Türkiye'nin caydırıcı gücü
ABD güdümündeki PKK'nın Suriye'nin kuzeyinde gerçekleştirmeyi planladığı korsan seçimler, Türkiye'nin caydırıcı gücü nedeniyle ertelenmek zorunda kaldı. ABD Dışişleri Bakanlığı, PKK’nın Suriye’de işgal ettiği topraklarda 11 Haziran'da düzenleyeceği sözde yerel seçimlerin adil, serbest ve şeffaf bir ortamda gerçekleştirilemeyeceğini öne sürerek seçimlerin ertelenmesini istemişti. Elbette, bu açıklamanın ardında yatan gerçek sebep bu değil. ABD ile "adalet, şeffaflık" gibi kelimelerin yan yana gelmesi bile trajikomik bir durum.
ABD'nin "adalet" ve "şeffaflık" ilkeleriyle örtüşmeyen politikalarının en bariz örneği, 2003'te Irak'ın işgalidir. Tek bir somut kanıt bile sunmadan, kimyasal silahlar bahanesiyle Irak'a saldıran ABD milyonlarca insanın ölümüne, ülkenin büyük bir kaosa sürüklenmesine neden oldu. İşgalin ardından kitle imha silahlarının bulunamaması, ABD'nin politikalarının ne denli çelişkili olduğunu ortaya koydu.
Filistin'de soykırım deneyleri yapan İsrail'in en büyük koltuk değneği ve suç ortağının da ABD olması bu ülkenin adaletle yan yana gelmesini imkânsız kılmakta. İsrail'in Filistin halkına karşı uyguladığı sistematik zulüm ve şiddet, ABD'nin sessiz kalması ve hatta desteklemesiyle daha da pervasız bir hal alıyor.
Bir diğer örnek, Guantanamo Hapishanesi. Terörle mücadele adı altında kurulan bu hapishanede, insan hakları ihlalleri ve adil yargılanma hakkının defalarca çiğnenmesi, ABD'nin "adalet" ve "şeffaflık" ilkeleriyle ne kadar çeliştiğini göstergeleri…
ABD'nin Ortadoğu'ya yıkım getiren emellerinin en büyük engeli, bölgedeki güçlü bir Türkiye'nin varlığı. Türkiye, bölgedeki tüm meşru devletler için güvenilir bir partner olmasının yanında, terörizm bataklığını kurutma ve bu tehditlerin diğer ülkelere sıçramasını engelleme konusunda en büyük askeri ve siyasi iradeye sahip. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad bile topraklarının bölünmez bütünlüğünü Türkiye kadar savunamıyor. Hatta öyle ki Esad, Suriye'nin kuzeyinin kendisine ait olduğunu, Türk ordusunun 2016'da sahaya indiği Fırat Kalkanı Operasyonu'yla hatırladı. Oysa 2012’den beri topraklarını işgal altında tutan PKK'nın varlığına kayıtsızdı.
Ortadoğu'nun kaderi üzerinde kumar oynayan emperyalizm, Türkiye'nin "bir gece ansızın gelebiliriz" mottosunu herkese kabul ettiren kararlı duruşu karşısında şimdilik el yükseltmekten çekiniyor. Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlılığı, bölgedeki meşru devletlerle kurduğu güven ilişkisi, ABD emperyalizminin yıkıcı planlarına karşı en büyük bariyer. Ancak bu, yarın yeniden denemeyecekleri anlamına gelmiyor. PKK'nın devletleşme zemini olarak Suriye'nin kuzeyinden vazgeçecek değiller. Dolayısıyla Türkiye'nin güçlü bir varoluş sergilemesi sadece kendi ulusal güvenliğinin değil, tüm bölgenin uzun vadeli barış ve istikrarının sigortasıdır.