Aynı zihniyetlerin bedenen buluşması!
Bülent Arınç, bedeni burada iken ruhu başka yerde hem oralı hem buralı olan bir siyasetçidir. Bu yönü de herkes tarafından bilinmekte… Kendisi, Cumhur ittifakının misyonunu benimsemeyen biri... Sözde muhafazakâr olan Bülent Arınç, sürekli CHP, DEM, FETÖ çizgisini memnun edecek açıklamalar yapıyor.
Gün geliyor, PKK’lı terörist Selahattin Demirtaş’ı ve “Kızıl Soros” diye anılan Osman Kavala’yı överek “Tutuklu kalmalarına hayret ediyorum, tahliye olabilir” diyor.
Gün geliyor, FETÖ’cüleri masumlaştırmak için çeşitli hikâyeler uydurup, onlara özgürlük istiyor.
Velhasıl, Bülent Arınç Cumhur ittifakı ne yaparsa onun karşısında… Elbette sözleri ve ifadelerinden başka ispatımız yok ama seçimlerde oyunu CHP, DEM yahut bunların uzantılarına verdiğine kimse şaşırtmasın. Manisa’da MHP’nin Büyükşehir Belediyesini kaybetmesi için elinden gelen her şeyi yaptığını bilmeyen yok. MHP’den öyle nefret ediyor ki, bunu da öteden beri her fırsatta gösteriyor.
Geçmişte televizyonlara çıkıp “Tayyip Bey’e olan sevgi ve güven zayıflamış olarak devam ediyor” ve “Bahçeli geçmişten beri bizim dışımızda bir insan. O ne söylerse onunla başka türlü hesaplaşırız zamanı, zemini geldiğinde” gibi hadsiz, ölçüsüz nefretini yansıtan birisi, doğal olarak hep karşı tarafın eylem ve söylemlerine sarılıyor.
İşte bu yüzden AK Parti bünyesinde bunca görev almasına ve oğlu hala AK Parti milletvekili olmasına rağmen, Cumhur ittifakı karşısında güçlendirilmeye çalışılan Ekrem İmamoğlu gibi bir modele tebrik ziyaretine gitti.
Çünkü Bülent Arınç’ın gönlünden geçen önümüzdeki seçimlerde onun aday olup, Cumhurbaşkanlığını kazanmasıdır. Gönlü gibi ayağı da ona doğru sürüklenip gitmiştir.
Aksi halde Cumhur ittifakına bu derece alerjili olan, Türkiye üzerinde hesabı olan herkesin umudu haline gelen, milliyetçilik-muhafazakârlık düşmanı Ekrem İmamoğlu’nun ayağına kadar gidip, tebrik eder miydi?
Geçtiğimiz yıllarda da Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener’i ziyaret etmişti.
Aslında Ekrem İmamoğlu ile Bülent Arınç arasında zihniyet ve karakterde hiçbir ayrım yoktur. Birbirinin kopyasıdır.
PKK’lı terörist Selahattin Demirtaş için “çizgisini çok beğeniyordum” diyen Ekrem İmamoğlu ile “Selahattin Demirtaş'ın kitabını okudum. Siz de ne olur onu alın bir okuyun. Bu kitabı okuduktan sonra siz Selahattin Demirtaş hakkındaki kanaatinizi belki değiştirmeyeceksiniz. Ama Kürtler ve Kürtlerin yaşadığı travma üzerinden kafanızda çok şeyler değişecek.” diyen Bülent Arınç’ın ipi, belli ki aynı güçler elindedir.
Türkiye’nin hangi meselesi olursa olsun her ikisi de aynı pencereden bakmaktadır çünkü bunların aynı frekanstan sinyal aldığı bir gerçektir.
Bülent Arınç’ın AK Partili sıfatı taşıdığına aldanmayın, onun bu sıfatı hala taşımasının tek sebebi içeride görünerek daha çok zarar vermek...
AK Parti bünyesinden çıkmış Bülent Arınç gibi olan, Hüseyin Çelik, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan gibilerin ve benzerlerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan intikam alma çabası öteden beri sürüyor. Kimi yeni parti kurarak, kimi hala içeride görünmeye çalışarak… Kemal Kılıçdaroğlu’nun bunları 6’lı masaya alması, kimine de sol medyanın kapılarını sonuna kadar açması hep bu intikam etkisini çoğaltmak içindi ama bir faydalarını göremediler.
Hepsinin ilişkilerine, açıklamalarına, durdukları yerlere bakınca bunu çok net göreceksiniz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında Türkiye’nin varlığı ve geleceği için hesapsız duruş gösterdiği, milli politikalarda tavizsiz duruş sergilediği için MHP’den nefret eden Bülent Arınç gibilerin MHP’ye duyduğu öfke de hep bu intikam duygularının başarıya ulaşamaması yüzündendir.
Türkiye’yi bölmeye, parçalamaya çalışan PKK’lılara, FETÖ’cülere her uzatılan mikrofonda sahip çıkan Bülenç Arınç gibilerin MHP düşmanlığının anlaşılır özeti budur.
Eğer bir insan MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi sevmiyor da; Demirtaş ve Kavala gibilere övgüler yağdırıyor, Ekrem İmamoğlu gibilere bu süreçte cila atmaya çalışıyorsa emin olun o kişi asla bu toprakların özünden biri değildir. Bülent Arınç bu toprakların özünden olmadığını defalarca ispat etti.
Bülent Arınç’ın Ekrem İmamoğlu’nu ziyareti bir niyet beyanıdır.
Aralarında CHP koltuğu yüzünden büyük kan davası oluşmuş Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu’nun evde buluşup görüşmeleri de üst üste konulunca, siyasette arayışların hep sürdüğünü gösteriyor. Bülent Arınç da böyle bir süreçte figüran olarak herhalde rol peşinde…
Önümüzdeki dönem her alanda olduğu gibi, siyaset alanı da hareketlenecek gözükmektedir. İntikam peşinde koşanlar, gelecek hesabı yapanlar seferberlik halinde harekete geçtiler. Bülent Arınç da bekletildiği kozanın kabuğundan çıktı. Tırtılın kelebeğe dönüşüp, oraya buraya uçma halini izliyoruz… Uç bakalım Arınç, bir günlük ömrünle nereye konacaksın?