22 Kasım 2024
weather
14°
Twitter
Facebook
Instagram

İfadeler, savcıların tutumu ve iddialar

YAYINLAMA:
İfadeler, savcıların tutumu ve iddialar

Sinan Ateş davasının ilk duruşması dün gerçekleşti. İlk günlerden itibaren dediğimiz “Olayın önü ve arkası sonuna kadar aydınlatılmalı” düşüncemiz, mahkemede sanıkların verdiği ifadeleri duyduktan sonra daha da güçlendi. Özellikle azmettirici ve tetikçinin açıklamaları üzerinde yoğunlaşmak gerekiyor. Sinan Ateş cinayetini MHP ve Ülkü Ocaklarına düşmanlık malzemesi olarak aylardır kullananlar, azmettirici ve tetikçinin açıklamaları sonrası şaşkınlık içine girmiştir. Azmettirici ve tetikçinin olayı kabullenmesi, tetikçi Eray Özyağcı’nın Sinan Ateş’i, Ateş’in yanındakilerin öldürdüğünü iddia ederek “Ben sadece Sinan Ateş’in ayaklarına ateş ettim. Başka bir şey yapmadım. En son kaçarken Sinan Ateş’in yanındakilerden ‘Reis’i vurduk’ diye ses geldi” açıklamasını yapması, azmettirici Doğukan Cep’in de Sinan Ateş ile daha önceden tanıştığını ve aralarında geçen diyalogları, “Tahliye oldum, Aziz Mahmut Camisi’ne gittim, baktım Sinan Ateş de orada. Sonra aradım onu. ‘Kardeşim senin dosyanı halledecekler, 1 milyon TL istiyorlar’ dedi. ‘1 milyonu veremem’ deyince ‘200 bin olur’ dedi. Sonra buluştuk, verdim 200 bin lirayı. 2021’de tekrar telefonum çaldı, ‘Kardeşim bir 200 bin daha vermemiz lazım’ dedi. ‘Tamam’ dedim. 3-4 gün sonra beni aradı, ‘Üsküdar’a gelebilir misin’ dedi. Parayı verdim. Havadan sudan konuştuk. Parayı verdim, çıktım, Hayatıma devam ediyordum. 2021 sonu yine aradı, ‘Paranın tamamını vermemiz lazım’ dedi. Bir hafta içinde 250 bin TL ayarladım. ‘Abi olmuyorsa paramızı geri alalım’ dedim. Sonrasında telefonumu açmamaya başladı. Ben de ‘Ankara’ya gidiyorum, bunu ayaklarından vuracağım’ dedim. Ankara’ya gidiyorum’ dedim. Ölmesini istemezdim. Öldüğü için de üzgünüm. Ayaklarından vurdurmaya gönderdim” şeklinde anlatması olayların seyrini değiştirecek ifadeler olmuştur.

Bu konuların ispatlanması teknik olarak da mümkündür. Çünkü mesajlaştık, görüştük, yan yana gelip görüştük diyor. Hatırlarsanız merhum Sinan Ateş ile azmettirici Doğukan Cep’in yıllar önce aynı karede olan fotoğrafını gazeteci İsmail Saymaz yayınlamıştı. Bu cinayet konusunda oldukça yoğunlaşmış gazeteci İsmail Saymaz’ın Sinan Ateş ve azmettirici Doğukan Çep’in beraber olduklarına dair yayınladığı fotoğraf ile bu ifadeleri yan yana getirerek bir araştırma işine girmesi gerekmez mi? 

Bu iddiaların gerçek mi yoksa kurgu mu olduğu muhakkak aydınlatılmalıdır! Ortada Sinan Ateş ve azmettirici Doğukan Çep’in beraber olduklarını gösteren fotoğraf “torbacılar” vurgulu birçok senaryoyu da bozmaktadır. Yan yana fotoğraf bu senaryoyu bozuyor değil mi İsmail Saymaz? Tanışıklık nereden ve dava dosyasına yardımcı olma trafiği ne derece doğru, yargının bunu ortaya çıkarması şart olmuştur. Bu konuda sonuna kadar gidilmelidir. MHP ve Ülkü Ocaklarına aylardır saldıranların ilk mahkemede bu ifadeler karşısında yaşadığı şaşkınlık aslında oynanan oyunları da göstermektedir.

Tetikçi Eray Özyağcı’nın duruşmada savcı Durmuş Ali Kaya’nın ifadesi sırasında kendisine “Bu davanın siyasi olduğunu düşünüyoruz. Devlet Bey’den emir aldıysan söyle” dediğini, Savcı Durdu Özer’in de “MHP’li iki ismi ver yeter. Biz seni koruruz” dediğini iddia etmesi de eğer gerçek ise MHP üzerinde bir kurgunun ve kumpasın işaretidir. HSK’nın bu savcılar hakkında soruşturma açması ve bu savcıların bu iddiaya karşı cevap vermesi büyük bir zaruret olmuştur.

Eğer bir savcı “Devlet Bey’den emir aldıysan söyle” cümlesi kuruyorsa, bu hukukun katledilişi ve yargının çürütülme halidir. Bu taraflı ve düşmanca bir yaklaşımdır.

İlk günden itibaren “Bu olayın önü- arkası sonuna kadar aydınlatılsın” diyen MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi sorgu odalarında bu ifadelerle anmak, hukuk tarihine geçmiş büyük bir alçaklık olmuştur. Eğer tetikçinin iddiaları doğruysa bu olayın neden ısrarla MHP ve Ülkü Ocaklarına düşmanlık için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Yargı mensupları bile olayın başında böyle yaklaşıyorsa, ezeli ve ebedi MHP düşmanları neler yapmaz ki? Yaklaşık 1.5 senedir zaten yapabilecekleri her şeyi yapmışlardır. MHP ve Ülkü Ocaklarına saldırmak için önce ekranları duruşma salonu yapanlar, 1 Temmuz günü gerçek duruşma salonunda da bunun için yerlerini almıştır. Emin olun akıllarında Sinan Ateş cinayetindeki suçluların ortaya çıkarılmasından ziyade, bu konu MHP ve Ülkü Ocaklarına ne derecede zarar veririz noktasındadır. On binlerce kişiyi öldürmüş terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarıyla her türlü ittifakı ve iş birliğini yapan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Özgür Özel’in bu olaya insan canı, hukuk, adalet olarak bakabilmesi mümkün mü? Sadece kendi ihanetlerine örtü olarak bu olayı kullanıyorlar. Sadece onlar mı (?) bunların peşinden gidenlerin tamamı bu kurnazlıkla hareket ediyorlar.

Sinan Ateş cinayeti gerçekten hiçbir yönü boşlukta bırakılmadan aydınlatılmalıdır. Hukuk ve vicdan boyutunda asla leke kalmamalıdır. Sanıkların ilk duruşmasındaki ifadeler bunu güçlü bir şekilde dile getirmemizi zorunlu hale getirmiştir.

Sinan Ateş’in ölümüne yanındakilerin kurşunu sebebiyet verdi iddiası çok önemlidir. Sinan Ateş’e saldırı esnasında yanında bulunan iki kişi nerededir?

Oda Tv bile “Sinan Ateş davası… Odatv iddianameyi didik didik taradı… Gözden kaçan mermi çekirdeği... Okumadan yazanlara bilgiler” başlığında bu konuyu haber yapıyorsa, üzerinde çok durulması gereken detay burada değil mi sizce?

 

Yorumlar
V
Vatan Sana Canim Feda 4 ay önce
Aynen katılıyorum. Özellikle o savcılar ile ilgili iddiaların üzerine gidilmelidir.
BEĞENME
0
CEVAPLA