CHP’de penaltı krizi
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Ben teknik direktörüm, penaltıyı atacak ismi seçeceğim" diyerek Cumhurbaşkanlığı adaylığında sahaya çıkmayacağını ilan etti. Kemal Kılıçdaroğlu'nun golü kendisinin atmak istemesinin ama yapamayıp da yeşil sahalara veda etmesinin ardından son derece temkinli bir tavır sergileyen Özgür Özel aday olmadığını beyan etmeye mecbur kaldı, çünkü son yenilginin hezimetini hala derinden hisseden taraftarlarının "Aman aday olma" yönünde yoğun baskısına uğradı.
Ancak Özgür Özel’in teknik kulübeye çekilmesi, CHP’nin iki büyükşehir belediye başkanının iştahını kabartmış durumda. Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu, rekabetlerini artık gizleyemez haldeler. Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu arasındaki rekabet, tüzük kurultayındaki sitem dolu açıklamalarla iyice su yüzüne çıktı. Tüzük kurultayında uzun bir konuşma yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun hazırlıklı bir şekilde sahneye çıktığını düşünen Mansur Yavaş kurultaya sadece bir saat kala konuşma yapması yönünde haber gelmesini "saha dışı bırakılma" hamlesi olarak algıladı.
Mansur Yavaş, olanlara tepkisini "Polemiğe girmek istemiyorum ama Ekrem Başkan gibi kapsamlı bir konuşma yapmayı ben de isterdim... Maalesef bir saat önce konuşma yapacağım söylendi. Eğer iki belediye başkanı konuşuyorsa ve diğerleri konuşamıyorsa, bu fitne ateşine odun atmaktır. Biz de prompterla hazırlık yaparak Türkiye'ye daha güçlü bir mesaj verebilirdik" ifadeleriyle dillendirirken iki belediye başkanının adaylık çekişmesinin CHP’de yeni krizleri tetikleyeceği netleşmiş oldu.
Ekrem İmamoğlu, CHP’nin biricik müttefiki DEM’in sempatisine sahip olmanın rahatlığına yaslanırken, Mansur Yavaş ne yaparsa yapsın DEM’in desteğini kazanmayı başaramadı. Son genel seçimlerin sıcak günlerindeki, “Apo Bey” vecizesi, “HDP Meclis'te olup derdini anlatmak istiyor” güzellemeleri DEM muhitinde para etmeyen Mansur Yavaş, DEM’e yönelik yumuşak dilini mücbir sebeplerden dolayı sertleştirdi.
Henüz geçen yıl DEM’li bölücülere zeytin dalı uzatan Mansur Yavaş, şimdi onları “Milli bayramlarımızı kutlamıyorlar. Bunlara mesafe konması gerektiğini düşünüyorum” diye ötekileştirerek İmamoğlu’nun boş bıraktığı “milliyetçi” mevkie yerleşebileceğini düşünüyor.
CHP’nin iki belediye başkanı adaylık sırasında bir adım ilerlemek için birbirini çekiştirirken, Özgür Özel’in teknik direktör kulübesinden bu takımı yönetebilmesi de mümkün görünmüyor. Çünkü biri tribünlere oynuyor, diğeri ise son kozlarını oynuyor. Ancak her iki durumda da tribünlerden yükselen sesler belli: Yenilmişlik, dağılmışlık, tükenmişlik…