23 Kasım 2024
weather
14°
Twitter
Facebook
Instagram

DEM’li avarel ve medya çetesinin ikiyüzlülüğü

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
DEM’li avarel ve medya çetesinin ikiyüzlülüğü

Türkiye’nin en büyük meselelerinden birisi de bünyesinde bulunan ve birbiriyle iç içe geçmiş bazı siyasi partilerin, sanatçıların, aydınların, sivil toplum kuruluşlarının, derneklerin, yazarların, yorumcuların ve terör örgütü temsilcilerinin; kendileriyle olan çelişkisi, tutarsızlığı ve nerede durduğunu bilmemesidir. Yaptıklarıyla konuştukları, konuştuklarıyla yaptıkları arasındaki uçurumun farkında olmadan üstelik bir de ahkâm kesmeleridir.

İnanın, bu halleri aklı başında bir insanı bile çıldırtacak düzeydedir.

Geçtiğimiz gün aslında “Dertleri adalet, hukuk değil, sadece MHP düşmanlığı!” başlıklı bir yazıyla bu konuya değinmiştim. Onbinlerce insanı öldürmüş terör örgütü PKK’nın yardım ve yatakçıları bile, ilk günden itibaren girift bir cinayet olarak gördüğüm Sinan Ateş olayı üzerinden MHP ve Ülkü Ocakları’nı hedef alıyor; hukuk, adalet nutukları atabiliyor.

Adalete, hukuka duyarlı olan herkes elbette bu girift cinayetin çözülmesini bekleyebilir, ailesi, yakınları, dostları bu olayın aydınlanmasını her yönüyle isteyebilir. Bu, onların en doğal hakkıdır. Hepimizde bunu isteriz. Ama onbinlerce kişiyi öldürmüş, binlerce askerimizi, polisimizi şehit etmiş PKK’ya tasmalarını vermiş kişilerin, Sinan Ateş olayı üzerinden yaratmaya çalıştığı atmosfer başka bir amaç ve niyet taşımaktadır. 

Geçen gün terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı DEM’in Avarel kılıklı Eşbaşkanı bile bu konu hakkında "Bakın sokak ortasında cinayetler işleniyor, plakalar ortada, çakarlı araçlar ortalığa saçılıyor ama buna dair kimi trollerin tek bir lafı yok. İnanın bugün bir değil, onlarca Susurluk vakası var ülkenin her yerinde, Susurluk'a rahmet okutacak çeteler her yerde kol geziyorlar. Kendi elinizle devlet içinde yeni paralel yapılar ürettiniz. Şimdi bu yapılar elinize ayağınıza dolandı ve feryadı figan ediyorsunuz. Tekrar ediyoruz yüzünüzü karanlık yapılara değil hukuka ve adalete dönün. Türkiye’nin de sizin de geleceği Türkiye demokrasinin de yararı hukuka ve adalete tekrar yüzünüzü dönmenizdedir.” yorumunda bulunabiliyor.

Kanlı elleriyle, zehirli ve bölücü diliyle cinayetten, hukuktan, demokrasiden bahseden bu DEM’in başındaki Avarel kim?

Onbinlerce masum vatandaşın öldürülmesi, askerimizin, polisimizin şehit edilmesi için talimat veren teröristbaşı Öcalan hakkında şu sahiplenmeyi gösteren kişidir.

“Özgürlüğün reçetesi olan Sayın Öcalan’ın deklarasyonunun arkasındayız.”

“Kürt sorunu ve Öcalan'a yönelik tecrit devam ettikçe Tekirdağlı da Trabzonlu da huzur bulmayacak.”

“Eğer gerçek bir normalleşme istiyorsanız sayın Öcalan'a uygulanan mutlak tecride son verin”

 “Sayın Öcalan şahsında demokratik çözüm, barış umudu ve toplum tecrit altındadır. İmralı'da mutlak tecrit vardır.”

“Türkiye’de çözümde yıllarca ısrar eden Sayın Öcalan’a kulak verilmeli ve oturulup konuşulmalıdır.” 

“Şeyh Said’i idam sehpasına götürenler Öcalan’a tecrit uyguluyor”

“Sayın Öcalan’a özgürlük ve üzerindeki tecritin kaldırılması için 1-15 Şubat tarihleri arasında bir yürüyüş gerçekleştirilecektir. Biz de DEM Partisi genel merkezi olarak bu yürüyüşü destekliyoruz.”

Sicilinde bu şekilde teröristbaşı övgüleri bulunan DEM’in Avarel kılıklısını biliyorsunuz, aynı zamanda Irak’ın kuzeyinde 12 şehit verdiğimiz terör örgütü PKK’nın saldırısı esnasında, askerlerimiz tarafından öldürülen PKK'lı teröristlerin adını teker teker sayıp "Biz onların sesi soluğu olmaya devam edeceğiz" demişti. Bu Avarel aynı zamanda Siirt Belediye Başkanı iken görevden alınmış ve “PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla tutuklanmıştı. Türkiye’nin gerçekten tuhaf olan yasa ve hukuk düzeni yüzünden bu adam şimdi milletvekili ve terör örgütü PKK’ya hizmet eden DEM’in Eşbaşkanı… Akıl alacak gibi değil…

Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir durum yaşanması mümkün mü?

Gelin görün ki, Türkiye’de yıllardır yaşanıyor. Bir de böyle adamlar Türkiye’deki gelişmeler hakkında hukuk, adalet dersi veriyor.

Sözde siyasi bir kimlik taşıyarak PKK’nın yardım ve yataklığını yapan DEM’in Avarel’i böyle bir sicile rağmen girift bir cinayet üzerinden nasıl demokrasi, adalet ve hukuk ahkâmları kesebiliyor?

Resmen Türk milletinin sabrıyla dalga geçiyor bu Avarel?

Sadece bu PKK’lı Avarel kılıklı değil, bu ve benzeri kim varsa onbinlerce insanı öldürmenin alçaklığının hesabını vermeden, karıncaincitmez edasında kalkıp cinayet yorumları yapabiliyor; demokrasi, adalet ve hukuk nutukları atabiliyor.

Kundakta kurşun yiyen bebekler, aşeren hamile eşine pazardan ayva alırken eşinin yanında kafasından vurularak şehit olan asker, Necmettin ve Aybüke öğretmen, Eren Bülbül isimli genç, 10 aylık Bedirhan bebek ve annesi Nurcan Demir Karakaya ve daha nicesi… Bu insanlarımızı şehit eden alçak terör örgütünün hizmetkârları dahi Sinan Ateş cinayeti üzerinden algı yaratarak kendilerine yeni yeni maskeler üretiyor.

Geçmişte on binlerce insanı öldürmüş ve halen terör saldırılarını sürdüren bir terör örgütüne mensup olanlar, onlarla dirsek temasında bulunanlar ve her konuda iş birliği yapanlar; Sinan Ateş üzerinden MHP ve Ülkü Ocakları’nı yargılamak için sanal adliye salonu kuruyor, savcılarını-hâkimlerini ayarlıyorlar. Bu kurulan sanal mahkemelerin mübaşirlerini de her gün Halk Tv, Sözcü, KRT, Flash Tv, TELE1, Karar gibi televizyon kanallarının ekranlarından görüyoruz. Bunların tamamı kim biliyor musunuz? Hendek ve Kobani olaylarının tümünde PKK’lı teröristleri bizzat azmettirerek 1000 üzerinde kişinin ölümünden sorumlu olan PKK’lı Selahattin Demirtaş’ın özgürlüğünü isteyenler…

Sinan Ateş cinayetini dibine kadar istismar eden, her yanlarından samimiyetsizlik akan İsmail Saymaz, Barış Pehlivan, Erk Acerer, Merdan Yanardağ, Yavuz Selim Demirağ, Mehmet Saral, Cevheri Güven, Fatih Portakal, Selçuk Tepeli, Timur Soykan, Özlem Gürses, Levent Gültekin ve benzerlerinin tümü; 1000’in üzerinde insanın ölümünden, binlerce kişinin yaralanmasından sorumlu olan PKK’lı Demirtaş’ın özgürlüğünü isterler ve onun terörizm destekçiliğini kahramanlık olarak pazarlarlar. Düşüncesi her konuda adalet, hukuk aramak olanlar, bu kadar ölüme sebebiyet veren PKK’lı bir azmettiriciye böyle canı gönülden sahip çıkabilir mi?

Sinan Ateş’in canı, onların umurunda olur mu?

DEM’li Avarel ve bu sözde gazeteciler için Sinan Ateş cinayetindeki azmettirici ve katil sadece MHP ve Ülkü Ocakları’na zarar verecekse kıymetlidir. Sinan Ateş’in katili yarın mahkemede “Ben PKK’lıyım, Sinan Ateş’i de Ülkücü olduğu için öldürdüm” desin, bunların tamamı anında “PKK’lı katil” safına geçer ve “Bu genci katil olmaya sevk eden nedenler neler acaba? diye yine MHP ve Ülkü Ocakları’nı suçlarlar!

Al işte “PKK’lı gencin ölüsüne de dirisine de sahip çıkacağız”, “PKK’lıların cenaze törenine katılmayan HDP vekilleri hakkında soruşturma başlatacağım”, “Biz PKK'yı silahlı halk hareketi olarak tanımlıyoruz. 1990'dan bu yana kurulmuş hiçbir partimiz PKK'yı terör örgütü olarak tanımlamadı” diyen PKK’lı Demirtaş’a sahip çıkanlarla ve Sinan Ateş cinayeti üzerinden MHP ve Ülkü Ocakları’na saldıranlar hep aynı kişiler…

Bizler, “Sinan Ateş cinayeti sonuna kadar aydınlansın” deriz, ama bunlar “PKK’lı Selahattin Demirtaş şehit ettirdiği yüzlerce askerimizin, polisimizin, masum vatandaşlarımızın hesabını versin” diyemezler!

PKK’lısı, FETÖ’cüsü, DHKP-C’si, etki ajanı, casusu her kim varsa MHP’den geçmişin intikamını almak ve geleceğe set çekmek için Sinan Ateş cinayetini sadece paravan olarak kullanmaktadır. Ülkücü Hareket’in Lideri Devlet Bahçeli’de “Mezkur iddianame ilgili mahkeme tarafından kabul edilip yargılama süreci derhâl başlatılmalıdır. Kimin elinde hangi belge ve bilgi varsa mahkemeye sunmalıdır. Hatta şahit olarak dinlenmek isteyenlere mahkeme kapısı açılmalıdır.” şeklinde “Hodri meydan” dedikten sonra seferberlik hallerini artırdılar.

Çünkü bu mesele üzerinden MHP’yi sürekli meşgul etmek, başka meselelere yoğunlaşmasını önlemek istiyorlar.

Sinan Ateş olayının tek merkezden sırf bu nedenle yönetildiği ve MHP üzerinde bir kara propagandaya dönüştürüldüğü oldukça aşikâr...

Sinan Ateş cinayetinin ilk mahkemesi 1 Temmuz’da görülmeye başlanacak. Bu cinayetin şu an tutuklu olan azmettiricisi ve katili odaklı, olayın üzerindeki birçok sis perdesinin kalkacağına, sebep ve sonuçlarının çok boyutlu aydınlanacağına inanıyorum.

Fakat bu cinayet gerçekleştiği günden itibaren sadece MHP ve Ülkü Ocakları’na sistemli saldıranlara bakın, meselenin kimler tarafından malzeme olarak kullanıldığını çok net anlayacaksınız.

Onbinlerce insanımızı öldürmüş terör örgütünün mensupları, onların kucağında zevklenen siyasilerin ve medya mensuplarının ikiyüzlülüklerini asla unutmayın… Türkiye’nin güvenlik tehlikesi işte onlardır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *