“Herkes haddini ve yerini bilecek” diyen kimdi?
Sayın Tuğrul Bey yeniden merhaba…
Sizin birden alevlenen Osman Kavala aşkıyla ilgili Türkgün gazetesinde yazdığım son yazı hakkında Halk TV’den İsmail Saymaz’a çeşitli yorumlarda bulunmuşsunuz. Fakat yazıyı okuyarak yorumlamadığınız yahut anladığınız halde yazının içeriğini gölgelemeye çalıştığınız çok net anlaşılıyor.
Bir soru karşısında demişsiniz ki: “Soy ismim onları niye rahatsız etsin ki? Onlar ondan geçiniyorlar. 30 Yıldır soy ismimden ekmek yiyor hepsi. Sonrada Türkgün gazetesinde Türkeş'in çocuklarına saldırıyorlar. Ayyüce’ye de sataşıyorlar. Ahmet öyle, Ayyüce böyle, Tuğrul böyle…30 Yıldır mirasını yedikleri Türkeş'in kendi çocuklarını yetiştiremediğini her fırsatta ifade ediyor. Bunu kabul etmem mümkün değil de bir an için doğru kabul etsek kendi evindeki çocuğu yetiştirememiş Türkeş'in dağdaki çobanı nasıl adam ettiğini iddia ediyorlar o zaman.”
Tuğrul Bey kendinize geliniz ve olayları saptırmayın lütfen…
Benim yazımda kendi kardeşiniz Ayyüce Türkeş Taş’ın size karşı kullandığı “Herkes haddini ve yerini bilecek...” ifadesinin yer aldığı şu cümleler vardı:
Tuğrul Türkeş’in son Osman Kavala açıklamaları içinde, yazar Oral Çalışlar üzerinden Başbuğ Türkeş ile Osman Kavala’nın cezaevi süreci ve muhatap olduğu hukuki cezayı kıyaslanması, Türkeş ailesini de kendi içinde karşı karşıya getirmiştir.
İP Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, AK Parti Milletvekili olan ağabeyi Tuğrul Türkeş’in son açıklamalarına tepki göstererek “Hele hele ömrünün bir saniyesi bile hapishane de geçmemesi gereken BAŞBUĞ TÜRKEŞ ile Osman KAVALI’yı aynı kefeye koymak kimsenin haddine değildir. Herkes haddini ve yerini bilecek...” demiştir.
Bir düğünde “Üç kuzen olarak damadın şahitliğini yapıyoruz. En mülayim kuzenimiz Osman Kavala.” diyerek “kuzenliği” kabullenmiş Meral Akşener’in kurduğu partide onun zamanında milletvekili seçilmiş, kendi partisinde bile Osman Kavala’ya özgürlük isteyen birçok kişi arşivlere girmişken, Ayyüce Türkeş Taş’ın bu sözleri sadece tribünlere oynamaktan başka ne olabilir?
En vahimi de ne biliyor musunuz?
Ayyüce Türkeş Taş’ın Cumhurbaşkanı adayı; PKK’lı Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’ya Türkiye’de en fazla özgürlük isteyen ve bunun içinde "Sanıyor ki Osman Kavala da Selahattin Demirtaş da ben ettim sen etme diyecekler. Asla demezler. Haksız yere içeride tutulanlar içeride kaldıkları süreyi göğüslerinde hep bir şeref madalyası olarak taşıyacaklardır" şeklinde “şeref” bahsi ortaya koyan Kemal Kılıçdaroğlu idi. O yüzden ağabeyi Tuğrul Türkeş’e “Osman Kavala cevabı” asla bir hassasiyet değil, maalesef Türkeş ailesinin kendi içinde yaşadığı gerginliklere bahane bulma, fırsat yaratma halidir.”
***
Biz, Ayyüce Türkeş Taş hanımefendiye sataşmıyoruz. Sizin, Osman Kavala aşkınıza merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in adını karıştırmanıza, kendi kardeşinizden “Haddini bil” ölçüsünde aldığınız uyarıyı hatırlatarak ve Ayyüce Türkeş Taş’ın da bir başka Osman Kavala sevdalısı olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme tezatlığını değerlendiriyoruz. Hangi cümlede Türkeş ailesinin bir ferdine saygısızlık, hakaret var? Benim sizinle ilgili Türkgün yazımdan önce size Osman Kavala cevabını veren kardeşiniz Ayyüce Hanım değil mi?
Oda TV: Kardeş kavgası: Osman Kavala için birbirlerine girdiler.
Halk Tv: Türkeş kardeşlerin arasına 'Kavala' girdi! Ayyüce Türkeş'ten ağabeyi Tuğrul Türkeş'e sert tepki!
Cumhuriyet: Kardeşlerin arasına 'Osman Kavala' girdi İYİ Partili Ayyüce Türkeş'ten ağabeyi AKP'li Tuğrul Türkeş'e sert tepki!
Sol medya bile kardeşiniz Ayyüce Türkeş Taş’ın size yönelik açıklamasını böyle görmüşken, konuyu nasıl bize bağladınız Tuğrul Bey? Sizin, Osman Kavala aşkınıza yönelik cevabı kardeşiniz vermişken, biz nasıl Ayyüce Türkeş Taş’a sataşmış oluyoruz? Burada hem kurnazlık yapmaya çalışıyor hem de şaşkınlık içerisinde ne söyleyeceğinizi bilemiyorsunuz sanırım?
Siz, Halk TV’ye böyle açıklamalar yapınca, sanki size karşı “Haddini bil” açıklamasını yapan Ayyüce Türkeş Taş değilmiş gibi, o da “Haddini bilmeye haddini bildirmek; 40 yetime kaftan giydirmekten iyidir” Ağzınıza sağlık” diyerek sizi etiketleyerek destek twiti atmış… Bu tür davranışlara gerek yok…
Asıl konumuz Tuğrul Türkeş’in terör örgütü PKK ile irtibatlı/ iltisaklı olan Osman Kavala’ya özgürlük peşinde koşması ve bunu da “İşte gerçek millilik, yurtseverlik bu. Bana öğretilen milliyetçilik bu." şeklinde pazarlamaya ve meşrulaştırmaya çalışmasıdır. Hiçbir MHP’li yöneticinin Türkeş ailesine karşı asla bir saygısızlığı olmaz. Onların ve benim öfkelendiğim, Osman Kavala gibi terör örgütü PKK’ya hizmet ettiği delilli ve ispatlı olan birinin Türkeş soyadını taşıyan biri tarafından savunulmasıdır. Terör örgütü PKK’nın uluslararası iletişiminde, medyasında, siyasi uzantısında, derneğinde, vakfında hep parmağı olan Osman Kavala’nın, Türkeş soyadını taşıyan biri tarafından savunulması utanç vericidir.
Tuğrul Türkeş, İsmail Saymaz’a yaptığı açıklama içerisinde bizlere yönelik "Çok merak ediyorum, neden hakaret etmeden düzgün bir tartışmanın tarafı olamıyorlar.” diyor. Fakat yazımın içinde hiçbir hakaret etmediğim gibi “Sayın Tuğrul Türkeş…” diye başlayan ve onun kaybolan köpeğinin bulunma sevincine vurgu yaptığım halde ayrıca Tuğrul Türkeş’e Osman Kavala’nın PKK ile olan ilişkisine dair sicilinden hatırlatmalar yaparak, cezaevine ziyarete gittiğinde neleri sorması gerektiğini ifade etmiştim. Tuğrul Türkeş’i sinirlendiren de o gerçeklerin yüzüne vurulması olmuştur. Teröristbaşı Öcalan’ın “Sevgilerimi iletin” dediği Osman Kavala ile oluşturulmaya çalışılan sevgi bağları her Türk milliyetçisinin öfkelenmesi için yegâne sebeptir.
Tuğrul Türkeş bir taraftan “Azgın milliyetçilik” nutukları atıp Türk milliyetçilerini töhmet altında bırakarak, diğer taraftan Osman Kavala gibi terör örgütü PKK’nın hizmetkârı adamlara özgürlük peşinde koşarak Türkeş soyadını lekelemektedir. Bu soyadından kimin ekmek yediği de ortadadır. Kendi kardeşinin bile “Herkes haddini ve yerini bilecek...” diye uyardığı Tuğrul Türkeş’e tavsiyemiz, durduğu yeri bilmeden ve kimlere avukatlık yaptığını idrak etmeden MHP hakkında ahkâm kesmemesi adına olacaktır. Sonra “Bize arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyelim” derler, Osman Kavala’nın avukatlık bürosundan mason Mürteza Zengin’i hatırlatırlar üzülürsün Tuğrul Bey…