Ne zaman Atatürkçü ve Türk milliyetçisi oldun ki?
6’lı masa dağılınca siyasette maskeli balo düzenleme işi Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu ikilisine kaldı. Geçen günlerde yine söylemiştim. Bu ikiliyi Hacivat -Karagöz ikilisi gibi piyasaya sürdüler. Biliyorsunuz Karagöz ve Hacivat, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur. Birileri de bu ikiliyi gölge oyununda yarıştırıyor. Belediye Başkanlıklarına dair işlerini-güçlerini bıraktılar. İl il geziyorlar ve belediye Başkanlığı dışındaki her şeye burunlarını sokuyorlar…
Bu malum ikilinin ortak özelliği çok. İkisi de geçmiş yıllarda Anavatan Partisi’nde çalışmıştı. Sağ’dan Sol bir partiye geçerken, esnek omurga sahibi olmanın faydasını gördükleri için hiç zorlanmadılar. Her ikisi de yoldaştan daha çok yoldaş oldular. Her ikisi de Atatürk, Cumhuriyet kavramlarını dillerinden düşürmüyorlar. Nutuklarını hep bu ve benzeri kavramlarla süslüyorlar. Fakat her ikisinin ortak özelliği 2019/2024 yerel seçimlerinde Atatürk heykellerini yakan, yıkan, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak için kurulmuş terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ve DEM ile ittifak yaparak seçimlere girmiş olmalarıdır. İkisinden de bu ittifaka karşı bir itiraz geldiğini gördünüz mü? Hatta Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında “Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı” olarak gezdikleri dönemde de terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı Yeşil Sol ile içli dışlı olmuşlardı. Zerre Atatürkçülükleri, cumhuriyetçilikleri, milliyetçilikleri akıllarına gelmiyordu. Hatta PKK’nın siyasi uzantılarını toplumda meşrulaştırmak ve şirin göstermek için televizyon ekranlarında büyük gayret veriyorlardı.
Hatta Mansur Yavaş, “HDP meşrudur. TBMM’de derdini anlatacaktır. Selahattin Demirtaş PKK’ya silah bıraktıracaktır” diyecek kadar pervasızlaşmıştı. Diğerlerini yine hatırlatacağız da bu süreçte Mansur Yavaş’a yeni rolünde, yeni bir maske taktıkları anlaşılıyor.
HDP’yi öven, HDP ve DEM ile ittifak yapan kendi ve partisi CHP değil gibi şimdi DEM’e mesafe koymaktan bahsediyor.
CHP’ye geçtiği günden bu yana vatana yönelik gerçekleştirilmemiş hainlik kalmamış partisinde, partisi CHP terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarıyla iç içe geçmiş ve tüm bunlara hiç itirazı olmamış Mansur Yavaş; geçen günlerde çıkmış “Ben bir Türk Milliyetçisiyim, Atatürkçüyüm. Çizgim belli bunu her yerde söylüyorum.” demiş… Mansur Yavaş, Türk milliyetçisi ve Atatürkçü olduğuna dair bir tane davranışını, tavrını gösterir misin?
CHP içindeyken terör örgütü PKK’ya, FETÖ’ye, DHKP-C’ye ve YPG’ye karşı bir tavrın oldu mu? Genel Başkanların hepsini övdü, yüceltti, savundu. Çıkıp iki kelime laf söyleyebildin mi?
Türkiye’nin kardeş Azerbaycan yanında dimdik durmasıyla Karabağ 30 yıl sonra Ermenistan işgalinden kurtuldu ve partin CHP "Maalesef gelen haberlerde, Türkiye'den Azerbaycan'a silah yardımı yapıldığı ve söylentilere göre cihatçı grupların da Azerbaycan'a gönderildiği ifade ediliyor" şeklinde bu duruma çamur attı. İki laf edebildin mi?
Partin CHP’nin önceki dönem Genel Başkanı, Barzani’nin sözde Kürdistan için korsan bağımsızlık referandumuna “Bütün milletlerin olduğu gibi Güney’in de referanduma gitmeye hakları olduğunu” şeklinde destek verdi. İki laf edebildin mi?
Partin CHP, Türk devleti ve ordusunun Suriye ve Irak üzerinde gerçekleştirdiği terörle mücadele operasyonları için TBMM’de yapılan tezkere oylamasında HDP ile “Hayır” oyu kullandı. İki laf edebildin mi?
Partin CHP, içinde HDP’nin de olduğu partilerle Anayasa taslakları hazırlamak için kapalı kapılar ardında komisyon kurdu. İki laf edebildin mi?
Partin CHP, Hendek-Kobani terör olaylarında PKK’lı teröristleri azmettirerek yüzlerce askerimizi, polisimizi şehit ettiren, vatandaşlarımızı hayattan koparan PKK’lı Demirtaş ve benzerlerine özgürlük isterken “iki laf edebildin mi?” diye sormuyorum. Sen de zaten ona özgürlük isteyen bir PKK yandaşına “İnşallah” cevabını vermiştin.
“Ben bir Türk Milliyetçisiyim, Atatürkçüyüm.” diyen Mansur Yavaş, bu özelliklerini bu gibi olaylarda ve daha başka birçok olayda gösteremediğine göre nerede göstermiştir?
Yanındaki avanelerinden birisi de onun ömür boyu hiç Türk milliyetçisi ve Atatürkçü duruş sergilemediğini çok iyi bilir ve gösterdiğine dair bir örnek dahi veremez. MHP’den CHP’ye geçerken “40 yıllık geçmişimi geride bırakarak CHP'ye geldim” diyen bir Mansur Yavaş’tan ne bekliyorsunuz ki?
Şimdi de CHP’den istifa edeceği konuşuluyor. Mansur Yavaş, bu iddialara "İftira, tezgâh ve yalanla uğraşacak vaktim yok" diyerek CHP’den ayrılacağına yönelik söylentilerin asılsız olduğunu söyledi. Bu cevabı görünce aklıma MHP’den istifa ettiği günler geldi. Televizyonlarda “MHP’den istifa edecek misin?” diye soruyorlardı. Ne cevap veriyordu o günlerde? :
“Bazı başka partilerdeki makamlar yüzünden hiçbir zaman ben davasını, partisini satacak adam değilim”
“Cumhuriyet Halk Partisi’nden aday olmam yolunda epey baskı oldu. İnsanların gözünde Mansur Yavaş belediye başkanı olmayı çok istiyor. Bunun içinde her şeyi göze alıyor. Parti değiştiriyor imajı ortaya çıkacak. Ben bunu istemiyorum”
***
Bu sözlerden sonra CHP’ye geçmişti. O yüzden onun sözüne değil, son yaptığına bakarsanız daha iyi olur.
Mansur Yavaş hakkında 12 Eylül 2010 referandumundan bu yana yazı yazıyorum. Diyorlar ki, “Mansur Yavaş’a şahsi takıntın nedir ki sık sık onunla ilgili yazıyorsun?”
Benim takıntım ideolojik ve dava ölçüsünde…
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye yazdığı FETÖ kokulu mektupla bu süreç başlamıştır. Hatta o mektubu yazılarımın merkezine alarak, kendisine de 27 Nisan 2020 tarihinde şu teklifte bulunmuştum.
“Benim, Mansur Yavaş konusunda susmam için aracı gönderenler tek bir şartla susarım. Onu yaparsanız bir daha Mansur Yavaş konusunda tek cümle yazmayacağıma dair söz veriyorum. O da geçmişte MHP’ye yazdırdığı iddia edilen mektup gibi, yeni bir mektup yazacak… Ve orada şu cümleleri kullanacak: Bir CHP üyesi, CHP’li bir Belediye Başkanı Mansur Yavaş olarak geçmişte tüm uyarı ve tespitlerinde haklı çıkan MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli hakkında FETÖ gazı ve kavramlarıyla yazdığım mektup için özür diliyorum.
Ondan sonra ne haliniz varsa görün…”
Mansur Yavaş “Ben bir Türk Milliyetçisiyim, Atatürkçüyüm. Çizgim belli bunu her yerde söylüyorum.” hikâyelerin ciddiyetten ve gerçekten çok uzak… O yüzden bu hikâyeleri bırak… Bize gerçeklerle gel…