18 Ekim 2024
weather
12°
Twitter
Facebook
Instagram

Ahmed Cevad

YAYINLAMA:
Ahmed Cevad

Tarihi sayısız kahramanlarla dolu olan bir millet olduğumuz için ne kadar övünsek azdır. Dünyanın gıpta ile baktığı, Türk ismini duyduğunda zalimlerin irkildiği, mazlumların yüzünde tebessüm belirdiği dönemlere onlar damgasını vurdu. Milli mücadele döneminde son yurdumuzu kurtarma görevi de 780 bin kilometre kareyi aşan bir coğrafyanın üzerine sorumluluk yükledi. Türklerin son vatanı düşerse Türklük düşecek, İslam’ın sancağı haçlının elinde esir kalacaktı. 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde yükselen Kuva-yı Milliye ruhu dalga dalga yayılarak Anadolu’nun sınırlarını aştı. Türkün son vatanı, son sığınağı, son kalesi düşmesin diye nice vatan kahramanı yollara düştü. Birbirinin yüzünü dahi görmeyen bu şahsiyetlerin yolu Anadolu’da kesişti. Dualarda Türkün son vatanı, gönüllerde ve kalplerde Türk milleti vardı. 

Milli mücadele döneminde yazdığı, “Kardeşim! Sen o yanda, ben bu yanda / Kaygıdan kan yutuyoruz, bizim adımıza / Lâyık mı kul olup durmak? gel gidelim / Altay'a atadan miras Altın tahta” dizileriyle Kazakistan’dan Uzaktaki Kardaşına seslenen Mağcan Cumabay’ın yolu Kuva-yı Milliye’den geçti. 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Mehmet Emin Resulzade’nin, Ziya Gökalp ile Ali Bey Hüseyinzade’nin yolu aynı vatanda kesişti. Yolumuz bir yönümüz bir, derdimiz bir, sevincimiz birdi. “Şehadetimiz de bir olsun” denilerek aynı cephede mücadele edildi.

Tıpkı Alparslan Türkeş ile Zeki Velidi Togan’ın yolunun aynı tabutlukta kesiştiği gibi…

Keşisen bu yolun adı Vatan, ülküsü Turandı…

Nice sayısız isimler bu coğrafyada emsalsiz kahramanlık örneği gösterdi. Aralarında binlerce kilometre mesafe bulunan dava adamları aynı hedef ve ülkü etrafında mücadele etti.  Devlet kurdular, devlet kurtardılar, devlet korudular… Vatan uğruna kesişen yollarını azatlık mücadelesiyle taçlandırdılar. 

İşkenceler, sürgünler, tehditler onları bu yoldan döndüremedi. Sonunda ölüm olduğunu bildikleri halde ölümün üzerine koştular.

Rusların Doğu Anadolu’yu işgali sırasında esir aldığı Türkleri götürdükleri yerler arasında bulunan Nargin adası da bu kesişme noktalarından biriydi. 1916 yılında uçuş eğitimini tamamladıktan sonra Kafkas Cephesi’nde 3’üncü Ordu emrindeki 7’nci Tayyare Bölüğü’nde astsubay pilot olarak göreve başlayan ve 1917’de Rus uçağıyla girdiği bir mücadelede vurularak düşen Vecihi Hürkuş işte bu adaya esir olarak gönderildi. Esirlerin kaçırılması için Azerbaycan’dan da birçok teşebbüste bulunuldu. 1918 yılının başlarında yine bir grup Azerbaycan Türkü adaya yaklaştı ve Vecihi Hürkuş’un da aralarında bulunduğu bir grup askeri kaçırmayı başardı. İşte o iki kahramanın yolu da burada kesişti. Vecihi Hürkuş’u kaçıranlar arasında Azerbaycan milli marşının ve “Çırpınırdı Karadeniz” şiirinin yazarı, Türk milliyetçisi olduğu için Ruslar tarafından işkence edildikten sonra cansız bedeni kurşunlanan Ahmed Cevad da vardı.

Tarih tekerrürden ibaret olduğu kadar, ibretlik kahramanlıklara sahne olduğunu da bize gösterdi. İşte o abide şahsiyet adına Milliyetçi Hareket Partisi bünyesinde MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin talimatıyla bir enstitü kuruldu. “Ahmet Cevad Enstitüsü.” Enstitünün Başkanlığını yürüten MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy tarafından bugüne kadar iki önemli toplantı yapıldı. Türkiye ve Azerbaycan arasındaki bağların daha da pekişmesini sağlayacak enstitünün çalışmalarında çok sayıda saygın akademisyen ve araştırmacı yer aldı. Milli kahramanlarımızın gelecek nesillere aktarılması, onların tanıtılması ve isimlerinin yaşatılması adına dikkate değer planlamalar yapıldı. 

Atatürk’ün dediği gibi, Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacak. Ecdadımızı tanıtmak ve adını yaşatmak için elini taşı altına koyan ve ön ayak olanlar var olsun.  Ayaklarına taş değmesin…

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *