15 Temmuz
17 yıl önceydi…
Direncini kaybetmiş ve kolay lokma haline getirilmiş bir Türkiye için ilk önce ordumuzu tahrip ettiler. FETÖ’nün yargı-emniyet-ordu içindeki mensupları tarafından uydurma delillerle TSK'nın gözde subayları 2007 yılından itibaren darbeci yaftasıyla hapse atıldı, Genelkurmay Başkanı ise terör örgütü elebaşı olarak yargılandı. 15 Temmuz’u adım adım işleyenler “Güçsüz Ordu, Güçsüz Türkiye” hedefini sinsice dokudular. İkinci adımda ise iktidarı yıpratmak ve sokak hareketleriyle sindirmek vardı. Gezi olaylarıyla Türkiye’yi Arap baharının bir halkası haline getirmek isteyen ancak bunda başarılı olamayanlar 15 Temmuz 2016’da harekete geçti. Bu açıdan 15 Temmuz, sadece iktidarın politikalarından rahatsız dar bir grubun kalkışma ve darbe girişiminden öte Türkiye’yi dönüştürme ve işgal girişimiydi.
12 Eylül’de “bizim çocuklar başardı” diyenler bu kez Türkiye’yi içeride beslediği hain FETÖ unsurlarıyla ele geçirmek istedi. Darbe girişimindeki İncirlik Üssü detayı, planlamasının aylar öncesinden Pensilvanya’da FETÖ elebaşı tarafından yapılması ve darbe sonrası birçok FETÖ mensubunun ABD’ye kaçışı bu durumu ispatladı.
15 Temmuz’da darbe saatinin öne çekilmesiyle yapılan değişiklik belki Türkiye’nin de kaderini değiştirdi. Gece yapılması planlanan darbe saatler 20.00’ı gösterdiğinde Kuleli Askeri Lisesi öğrencilerinin Boğaziçi Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Kandilli-Beykoz istikametine hareket etmesiyle başladı. Aynı saatlerde Ankara’da jetler havalandı ve Anıtkabir’in üzerinde alçak uçuş icra edildi. Ankara Ulus’ta bulunan TRT binası “terör tehdidi var” denilerek darbeciler tarafından boşaltıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı derdest etmek isteyen Özel Kuvvetler ve SAT Komandosu içine yuvalanmış bir grup darbeci ise Marmaris’te ailesiyle birlikte konakladığı otele doğru hareket etti. İlk planlamaya göre darbenin başarıya ulaşması için tüm zemin hazırdı.
Atatürk Havalimanı ele geçirilmiş, tanklar sokaklara inmişti. Özel Kuvvetler Komutanlığını ele geçirmek isteyen darbeciler Ömer Halis Demir’in kurşunuyla engellendi. Bu arada Jetlerden çıkan sonik patlama sesleriyle hem halkın korku ve paniğe sevk edilerek sokağa çıkması engellenecek hem de darbeye dolaylı yollardan bir halk desteği sağlanarak meşruiyet kazandırılmış olacaktı. Darbe, iktidarı hedef aldığına göre bu desteğin muhalefete oy veren kitleden gelmesi bekleniyordu.
Darbenin seyri de bu noktadan sonra değişti!
Herkes hükümet yetkililerinden gelecek bir açıklamaya kilitlenmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ile iletişimin kurulamadığı bir zaman diliminde parti Genel Merkezinin ışıklarını yaktıran MHP Lideri Devlet Bahçeli “Biz Buradayız” diyordu. Bütün TV kanalarının alt yazılarında MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Kalkışmanın karşısında, hükümetin yanındayız” açıklaması geçmeye başladı. Bu açıklamayla çılgına dönmüş gibi hareket eden darbeciler Gölbaşı Özel Harekât Daire Başkanlığını, Yenimahalle’deki MİT yerleşkesini, Ankara Emniyet Müdürlüğünü bombalamaya başladı. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndan TRT'ye giden bir grup darbeci saat 00.13'te Yurtta Sulh Konseyi’nin yönetime el koyduğunu açıklayan bildiriyi zorla okuttu.
Darbecilere karşı sokaklarda silahlı direnişin başlaması darbecilerin ilerleyişini yavaşlattı. Ancak bu yavaşlama darbenin bastırılması için yeterli değildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın saat 00.24'te TV ekranlarından yaptığı çağrıyla aziz milletimiz sokaklara akın etti. Darbecilerin tankları durduruldu. Kışlaların çıkışı halk tarafından kamyon, kepçe ve dozerlerle kapatıldı. Darbeciler “vur” emrini sivil halka karşı acımazsızca kullanmaya başladı. Helikopterler mühimmatları tükeninceye kadar ateş yağdırdı. Türkiye Büyük Millet Meclisi darbecilerin namlusunun hedefi oldu. İncirlik 10. Tanker Üs Komutanlığından havalanan 3 tanker uçağı, darbecilerin kullandığı F-16'lara havada 20'den fazla yakıt ikmali yaptı.
Hiçbir güç o gece Türk milletinden daha güçlü değildi!
Salalar, darbe bastırılıncaya kadar susmadı.
Tankları eliyle durdurmaya çalışan, jetlere bina çatılarından müdahale etmeye kalkan, darbecileri yüzüstü yere yatıran iman galip geldi.
Tam bağımsızlık ve demokrasi uğruna o gece 253 şehit, 2 bin 190 gazi verdik.
Kanımızla destan yazdık, zafer elde ettik.
Birkaç çapulcu darbeciden öte onların arkasındaki egemen güçleri dize getirdik! Sabah karşı hepsini paketleyip sahiplerine gecenin en güzel hediyesini verdik.
Asıl mücadele daha yeni başlıyordu… Hesap zamanı maşalarla değil onların arkasındaki ağababalarıyla görülmeliydi.
Devlete yuvalanan tüm hainlere karşı milli devleti esastan teşkil etme vakti geldi çattı.
O gece darbeye doğrudan katılan 4 bin 891 kişi tespit edildi. Bunun 1.634'ü ağırlaştırılmış müebbet, 1.366'sı müebbet hapis cezası, 1.891'ine de süreli hapis cezaları verildi. Çoğunluğu er olan 2.870 kişi hakkında da beraat kararı verildi.
16 bin 176 hâkim ve savcının 4 bin 6'sı ihraç edildi.
705 bin 172 kişi hakkında işlem yapıldı.
125 bin 456 kişi mahkûm edildi.
115 ülkeden 1.271 FETÖ mensubunun iadesi istendi. Toplam 126 FETÖ’cü iade edildi.
FETÖ elebaşı hakkında 27 suçtan 7 iade talebi yapıldı. Sahibi olan ABD 8 yıldır dosyanın kapağını bile açmadı.
Türk milletinin iradesine pranga vurmak isteyenler yıllar boyu darbe, muhtıra, siyasi kriz, sokak hareketleri, iç çatışma ve terörle üzerimize geldiler.
Hepsinin üstesinden geldik ancak ülkemize kaybettirdiği altın değerindeki yılları geri getiremedik.
Yetişmiş nesillerimizi kaybettik.
Geleceğimizi erteledik.
15 Temmuz’dan çıkardığımız dersle Türkiye’yi 100. yılına hazırlamak için kısa sürede on yıllara değer bir atılım yaptık. Kaybettiğimiz yıları telafi etmek için çabaladık.
Titredik ve kendimize geldik.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle yönetimde millet iradesini doğrudan egemen kıldık.
Üretim ekonomisine hız verdik.
Savunma Sanayiini milli ve yerli hale getirdik.
Terör belasını kökünden temizlemek için sınır dışını da kapsayan geniş çaplı operasyonlar icra ettik.
2023 Lider Ülke Türkiye hedefi için Türkiye Yüzyılı vizyonunu benimsedik.
21. asrın Türk ve Türkiye asrı olması için devleti milli yörüngeye çektik. Pergelin bir ayağını Ankara’ya sabitledik.
Ne NATO ne Şangay İşbirliği, tek çare Türk Birliği ülküsüyle teşkilatlandık.
Mavi Vatan’da, Doğu ve Güney sınırlarımızda, Kafkasya’da, Karadeniz’de Ege’de nice kazanımlar elde ettik.
Bir musibetin bin nasihatten iyi olduğunu acı bir tecrübeyle test ettik.
