“Amerika sizi bizden çok sevemez”
Yıllar evvel “Kürt kökenli kardeşlerime sesleniyorum. Sizi bizden çok seven olamaz. Amerika sizi bizden çok sevemez” cümlelerini kullanan MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin sözlerinde tarihsel bir gerçekliğin ifadesi saklı.
Birinci Dünya Savaşı sırasında, İngilizler Arap toplumunu Osmanlı İmparatorluğu’na isyana teşvik ederek Büyük ve Birleşik bir Arap Krallığı vaadinde bulundular. Peygamber Efendimizin soyunu takip eden Haşimî ailesinin mensuplarını tarihin gördüğü en büyük ihanetlerden birine sürüklediler. Osmanlı sancağının Arap topraklarından indirilmesinin ardından, bu sefer de işbirliği yaptıkları Şerif Hüseyin’in defterini dürdüler. Şerif Hüseyin’e karşı Hicaz bölgesini istilaya gelen Suudileri destekleyerek Suudi Arabistan devletinin temellerini attılar.
Krallık hayaliyle Osmanlı’ya ihanet eden Şerif Hüseyin, bir süre Kıbrıs’ta sürgünde kaldı. Hayatının son anlarını da oğlu Abdullah’ın yanında unvansız bir biçimde geçirdi.
Batılılar bununla da yetinmedi; peyderpey Yahudi yerleşimcilerle doldurdukları Filistin bölgesinin demografik yapısını değiştirerek, bölgedeki Arap ve İslam karakterinin altını kazıdılar. Bu süreç, bugün vicdanı olan herkesin duyarsız kalamadığı bebek ve çocuk katliamlarına tarihsel zemin yarattı.
Niye böyle oldu? Çünkü Batı emperyalizminin tek derdi kendi cebinin şişkinliğidir. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya gibi Batı emperyalizminin devletleri için insan onuru veya evrensel ahlak kuralları değil, kendi ekonomilerinin kar-zarar dengesi önemlidir.
Şayet bugün ABD emperyalizmi Kürtlere devlet kurma sözü veriyorsa, bilin ki yarın ellerinden almak içindir. Çünkü ABD’nin bölgemiz üzerinde iki temel amacı hiç değişmemiştir: Birincisi, enerji sahalarının ve nakil hatlarının kontrolü; ikincisi, İsrail’in koruma kalkanı altında tutulmasıdır.
Türklüğün bin yıllık kader arkadaşı olan Kürtlerin, emperyal projelerin oltasına takılan yeme düşmemesi gerekir. Tarih boyunca gördüğümüz gibi, Batı’nın vaatleri genellikle hayal kırıklığı ve yıkım getirmiştir. Batı’nın Ortadoğu’daki oyunları, her seferinde bölge halklarına büyük acılar yaşatmıştır. Bugün aynı oyun, Kürt kardeşlerimiz için sahnelenmeye çalışılıyor. Türkiye’nin iç siyasetinde, Kürtlerle emperyalist devletler arasında komprador görevi gören ve onları bin yıldır bağlı oldukları Türk devletine karşı isyana teşvik eden DEM isimli bölücü parti var. Bu parti, emperyalizmin çıkarları doğrultasında bölgemizi istikrarsız hale getirmeyi amaçlayan bir aparattan fazlası değil. Bu bağlamda, Kürt kardeşlerimize düşen, bu sinsi oyunlara karşı uyanık olmak ve gerçek dostlarının kim olduğunu unutmamaktır.
Kürtler ve Türkler, tarih boyunca kader ortaklığı yaptılar, zorluklara birlikte göğüs gerdiler. Bugün de bu birlikteliği korumak, bölgedeki barış ve huzuru sağlamanın anahtarıdır. Bu bağlamda tarihi bir gerçekliğin altını çizen Sayın Devlet Bahçeli’nin sözleri asla unutulmamalıdır. Amerika, Kürtleri Türklerden daha çok sevemez. Çünkü Türk ve Kürt, aynı toprağın çocukları, ortak bir kaderin yolcularıdır.