Anadolu ayağa kalkıyordu hani?
Türkiye’nin çok büyük talihsizliği olarak bu ülkede Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık yapan Ahmet Davidoğlu, AK Parti’den uzaklaştırıldıktan sonra kurduğu ve geleceği olmayan Gelecek isimli partisine bir kibir deryasında başladı ve partisinin eti budu ortada iken o kibir deryasında yoluna yine devam ediyor.
Gelecek Partisi’ni kurduğu ilk günlerde “Anadolu'ya çıkarım ve sadece 'Esselamun Aleyküm' derim, bütün Anadolu'yu ayağa kaldırırım. Kimse engel olamaz!" demişti. Ahmet Davidoğlu’nun partisi kendi boyunu gösterdiği ilk seçimde 0.07 oy almış ve yerel seçimlerde kazandığı bir tane belediye olmamıştı.
Bu iddiasına rağmen aldığı oy oranı ortaya olan Ahmet Davidoğlu yine siyasi mizaha konu olan şu cümleyi kurmuş: “Türkiye’de siyasi denklemleri değiştirecek en önemli partilerden biri Gelecek Partisi’dir. İstersek siyasi denklemi bir hamleyle değiştirebiliriz.”
Anadolu’da yaprak kımıldatamadı. Şimdi de siyasi denklemleri bir hamleyle değiştireceğini söylüyor.
Türkiye’de ne Ahmet Davidoğlu’nu ne partisini takan vardır. Sözlerine itibar eden yoktur.
Ama bir konuda hakkını verelim. Ahmet Davidoğlu, kendisi gibi siyasi mizaha bol bol üretim yapan Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Başkanı iken siyasi manada dolandırarak partisine 10 milletvekili kontenjanı almıştı. Türkiye genelinde 34 bin 212 oy alan partinin 10 milletvekili var… Gerçi Ahmet Davutoğlu’nun bireysel siyasi zekâsı yok bu siyasi tokatlama olayında. Ali Babacan 15, Temel Karamollaoğlu 9, Demokrat Parti 3 vekil aldılar. Üstelik hepsinin oy oranı %1 etmediği halde… Bu durum olsa olsa Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi zekâsına yazacak bir siyasi olaydır, değil mi?
Yani burada da Ahmet Davidoğlu’nun siyasi bir zekâsı ve dahli gözükmüyor.
O halde 10 milletvekili ile “siyasi denklem değiştirme” kasıntıları nedir?
Bir sözün mü toplumu etkiliyor? YOK…
Politikadaki varlığına umut bağlayan bir halk mı var? YOK…
Ahmet Davidoğlu’nun, Dışişleri Bakanı ve Başbakan iken Türkiye’ye “Stratejik Derinlik” adı altında yaptığı kötülükler dışında anılacak hiçbir konusu olmayacaktır. Türk tarihinde sadece bıraktığı kara lekeler hatırlanacaktır.
10 tane milletvekiline güvenip “siyasi denklem değiştirme” nutukları atan Ahmet Davidoğlu’nun bu milletvekillerinin bile partisinde durup durmayacağı meçhuldür. Belki de Ahmet Davidoğlu “İstersek siyasi denklemi bir hamleyle değiştirebiliriz” sözüyle milletvekilleri üzerinden kendini pazarlamaktadır. Gelecek Partisi milletvekillerinin AK Parti’ye geçeceğinin konuşulduğu şu günlerde Ahmet Davidoğlu herhalde “Beni de görün” diyor…
Ahmet Davidoğlu’nun “siyasi denklem değiştirme” olarak pazarlayacağı tek konu elindeki milletvekili sayısıdır. O milletvekillerinin kaçı da onu dinler orası tartışılır.
Ahmet Davidoğlu artık siyasi meftadır. “Ölmüş de ağlayanı yok” dedikleri tariftir. Türkiye’de Dışişleri Bakanı ve Başbakanlık yaparak ne çapta olduğunu gösteren Ahmet Davidoğlu’nu yolda çevirip de yol tarifi alacak kimse yoktur. Onun tarifi ile yol bulunmaz, yol kaybedilir çünkü…
Başbakanlıktan uzaklaştırılınca dünyaca ünlü Foreign Policy dergisi tarafından "Amerika Ankara'daki adamını kaybetti" diye tarif edilen Ahmet Davidoğlu’nun Türkiye’de denklem olacak bir hali kalmamıştır.
Şimdi Amerika’ya gitse inanın tanıyan ve muhatap alan çıkmaz. Çünkü zamanında kullanışlı siyasi aparat olmanın hakkını onlara vermiştir. Şimdi gölgesinin bile takmadığı Ahmet Davidoğlu’nu kim ne yapsın?
Ahmet Davidoğlu’nun dünya görüşü DEM’de siyaset yapmaya yatkındır. Kemal Kılıçdaroğlu ile DEM’e geçerlerse inanın o zaman taşlar tam olarak yerli yerine oturmuş olacaktır. Bence Ahmet Davidoğlu siyasi denklemi böyle kurmayı denesin. Çünkü onun “Serok Ahmet” olarak hakkını vermesi gereken bir sıfatı vardır. Bunu da şevkle yapacaktır. Gelecek ile bir gelecek kuramadı. Az da DEM’lensin… Belki Amerika Ankara’daki adamına tekrar kavuşmuş olacaktır.
