Yapışık ikiz ABD, İsrail ve tasmayla tuttukları PKK
ABD ve İsrail’in Ortadoğu bölgesindeki her gelişmede birbirine yapışık ikiz olduğu bilinen bir gerçek... Ama dünyadaki vicdan ve merhamet sahibi herkes Gazze’deki vahşetin seyrinde bunu bir bütün olarak görmüştür. Ayrıca ABD ve Batı’nın birçok ülkesi Siyonist/Yahudi lobilerinin etkisi altında olduğu artık tamamen tescillenmiştir. ABD, dünya kamuoyunu idare etmek için zaman zaman İsrail’i sanki ateşkese davet ediyor gibi davransa da, ne sivil katliamlarını engelliyor ne de silah yardımını kesiyor. Daha ziyade İsrail, ABD’nin patronu gibi davranıyor.
ABD/İsrail nasıl yapışık ikiz gibi davranıyorsa, bölgede terör örgütü PKK’nın da bunların bir uzvu gibi davranması gözden kaçmamalıdır. Hepsi birleşince ahtapotun kolları gibi Ortadoğu bölgesini sarmış durumdadır. Terör örgütü PKK, İsrail’in Vadedilmiş Topraklar hedefine yıllardır maşalık yapıyor. ABD, her iki bebek katiline silah yardımı yapıyor, bunlar da Ortadoğu bölgesinde işgaller ile terör eylemlerini bu hedefe yöneltiyor.
ABD’nin; İsrail’i Suriye üzerinden Irak'a bağlayan "Davut Koridoru" kurma ve bu koridoru da PKK ile kontrol etme çabaları karşısında, Türkiye’nin 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra varlığını hissettiren milli duruş ile Irak ve Suriye üzerinde terör örgütü PKK’ya karşı arka arkaya yaptığı terörle mücadelesi, bugün önemi çok daha net gösteriyor. Ve bu operasyonların önemini tarih de kalın harflerle elbet yazacaktır.
Fırat Kalkanı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı, Zeytin Dalı, Pençe-Kilit adı altında yapılan terörle mücadele operasyonları olmasa idi, bugüne kadar çoktan Irak ve Suriye’nin kuzeyinde ABD-İsrail mühürlü sözde Kürdistan’ın parçacıkları kurulmuş olacak ve bu durum ise ABD ve İsrail’in bölgedeki tüm planlarını hızlandıracaktı. Irak’ı 2 milyon kişiyi öldürme pahasına işgal eden, Suriye’de 1 milyon kişiyi öldürme pahasına iç savaş çıkaran ABD; herhalde tüm bunları okyanus ötesinden zevk için organize etmiyor. ABD ve İsrail, mevcut bu hedefler için el ele veriyor. Terör örgütü PKK’yı ve YPG gibi uzantılarını da tasmalı iti gibi oradan oraya sürüklüyor.
ABD’nin Siyonist İsrail’i ve bölgedeki konumunu korumak için terör örgütü PKK’yı son günlerde hareketlendirdiğini de Milli Savunma Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk’ün “Bu çatışmalar dönem dönem alevleniyor. Çünkü Deyrizor bölgesinde terör örgütü SDG ve YPG’nin yapmaya çalıştığı işlere oranın gerçek sahipleri olan yerel halk karşı çıkıyor. ABD’nin de o bölgeye oraya bir miktar SDG’liyi sevk ettiğine dair bilgiler var.” açıklamasından sonra pür dikkat takip etmeye başladık. ABD’nin Suriye’de petrol ve gaz yataklarında bulunan üslerine, İsrail’e saldırması beklenen İran’ın vekil güçlerinin müdahale etmemesi için 700 PKK/YPG'li terörist konuşlandırdığı haberini aldık.
ABD/İsrail/PKK bu derece iç içe geçmiş haydut düzeninin organlarıdır. Bu sebeple Türkiye’de ve Irak’ta PKK’nın yanında, Suriye’de de PKK’nın uzantısı YPG yanında duran herkes, direkt ABD ve İsrail’in yanında konumlanmış sayılır.
Türkiye’de “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum” diyen Kemal Kılıçdaroğlu bu ülkede Cumhurbaşkanı adayı oldu ve %48 oy aldı. “YPG/PYD sınırımızda devlet kursun” diyen içimizdeki hainlerin çoğu da şu an CHP’de siyaset yapmaktadır.
CHP’nin, HDP(DEM) gibi terör sürüngenleriyle beraber “Fırat Kalkanı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı, Zeytin Dalı, Pençe-Kilit” gibi operasyonlara geçmişte ve hâlihazırda karşı çıkmasının sebebini şimdi daha iyi anlıyorsunuz değil mi?
Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak için sınırlarımızda ABD/İsrail uzantılı terör örgütlerini temizleme mücadelesi veriyoruz ama Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk’ün miras bıraktığı CHP, terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarıyla bir olup tezkereye “Hayır” oyu veriyor. CHP’nin; ABD ve İsrail’e hiç sesi çıkıyor mu? Ortada bu kadar vahşet varken Türkiye’deki PKK ve diğer terör örgütleri için özgürlük isteyen CHP, toprağı işgal edilen, vahşice öldürülen Filistinliler için niye gündem oluşturmuyor? Sosyal demokratlık bu mu?
Sol’un siyasetçisine, yazarına, yorumcusuna, medyasına, sivil toplum kuruluşlarına bakın hiçbiri kılını kıpırdatmıyor.
Filistin’i de geçtik. Adamlar kendi askerimizi, polisimizi şehit eden, vatandaşlarımızı hayattan koparan, Türkiye’yi bölmeye çalışan terör örgütü PKK’nın her şeyine sahip çıkıyor.
Önümüzdeki günlerde Irak ve Suriye’deki terörle mücadele operasyonları için TBMM’de yapılacak bir tezkere oylaması olursa yine PKK’nın siyasi uzantısı DEM ile “Hayır” oyu veren kim olursa, yüzüne “Kahrolsun ABD, kahrolsun İsrail” sloganları eşliğinde tükürün… Emin olun, bunların hizmet ettiği ABD ve İsrail’dir.
İsrail’in Vadedilmiş Topraklar hedefinde her türlü uşaklığa hazır olanlardır bunlar…
ABD, İsrail ve PKK bölgede etkisiz hale getirildiğine bölgenin huzuru ve güven ortamı artacaktır.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz günlerde coğrafik derinliği ve dayanışma çağrısı olan “Ortadoğu’da barış ve huzuru sürdürebilir kılacak adımların süratle atılması gerekmektedir.
Bu amaçla Türkiye, Suriye, Irak, Mısır başta olmak üzere bölge ülkelerinin girişimiyle bir “Kudüs Paktı” oluşturulmalıdır.” sözleri bunun için çok önemlidir. Mesele tüm dünyayı ilgilendirdiği gibi, Ortadoğu bölgesinde yer alan tüm ülkeleri de ilgilendirmektedir. Bugün bu vahşetlere susanlar, yarın aynı vahşetin kendisini bulmayacağını mı sanıyor?