Suç ortağı
Türk siyasi literatürüne yeni dâhil olan “yumuşama ve normalleşme” kavramları, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ifadelerine göre CHP’nin memleketi yönetmeye hazır olduğunu halka gösterme çabasıymış. Yani CHP, kavgacı değil münazaracı bir siyasi dili benimsediğini halka aksettirmek için bıçkın tavrını rafa kaldırarak diyalogcu maskeyi yüzüne geçirmiş...
Özgür Özel, AK Parti MHP ilişkisini suç ortaklığı olarak nitelendirerek zaten normalleşme ve yumuşama söyleminin temelindeki sahteliği ortaya koydu. PKK terör örgütünün siyasi elemanı Selahattin Demirtaş ile çalışma toplantıları düzenlemeyi planladığını söyleyerek de gerçek yüzünü ifşa etti. Evet, PKK’lı Selahattin Demirtaş ile çalışma toplantısı! Bir yanda devletin bütünlüğünü koruyan ve terörle mücadelede büyük başarılar elde eden bir ortaklık, diğer yanda terörle iltisaklı isimlerle işbirliği yapmaya can atan bir genel başkan...
Özgür Özel’in normalleşme söyleminin temeline DEM ve PKK’nın gönlünü hoş eden talepler yerleştirmesi elbette kendisi ve partisi adına şaşırtıcı değil. DEM’li belediyelere atanan kayyumlara karşı çıkarak ve Selahattin Demirtaş’ın hapisten çıkarılmasını savunarak, aslında terörle mücadelenin altını oyuyor. Fakat devlet, terörle iltisaklı belediyelere kayyum atarken hukukun üstünlüğüne uygun hareket ederken Özgür Özel, teröristlerin yanında saf tutarak adalet mekanizmasını çiğnemeye kalkıyor.
Özgür Özel’in göz ardı ettiği başarı hikâyesine bir bakalım: AK Parti-MHP ortaklığı terörle mücadelede son yılların en büyük başarılarını getirdi. Savunma sanayii büyük nispette yerlileştirildi, Mavi Vatan’da Türk hakları korundu, Azerbaycan’ın Ermeni işgaline uğrayan topraklarının kurtarılmasına yardım edildi. Üstelik, bu başarılar sadece savunma alanında değil, uluslararası prestij anlamında da Türkiye’yi güçlendirdi. Bu dönemde Türkiye, enerjide dışa bağımlılığı azaltma ve kendi kaynaklarını kullanma konusunda da önemli adımlar attı.
Özgür Özel’in suç ortakları olan Selahattin Demirtaş ve “kent uzlaşısı” kurduğu DEM’liler ise Türk milletinin beğenip takdir ettiği bu gelişmelerin hepsine birden düşman kesildi. Görülüyor ki terörle mücadelede en büyük başarıları elde eden AK Parti-MHP ortaklığına karşı, terörle iltisaklı belediyelere arka çıkan Özel’in “yumuşama” anlayışı, siyasetin normalleşmesi yerine Türkiye’nin çürümesine yol açacak istekler. Bu çürümeye götüren süreç, sadece terörle mücadeleyi değil, aynı zamanda toplumun huzurunu ve devletin bütünlüğünü de tehdit ediyor.
Bir yumuşama ve normalleşme sürecinden bahsedilebilmesinin önkoşulu, hukukun üstünlüğüne ve devletin güvenliğine saygı gösterilmesine bağlıdır. Cumhur İttifakı ruhu, Türkiye’nin ulusal güvenliğini ve egemenliğini güçlendirmeye devam ederken, CHP’nin yumuşama maskesinin altına yatan tutumu Türkiye’nin terörle mücadele konusundaki kararlılığını zayıflatmaktadır. Bu da siyasete normalleşmeyi değil, çürümeyi getirir.