Utanmazlık, yüzsüzlük ile gerçekleşen Şehit Aileleri ve Gaziler Çalıştayı

Kurban Bayramı’ndan kısa bir süre önce, CHP mide bulandırıcı bir istismara imza attı. CHP, Türk milletinin duygu ve düşünceleriyle adeta dalga geçiyormuşçasına Şehit Aileleri ve Gaziler Çalıştayı düzenledi. Bu istismarı ve dalga geçmeyi görünce merhum Necip Fazıl Kısakürek’in şiirindeki “Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta! /Baba katiliyle baban bir safta!” mısraları aklıma geldi.

Bu ne yüzsüzlük, bu ne pişkinlik değil mi?

CHP olarak 2015 yılından itibaren terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarıyla (HDP, Yeşil Sol, DEM) ittifak ve iş birliği yapacaksın ama “Şehit Aileleri ve Gaziler Çalıştayı” düzenleyecek kadar da yüzsüz ve pişkin olacaksın… Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu işte yine başrolde…

Özgür Özel “İstanbul'da Şehit Aileleri ve Gaziler Çalıştayı düzenledik. Şehit ve gaziler arasındaki ayrımcılığın bitirilmesi için gömleğin ilk düğmesinin doğru iliklenmesi gerekiyor. Son sorun çözülene, son talep karşılanana kadar şehit yakınları ve gaziler için mücadele edeceğiz” açıklamasıyla, Ekrem İmamoğlu ise “Şehit yakınları ve gazilerimiz yanlarında her zaman bizi görecekler. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel ile birlikte Şehit Aileleri ve Gaziler Çalıştayına katıldık. Bu kıymetli ailelerimizin yaşadıkları sorunlara çözüm üreten tarafta olacağız” diyerek kendilerinde zerre ne utanma duygusu ne de yüz kızarması olmadığını dosta-düşmana bir kez daha gösterdiler.

Tamam, bu adamlarda zerre utanma duygusu, yüz kızarması yok onu herkes biliyor da bunların şehitlerimizi, gazilerimizi istismar oyununa elleri öpülesi şehit ve gazilerimizin annesi, babası nasıl alet oluyor? İşte anlamlandıramadığımız ve gerçekten üzüldüğümüz nokta budur.

Bu ikili, şehitlerimizin katilleriyle aynı safta değil mi?

Bu ikili; gazilerimizi elsiz, kolsuz, bacaksız, gözsüz, kulaksız bırakan terör örgütünün siyasi uzantılarıyla iş birliği ve ittifak halinde değil mi?

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu ikilisi, şehitlerimizin katilleri ve gazilerimizin müsebbibi PKK’lı teröristler için “PKK’lı gençlerin ölüsüne de, dirisine de sahip çıkacağız” ve “PKK’lıların cenaze törenine katılıp, halkımızın acısını paylaşmayan HDP vekilleri hakkında parti soruşturması başlatacağım” sahiplenmesini gösteren PKK’lı Selahattin Demirtaş için adeta tapınma gösterenler değil mi? 

Ekrem İmamoğlu, PKK’lı teröristlere bu sahiplenmeyi göstermiş PKK’lı Demirtaş için “Siyasetteki çizgisini çok beğeniyordum” demişken, şehit ailelerinin ve gazilerin elini nasıl sıkabilmiş ve “Şehit Aileleri ve Gaziler Çalıştayı” adı altında bu istismar kötülüğü nasıl düşünmüştür? 

“Şehit Aileleri ve Gaziler Çalıştayı” adı altında istismar programı düzenledikten iki gün sonra “Uygun bir zamanda ziyaret edeceğim. Onu doğru bir zaman, doğru bir zeminde yapmak istiyorum. Çok faydalı bir ziyaret olarak, sembolik değil de adeta bir çalışma toplantısı olarak Sayın Demirtaş’la bunu yapmak istiyorum” açıklamasında bulunan Özgür Özel’in, bu ikiyüzlü siyasetini hangi karakter tahlilinde değerlendireceğiz? Buna ihanet yumuşaklığı mı yoksa cıvık cıvık, yapış yapış hainlik mi diyeceğiz?

Hem şehit ve gazi aileleriyle poz verip hem de Demirtaş gibi PKK’lılara sahip çıkmak, terör misyonuna yardım ve yataklık eden siyasi partilerle iş birliği yapmak bu ikilinin en büyük hüneri iken “Şehit Aileleri ve Gaziler Çalıştayı’na” normal gözle bakmak, bunların oyununda figüran olmayı kabul etmektir.

Şehitten, gaziden yana olacaksan niçin PKK’lılarla iş birliği ve ittifak içindesin?

PKK’lılarla iş birliği ve ittifak içindeysen, niçin “Şehit Aileleri ve Gaziler Çalıştayı” gibi programları düzenlemeye ihtiyaç duyuyorsun?

Bu iki soru bile, CHP Eşbaşkanları Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nun maskesini düşürmeye yetecektir.

Ankara’da bir şehidimizin cenazesinden çıkıp, koştura koştura PKK’nın en son kurulan siyasi uzantısı DEM’in Genel Merkezi’ne gidip, PKK’lıların yanında el-pençe divan duran Özgür Özel’e ve terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklıktan dolayı kayyum atanmış HDP’li Belediye Başkanlarına destek için Diyarbakır’a gidip poz veren Ekrem İmamoğlu’na ne söyleseniz söyleyin inanın faydasızdır. Çünkü bu ikilinin bu dünyada milli ve manevi bir kutsalı olmadığına sadece menfaatleri için varlıklarını sürdürdüğüne inanıyorum.

CHP’ye bu iki ismi monte eden ve bu yüzden de CHP Genel Başkanlığı koltuğundan olan Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin bu ihanet çizgisine gelmesinin baş sorumlusudur.

CHP’yi terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarıyla iş birliği ve ittifaka alıştıran, CHP içinde PKK’lı Demirtaş gibi vatan hainlerine sahip çıkmayı normalleştiren bizzat Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

Türk tarihinin asla affetmeyeceği Kemal Kılıçdaroğlu, geçen günlerde yine ucube bir paylaşım yaptı. Yazısı içinde hem PKK’lı Selahattin Demirtaş ve Adnan Selçuk Mızraklı'ya hem de şehit evladımız Eren Bülbül’ün annesi Ayşe Bülbül’e sahip çıkacağını söylüyor. 

Ateş ile barut yanyana durur mu? 

Şehit anası ile o ananın evladını şehit edenleri nasıl aynı cümle içinde “Her daim sahip çıkacağım” şeklinde kullanabiliyorsun Kemal Efendi?

Kemal Kılıçdaroğlu sana ağız dolusu neler söylemek istiyorum da edebim, adabım elvermiyor!

PKK’lıların da ismini saydığın açıklamanın içinde şehit anası Ayşe Bülbül’e de sahip çıkacağını söylüyorsun öyle mi?

Peki, Eren Bülbül’ün katili olan PKK’lı terörist Mehmet Yakışır'ın cenaze törenine katılan ve senin sürekli ittifak ve iş birliği yaptığın HDP’nin milletvekilleri Musa Farisoğulları ve Remziye Tosun değil miydi?

Şehitlerin katillerine sahip çıkarken aynı anda şehit analarına, babalarına nasıl sahip çıkabiliyorsunuz?

Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu üçlüsünün karakter yapısı, düşünce eylem ve söylemleri hep aynı fabrika ürünü gibidir. Hiçbirinin bir diğerinden farkı yoktur.

“Baba katiliyle baban bir safta!” tam da bunları tarif ediyor.

“Biz İmralı ve Kandil’e gönülden bağlıyız” diyen PKK DEM’liği için bu üçüne asla “DEM, PKK’ya yardım ve yataklık yapan bir partidir” dedirtemezsiniz. Çünkü siyasi ve küresel proje misyonları buna izin vermez. Aynı senaryo içinde hepsi rol sahibidir.

“Peki, bunlar nasıl Şehit Aileleri ve Gaziler Çalıştayı yapabiliyor?” diye tekrar soracak olursanız, siyasi ikiyüzlülük ve utanmazlık bunlara her şeyi yaptırabilir cevabı sanırım yeterlidir.