24 Kasım 2024
weather
15°
Twitter
Facebook
Instagram

Sokak köpeği sorununu çözebilmemiz lazım

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Sokak köpeği sorununu çözebilmemiz lazım

Son iki yıldır seçime doğru gidilirken hükümeti zor duruma düşürebilecek bence planlanmış birçok olay yaşadık. Örneğin, bir Suudi topraklarında futbol maçı olayı gibi kurgulanmış kokan olaylar yaşandı. Bu pencereden bir de bu sokak hayvanı sorununa bakmak istiyorum.

Hala haberlerde, sosyal medyada birçok sokak hayvanı saldırısı olayına tanık oluyor. Boyut itibariyle insan ırkına zarar verme potansiyeli olan sokak hayvanı, köpekler. Kedileri konuşacak değiliz, sokaklarımızda inek de dolaşmıyor, onu da konuşmuyoruz. O halde bu soruna “sokak köpeği sorunu” demek gerekiyor.

Bu konuda baş görevli olan belediyeler ve çoğu üzerine düşeni yapmıyor, yine çoğu köpekleri kendi idari sınırlarının ötesine ya da kırsal bölgelere taşıyor. Bu da kentin kırsala yakın kesimlerini daha da çok sokak köpeği baskısı atında bırakıyor. Aslında burada sokak köpeği tanımı da değişiyor. Kentin bittiği bölgelerde olanlara artık “vahşi köpek” demek gerekiyor. O halde “sokak köpeklerini” kırsala atmak, bize “vahşi köpek sorunu” olarak dönüyor, diyebiliriz.

Tüm varlıkları ile sokak köpeklerini destekleyen insanların varlığına, sevinelim mi üzülelim mi, karar veremiyoruz. Onlar açısından sevap konusudur, sevinebiliriz; ancak “doğanın düzenini de bozmuş olmuyorlar mı” diye baktığımızda tersine de düşünebiliriz. Onları besleyerek doğurmaya teşvik etmek ve yeni doğanları da bu şartlarda yaşamaya zorlamak hayvanlara da haksızlık değil mi?

Bugün ama mücadele yöntemi olan belediyelerin görevlendirildiği topla-kısırlaştır-bırak yöntemi çalışmıyor. Çalışsa bile kısırlaştırma yöntemi ile sokaktaki tüm köpeklerin aynı anda %70’i kısırlaştırılmadığı sürece sokak köpeği sorunu artmaya devam edeceği hesap ediliyor. Bu yapılabilmiş olsa bile, ortalama sokak köpeği ömrü olan 10 yıl daha bu problemleri yaşamaya devam edeceğiz, demektir.

Kaynaklara göre değişmekle beraber Türkiye’de 3-10 milyon arasında sokak hayvanı varlığı tahmin ediliyor. Dünyadaki büyük şehirlerdeki sokak hayvanı sayısının nüfusa oranına bir bakalım. İstanbul 2.53, Ankara 3.53, Bombay 2.42, Kahire 2.44, Sao Paulo 4.06, New York 0.36, Münih 0.34, Londra 0.17, Madrid 0.30. Burada Ankara dikkat çekici. Ankara benzer sokak hayvanı oranındaki şehirlerden kat kat güzel ve temiz bir şehir. Ona rağmen sayı yüksek!

Sokak köpeği olayı haberlerini gördükçe, “bu sorun neden çözülmüyor, ortada bir kurgu mu var”, diye düşünmeden edemiyorum artık? Vatandaşın önünde çözülemeyen bir sorun yıllardır niye var? Sokak köpekleri ile ilgili sürdürülebilir çözümü kim ve neden engelliyor? Çevik bir sistem olarak savunageldiğimiz tek kararname ile dağ yıkan bugünkü yönetim sisteminde sokak köpeği sorununu çözebilmemiz lazım. Bugün, hayvanları koruma kanunu var, ama sokak hayvanlarına çözüm henüz yok. Hayvana zarar veren insana ceza var, insana zarar veren hayvana ceza yok.

Bütçe kesintileri döneminde belediyelerin bu işe daha da az bütçe ayıracaklarını tahmin etmek zor değil. Artık daha radikal çözümlere ihtiyaç var. Buna 3 ayda tüm köpeklerin istisnasız kısırlaştırılması mı deyin, sokaktan toplanıp barınakta bakılması mı deyin, bilmiyorum uzmanları hangisi başarılı ve medeni olur hesaplasın. Ancak şu önemli, bu konuya artık sağlık veya hayvancılık riskleri açısından değil, iç güvenlik penceresinden bakmamız gerekiyor. Vatandaşlar olarak güven içinde sokaklar istiyoruz, bunu talep ediyoruz. Daha önce de dedim, hayvanseverlik tamam, biraz da insanseverlik.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *