Yazı İşleri Müdürlüğü yapmış olan ve daha geçtiğimiz yıl teröristbaşı Öcalan’ı "70 yaşını geçmiş bir Abdullah Öcalan 25 yıldır kesintisiz hapiste. Türkiye'de en uzun süre yatan siyasi mahkumdur. Normal infaz yasaları geçerli olsa serbest bırakılması gerekiyor. Öcalan hafife alınacak birisi değil. Neredeyse cezaevinde filozof oldu. Çünkü okumaktan başka bir şey yapmıyor. Siyaseti doğru okuyan, doğru gören, doğru çözümleyen son derece zeki birisidir" şeklinde övdüğü için hapis yatan bir müptezel değil mi?
Ekrem İmamoğlu’nun çizgisine geldiysen, Merdan Yanardağ’ın televizyon kanalında programa başladıysan senden de PKK’lı Demirtaş’a ve teröristbaşı Öcalan’a övgüler bekliyoruz İlker Başbuğ!
İlker Başbuğ, belli ettiğin, sahip olduğun ve sahip olduğunu sandığın karakterlerinin hepsi deşifre olmuştur.
Şehitlerimizden, gazilerimizden utan İlker Başbuğ!
Şu geldiğin finalde herhalde “Genelkurmay Başkanlığı yapması Türkiye adına büyük talihsizlikmiş” şeklinde noktalanır.
Şairin tarifi tam da sana mı uyuyor ne?
“Âah ah... Ne insanlar tanıdım hey!
Hep hikâye roman çıktı.
Kimi dedim ağır bir şey,
Tarttım baktım gram çıktı.”
Kutsal sıfatların, makamların, değerlerin içi böyle böyle boşaltılmaya çalışılıyor... İlker Başbuğ’da rolünü oynadı işte…