06 Ekim 2024
weather
26°
Twitter
Facebook
Instagram

Türk partilerini PKK’nın tasmalı partisiyle kıyaslamak!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Türk partilerini PKK’nın tasmalı partisiyle kıyaslamak!

Yunanistan ve Bulgaristan’da gerçekleşen seçimlerde Batı Trakya Türklerinin birliğini, beraberliğini göstermesi açısından oldukça verimli sonuçlar elde edildi.

Yunanistan'da yapılan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde Türklerin kurduğu Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi, Batı Trakya'da 3 ilden 2'sinde birinci çıktı.

Bulgaristan’daki Batı Trakya Türklerinin partisi HÖH (Hak ve Özgürlükler Hareketi) ise seçimlerde ülke genelinde ikinci parti oldu.

Bu durum yıllardır asimile edilmeye çalışan Batı Trakya Türkleri için umut ve gurur verici gelişmedir. Yarınlara artık özgüvenle bakabilmenin zaferidir.

Sadık Ahmet’in tohumlarını attığı ve kurduğu Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi’nin zaferi; zulümlere karşı verilen varoluş mücadelesinin boşa olmadığının göstergesi olmuştur.

DEB Partisi Genel Başkanı Çiğdem Asafoğlu sonuçların ardından yaptığı değerlendirmede “Değerli Batı Trakya Türk’ü… 9 Haziran’da gerçekleştirilen Avrupa parlamentosu seçimlerinde, partimiz bir kez daha Batı Trakya’yı bir kez daha kendi renklerine boyamayı başardı. Bu başarının mimari Batı Trakya Türk halkının her bir ferdine hem partim hem şahsım adına gönülden teşekkür ediyorum. Liderimiz Dr. Sadık Ahmet’in emanetine, davasına ve partisine sahip çıkan kıymetli halkımız ülke demokrasisine dün gece büyük bir katkı sağlamıştır. Ancak görüyoruz ki, DEB Partisi ülke genelinde her seçim bölgesinden oylar almıştır. Artık anlıyoruz ki, Batı Trakya kabuğundan çıkıp, ülke genelinde kitlelere hitap ediyoruz. Baskılanan, dışlanan, haksızlığa uğrayan herkesin sesi olmaya çalışacağız. Yeni dönem başlıyor. Hedef 2029…” cümleleriyle dünü hatırlatmış, bugünü değerlendirmiş, yarınlara hedef koymuştur.

Bulgaristan ve Yunanistan’daki Batı Trakya Türklerinin seçim zaferini görünce, aklıma direkt Dr. Sadık Ahmet’in mahkeme önündeki kalabalığa karşı “Bu akıllı adamlar içeride bizim ırkımızı inkâr etmemizi istiyorlar. Bizim ırkımızı inkâr ettirebilecek adam yok” diye haykırması, kalabalığın da ona “Türküz, Türküz, Türküz” şeklinde haykırarak cevap vermesi geldi.

Bu seçim sonuçlarının Batı Trakya Türkleri için Yunanistan’da, Bulgaristan’da hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Birliği, beraberliği ve dayanışmayı daha güçlü hale getireceğinden asla şüphem yok…

Batı Trakya Türkleri, Yunanistan ve Bulgaristan’da seçim başarısı kazanınca, Türkiye’deki bölücü severlerin kendilerini meşrulaştırmak için pay kapma seferberliği de başladı.

Bu manada gözüme çarpan kimi yazar, kimi gazeteci, kimi iletişimci, kimi siyasetçi yorumları şunlar oldu. Hepsinin ortak özelliği terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarına ve PKK’lı Demirtaş gibilere sevgi ile bakmalarıdır.

Ayşe Hür: Yarın yayına başlayacak olan CNBC-e'nin Gangs of London dizisinde "Türkiye Kürdistan"ı terimi geçti diye hop oturup hop kalkanların Yunanistan'ın Batı Trakya Türklerinin, Türkiye Kürtlerinkinden çok daha geniş haklarıyla yetinmeyip daha fazlasını istemesi tipik bir ikiyüzlülüktür.

Gökhan Kaya: Türkiye Kürtleri deyince bölücü oluyorsun Batı Trakya Türkleri deyince vatansever...

İnci Hekimoğlu: Bulgar Türklerine bak. Basbayağı 'bölücü'! Eşit yurttaşlık, anadilde eğitim talebiyle iktidara ortak olacak güce ulaştılar. İstikşafi görüşme, kayyum, liderine terör soruşturması, operasyonlar olacak mı ki?!

Nesrin Nas: Bulgaristan seçimlerinde Türklerin Partisi 45 milletvekili çıkararak ikinci parti olmuş. Kutluyorum. Parti eğer iktidar ortağı olursa anadilde eğitim, eşit yurttaşlık taleplerini hayata geçirebilmeyi umuyor. Sonuna kadar destekliyorum. Neymiş, eşit yurttaşlık ve ana dilde eğitim talebi önemliymiş. Türk, Kürt farketmiyormuş.

***

Kıyaslama zekâlarına, mantıklarına bakar mısınız?

Sanki Bulgaristan’daki HÖH (Hak ve Özgürlükler Hareketi) ve Yunanistan’daki Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi bir terör örgütü tarafından kuruldu ve onlara hizmet ediyor.

Sanki bu partiler, Yunanistan’da, Bulgaristan’da kundaktaki bebekleri öldürdü, masum insanları öldürdü; Yunan-Bulgar askeri, polisi öldürdü. Mayın döşedi, füze fırlattı, kurşun yağmuruna tuttu.

Sanki kıyaslama yaptıkları bu partilerin bağlı olduğu bir terör örgütü var ve bu partilerin genel başkanları, kendilerinin aşık olduğu PKK’lı Selahattin Demirtaş’ın “Biz, PKK'yı silahlı halk hareketi olarak tanımlıyoruz. 1990'dan bu yana kurulmuş hiçbir partimiz PKK'yı terör örgütü olarak tanımlamadı” dediği gibi, kendi partilerini böyle savunuyorlar!

Ya da yine PKK’lı Selahattin Demirtaş’ın “PKK’lı gencin ölüsüne de dirisine de sahip çıkacağız”, “PKK’lıların cenaze törenine katılmayan HDP vekilleri hakkında soruşturma başlatacağım” dediği gibi, Bulgaristan ve Yunanistan’daki bu Türk partileri, teröristlere mi sahip çıkıyor?

O yüzden terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarıyla, bu Türk partilerinin kıyaslanması, aynı çizgide görülmesi ahmaklık ötesi bir durumdur.

Bulgaristan’daki HÖH (Hak ve Özgürlükler Hareketi) ve Yunanistan’daki Dostluk Eşitlik Barış (DEB) gibi partiler o ülkenin Anayasa kurallarına, kanunlarına, hukukuna zerre gölge düşürmeden, demokrasinin tanıdığı sınırlar içinde siyaset yapmaktadır.

İlk terör eylemlerini Kürt kökenli vatandaşlarımızın yoğun yaşadığı köylere yapmış olan, kundaktaki Kürt çocuklarını dahi öldürmüş terör örgütü PKK ve onun siyasi uzantılarına destek verenler, nasıl bu durumdaki partilerle kıyaslama işine girebiliyor?

Türkiye’de terör örgütüne hizmet edenlere mi yoksa sıradan bir Kürt kökenli vatandaşın seçme-seçilme hakkına mı engel çıkılıyor? 

Bu ülkede Kürt kökenli vatandaşın gelemediği bir meslek dalı var mı? Okul mu okuyamıyor, iş yeri mi açamıyor, ana dilini mi kullanamıyor, ev mi satın alamıyor?

Demokrasinin hangi nimetinden yararlanmakta mahrum kalmaktadır?

Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmek için arabasında terörist, mühimmat taşıyan, Kandil ve İmralı gibi terör örgütlerinin sembol yerlerinden çıkmayan, elindeki belediye araçlarını kullanarak PKK’lı teröristlerin eylemi için hendek-çukur kazan, terörist istihdam eden bir bölücü parti ile yaşadığı ülkede kanunlar ölçüsünde faaliyet sürdüren Türk partilerini kıyaslayan şahıslar; önce beyin hücrelerini sonra da karakterinin çürüme derecesini kontrol etmelidir.

Etnik kökeni ne olursa olsun Türk milletini oluşturan tüm vatandaşlar bu ülkede eşit haklara sahiptir.  Türk milletini etnik temelde sırf emperyalizm uşaklığı yapmak için bölmeye çalışanların terör eylemleri, bu birlikteliği bozamayacaktır.  Anayasa’yı, kanunu, hukuku tanımayan ve bunları da terör eylemleriyle ortadan kaldırmak isteyen alçakların propagandasını yapanların her yorumu art niyetlidir.

“Türk partilerini kutluyormuşuz, PKK’nın DEM’liğini engelliyormuşuz. “

Size “Allah belanızı versin” demekten başka ne denir ki?

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin dün yaptığı konuşmanın bütünlüğü ve özellikle şu bölüm tam bu türlere cevap niteliğinde olmuştur:

“Ne DEM’in ne PKK’nın Kürt kökenli kardeşlerimizle hiçbir ilişkisi yoktur.

Kürt kanı dökenlerin, Kürt çocuklarına kıyanların, kendileri sefa içinde yaşarken Kürtleri eziyete ve çileye mahkum edenlerin Kürt kökenli kardeşlerimizin sözde haklarını savunuyor görünmeleri bile dehşet verici bir aldatmadır.

Demokrasi ihanete kılıf olamaz.

Demokrasi terörizmin saklanacağı kisve olamaz.

Özgürlük ve insan hakları şiddetin sığınağı görülemez.

Demokrasi, bir ülkeyi düşürmenin, bir ülkeyi düşkün göstermenin gerekçesi olarak tavzih ve tevil edilemez.”

Bu sözleri çok iyi idrak edin! 

Yunanistan ve Bulgaristan’daki Türk partilerinin seçim zaferini, boynuna terör örgütlerinin tasmasını takanlarla kıyaslamayın, eşitlemeyin, meşrulaştırmayın… DEM gibi bölücülük odağındaki tasmalı partiler dünyanın hiçbir yerinde kurulamaz ve tabela bile asamaz… Demek ki, Türkiye’de demokrasi gevşekliği oldukça fazla…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *