Hafıza size gelince siliniyor mu?
İyi Parti’nin kuruluş gününden itibaren MHP’den kandırıp götürdüğü Türk milliyetçilerine, Ülkücülere en büyük zararı; İP’in, CHP ve HDP’ye yanlayarak davaya ihanetleri olduğu gibi ülkeye ihanetlerini de meşrulaştırması olmuştur. Dönemin İP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, “CHP’ye ilk kez sağdan oy akışı sağladık.” diyerek bu süreci özetlemişti.
İP’in önceki Genel Başkanı Meral Akşener, partiyi kurduğu ilk yıllarda “İYİ Parti’yi CHP ve HDP ile yan yana getirme çabasını çirkin, saygısız ve çok ayıp buluyorum.” demiş olsa da daha sonra sırayla 2018 genel seçimlerde CHP ile, 2019 yerel seçimlerinde CHP-HDP ile açıktan ittifak yapmıştı. Biliyorsunuz, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı Yeşil Sol ile aynı ittifakta yer almıştı.
İP’in çiçeği burnundaki genel başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun dün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmayı dinledim. Adeta belagat gösterisi yaparak İP’in bu siyasi sicilini silmeye çalışan bir çabası vardı. Özellikle bunu PKK’ya yardım ve yataklık yaptığı için gözaltına alınan ve yerine kayyum atanan Hakkâri Belediye Başkanı konusu üzerinden yapmaya çalıştı. Onun konuşması bittikten sonra mahkemeden haber geldi ve Hakkâri Belediye Başkanı PKK’ya yardım ve yataklıktan 19 yıl hapis cezası yedi.
Müsavat Dervişoğlu, “Dava sonlanmadıysa, bu kayyumu neden atıyorsunuz da memleketi karıştırıyorsunuz?” cümlesini kurduktan sonra da “ Müsavat Dervişoğlu terör seviciliğine soyunmuş diye manşet atabilirler. İstediğiniz manşeti atın. Ben mazisi kendisine kefil olan adamın, hayatım bölücülükle geçmiş adamım” diyordu.
Devamında da “AK Parti ve DEM Parti birbirine en yakın siyasi partilerdir. İki partinin derdi de kendilerine örtü ve payan da yaptığı kavramlarla ulus devlette ve Cumhuriyetle hesaplaşmaktır. Bu konuda en büyük ittifak yine bu iki parti arasındadır. Geriye ne kalıyor? Hukuksuz devlet, demokrasiz millet, kimsesiz Cumhuriyet. Her fırsatta hatırlatacağım demiştim. Burada da tekrar ediyorum. Unutmayacağız demiştim. İşte Dolmabahçe görüşmeleri de buydu, işte Oslo görüşmelerini gölgeleyen sır perdesi de buydu.” diye ekliyordu.
“Terörist ise niye aday yapıyorsunuz” şeklinde doğruyu söylüyormuş gibi başlayıp, konuyu getirdiği yere bakar mısınız? Aslında PKK’ya yardım ve yataklık eden alçaklara yapılan Türk devletinin muamelesini sulandırıyor.
DEM dediği parti, kendilerinin ittifak yaptığı HDP ve Yeşil Sol’un devamı olan partidir. Şu an CHP-DEM iç içe geçmişken hayali AKP-DEM birlikteliğine dair nutuklar atmak da Müsavat Dervişoğlu’nun cambaza bak oyunudur. Çözüm sürecine eleştirisine dair söyleyecek hiçbir sözüm yok çünkü zaten Dolmabahçe ve Oslo’ya en çok tepki yazıları yazmış bir yazarım. Fakat 10-15 yıl önce ki çözüm sürecini hatırlayıp kendilerinin son 5 yıldaki PKK’nın siyasi uzantılarıyla olan ittifak ve ilişkilerini niye hatırlamıyor(!) işte bunu çok merak ettim.
Sayın Dervişoğlu, 2019 yerel seçimlerinde CHP-HDP-İP ittifakına bir karşıtlığınız oldu mu? Seferberlik halinde desteklediğiniz tüm CHP Belediye Başkanlarının HD(P)KK ve PKK’lı Demirtaş ilişkileri adına bir tepki gösterdiniz mi?
CHP’nin, PKK ve onun siyasi uzantıları HDP, Yeşil Sol ile olan hangi ilişkisine, iş birliğine karşı çıktınız? HD(P)KK ile Anayasa taslakları hazırladığınızı bile CHP milletvekili İbrahim Kaboğlu itiraf etmişti.
Bu ilişkiden, iş birliğinden bugüne kadar memnun olduğunuz gibi, ittifak oldukları günlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kürt Sorunu çözülecekse, meşru bir organla, HDP ile çözebiliriz. Bu nedenle HDP’nin Meclis’te olması gerektiğini düşünüyorum” sözüne “İmralı’yı gayrı-meşru olarak görmesini, HDP’yi Kürt Sorununu çözmek için meşru görmesini anlamlı buluyor ve destekliyorum” şeklindeki cevabın arşivlerde duruyor Sayın Dervişoğlu…
Daha sonra da Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili 'Tezkereye 'hayır' deyip sonra Kandil'i bombalama vaadinde bulunmasının çelişkili olduğu söyleniyor.' şeklindeki bir soru üzerine “Kapsamlı bir çelişki de görmüyorum. Kandil başka bir yer, Suriye'nin kuzeyi başka bir yer' cevabını vermiş ve Suriye ve Irak tezkeresine HDP ile birlikte “Hayır” oyu vermiş Kemal Kılıçdaroğlu’nu böylece korumaya çalışmıştın.
10-15 yıl öncesine ait AKP’nin HDP’li çözüm sürecini hatırlatırken, 2015 yılından sonra HDP’li çözüm süreçleri ihalesini CHP’nin aldığını ve halen de bunu sürdürdüğünü görerek cümleleri kurarsanız daha mantıklı olacaktır. CHP-DEM ilişkisine niçin tepki göstermiyorsunuz? Yine bir ittifak doğar beklentiniz mi var? PKK’lı Demirtaş’a özgürlük isteyecek kadar CHP politikalarını benimsemiş Mansur Yavaş gibi belediye başkanlarına yine olumlu sinyal gönderiyorsunuz.
İP’i parlatanlar şimdi İP’i söndürme derdindeler. “CHP’ye ilk kez sağdan oy akışı sağladık.” diye övünen İP, şimdi partiden istifa eden milletvekillerinin, yöneticilerinin CHP’ye gitmesini şaşkın şaşkın izlemektedir. Bu parti Türk milliyetçisi çizgisinde olsaydı oradan istifa eden şahıslar, PKK’nın büyük siyasi partisi haline gelmiş CHP’ye gider miydi?
Müsavat Dervişoğlu bu sicili inkar ederek kurtulamaz, bu sicilin muhasebesini yapmalıdır.
CHP-HDP birlikteliği yaptığınız günlerde “Teslimiyeti ve hakareti alkışlayanlarla aynı sıfatı taşımayı içime sindiremediğimden bir daha asla ülkücüyüm ya da ülkücüydüm demeyeyeceğim. Çabamız sadece İYİ olmaktır.” şeklinde sosyal medya paylaşımıyla zaten yeni bir yola girmiştiniz. O yüzden sürekli mazi hatırlatmasıyla sıkıştığınız köşeden sıyrılmaya çalışmayın. Şu an ne yapıyorsunuz, atide ne yapacaksınız, nerede duracaksınız siz önce onun hesabını verin.
10-15 yıl önce Oslo’yu, Dolmabahçe’yi hatırlayan Müsavat Dervişoğlu’nun, son 6 yılda CHP-HDP-İP ilişkisinde terör örgütü PKK ile hangi izdüşümleri yaşadıklarını da hatırlamasını bekliyoruz.