Emperyalizm matruşkası karşısında kurulan sınav sistemi
Türk bilgesi Dede Korkut’un “Birlik el ele vererek olur doğrudur. Ama elin eline el verenin birliği de dirliği de bozulur.” şeklindeki sözü iç cephede birliğin önemine vurgu yaptığı gibi, iç meselelerin çözümünü dışarıdan beklemenin birliğe, dirliğine vurulmuş darbe olacağını ifade etmektedir. Zaten başımıza birçok meseleyi bela eden, içimize ayrışma tohumlarını eken, huzurumuzu, refahımızı bozmaya çalışan o “Elin eli” değil mi?
O “Elin eli”, bu ülkede etnik maskeli isyanlar yapmadı mı?
O “Elin eli”, bu ülkede darbeler yapmadı mı?
O “Elin eli”, bu ülkede terör örgütleri kurup yarattığı terörle canlarımızı yakmadı mı? Maddi ve manevi bizi sömürmedi mi?
O “Elin eli”, 1980 öncesi bu ülkede “Sağ-sol çatışması” adı altında Türk milliyetçilerini hedef almadı mı, gün geldi kardeşi kardeşe düşman etmedi mi?
O “Elin eli”, gün geldi dindar maskesiyle, gün geldi Atatürkçü maskesiyle “Laik/anti-laik” kaosu, krizi çıkarmadı mı?
O “Elin eli”, Alevi-Sünni ayrışması yaratmak için her türlü provokasyonu yapmadı mı?
O “Elin eli”, Türk-Kürt ayrılığı, çatışması ve kavgası çıkararak kardeşliğin, akrabalığın, hısımlığın arasına “etnik fitne” sokmaya çalışmadı mı?
O “Elin eli”, Türk milletinin refahını, huzurunu bozan ekonomik krizler çıkarmadı mı?
O “Elin eli” hükümetleri devirmek ve kurmak için siyasi kumpaslar kurmadı mı?
Evet, o “Elin eli” bu ülkede daha neler yaptı neler…
Bunlardan bazılarını iç cephemizde dayanışma, birlik ve beraberlik silahımızı kullanarak def ettik. Geri kalanları ise yine bu silahımızla etkisiz hale getireceğiz elbette...
Türkiye’nin şu an ana meselesi terörle mücadele ve içinde bulunduğumuz ekonomik girdaptır. AK Parti hükümetinin gerek terör mücadelesinde kararlı ve başarılı çizgisi, gerekse ekonomiyi düzlüğe çıkarmak için aldığı tedbir ve kararlar, bunların da mesele olmaktan çıkması adına bir umuttur.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Türkiye’nin toplumsal meselelerindeki yaklaşımları, çözüm önerileri, diyalogları ve duruşu bu süreçlerde Türkiye’nin büyük kazanımı olmuştur. Türk milletine maddi ve manevi büyük kayıplar yaşatan terörü bitirmek ve bölgedeki tehlikeler karşısında iç cepheyi güçlendirmek adına attığı adımlar ve yaptığı çağrılar bunlara eklenen son davranış örneğidir.
Sağ-sol kavgasını miras olarak sürdürmek isteyenlerin çabasını DSP ile koalisyon kurarak bitirmesi, toplumun kanayan yarası haline gelen başörtüsü meselesine hukuki ve siyasi çözüm önerisinde bulunarak bu konuyu ülkede mesele olmaktan çıkaran katkıyı sunması, laik ve anti-laik kavgasının en çok körüklendiği dönem “Bedeli kanla ödenerek Büyük Atatürk’ün önderliğinde kurulmuş Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara iki önemli tepe üzerinde sembolleşmiştir. Bunlardan biri devletimizi kuran ve milletimizi kurtaran aziz Atatürk’ün naaşının bulunduğu Anıtkabir’i barındıran Anıttepe, diğeri ise inanç hürriyetimizin ve manevi değerlerimizin sembolü olan bir mabedi barındıran Kocatepe’dir. Milliyetçi Hareket Partisi, kimseyi asla bir tercihe ve taraf olmaya zorlamadan, her ikisini de en yüksek seviyede benimseyen ve temsil eden, bu değerler arasındaki rabıta ve bağın kopartılmasına asla izin vermeyen duruşu ile Anıttepe ile Kocatepe arasına çekilmiş çelikten bir halattır. Milliyetçi Hareket din ve vicdan özgürlüğünün ve laikliğin teminatı savunucusu ve koruyucusudur.” (5 Şubat 2008) açıklamalarıyla ülkedeki tansiyonu düşürerek istismarcıların oyununu bozması, FETÖ’cü hainlerin gerçekleştirdiği 15 Temmuz hain darbe girişimi karşısında “Seçilmiş hükümetin yanındayız” diyerek toplumsal milli duruşu motive etmesi, Türkiye’ye yönelen terör tehdidi karşısında, Türkiye, Irak ve Suriye üzerinde yapılan terörle mücadele operasyonlarında devletin ve hükümetin yanında yer alarak sonsuz destek vermesi, milli ve manevi davalarımızda onun duruşundan bazı ana başlıklardır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bu başlıklarına ekleneceklerden en önemlisi; toplumsal barışa, kardeşliğe katkı sağlayan eylem ve söylem titizliğiyle Kürt kökenli vatandaşlarımız ve Alevi inancında birleşen insanlarımız noktasındadır. Onları her daim Türk milleti içinde bütünün ayrılmaz parçası gören özeni vardır. Etnik ve inanç temelinde onları “öteki” haline getirmeye çalışanlar karşısında, bu fitneyi sıfıra indirme mücadelesi veren kamil ve olgun lider çizgisini hep korumaktadır.
İfade ettiğim gibi o “Elin eli” Kürtler ve Aleviler konusunda yüzyıllardır bozgunculuk yaratma adına boş durmamaktadır. Yıllardır gerçekleşen emperyalizm beslemeli terör olayları ve Alevi-Sünni ayrışması için yaratılan fitneler devam ederken, MHP Lideri Devlet Bahçeli aynı Dede Korkut misali bir taraftan “elin eline el verenin birliği de dirliği de bozulur.” uyarısında bulunmakta, diğer yandan da birliği ve kardeşliği korumak için her samimiyeti sergilemektedir.
Alevi inancındaki insanlarımıza hep yürekten gelen samimiyetini göstermişken, bir gün olsun onları milletin inanç bütünlüğünden ayrı görmemiştir. Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde, hibe ettiği arsaya Horasan Erenleri Hacıbektaş Kültür ve Cemevi Külliyesini yaptırma fazileti ve erdemi de bunun taçlandırılmış somut bir gerçeği olmuştur.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, temel felsefesini “Alevi Sünni ayırmayız. Köklere, kökenlere bölmeyiz. Biz herkesi; Cenab-ı Allah'ın bir kutlu emaneti, Büyük Türk milletinin öz evladı kabul ederiz.” ifade ederken, defalarca da “Türkiye'de Alevi İslam inancını benimseyen kardeşlerimizin inanç ve kültür temelli sorunları, sıkıntıları ve beklentilerinin bu anlayışla ele alınması ve çözüm yolları üzerinde iyi niyetle çabalar gösterilmesi TBMM'deki siyasi partilerin ortak sorumluluğu olarak görülmelidir.” (9 Haziran 2009) çağrıları yaparak temelden kucaklaşma/bütünleşme zeminini oluşturmuştur.
Emperyalist güçler ve terör örgütleri tarafından en çok istismar edilen, toplumda arasına sürekli fitne sokulan Kürt kökenli vatandaşlarımıza yönelik “Türk-Kürt kardeştir, araya giren, bozgunculuğa heveslenen kim varsa kamburdur, kalleştir, kanser hücresidir, kahrolmaya mahkûmdur.” diyerek temellendirdiği güncel çağrıları da bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Terör örgütü PKK’ya hizmet etmekte ısrar eden DEM’e, DEM’in “önderimiz” dediği teröristbaşı Öcalan’a yaptığı yüzleşme çağrısı terörle baskı altında tutulmaya çalışılan ve etnik fitneyle Türk milletinden koparılmaya çalışılan Kürt kökenli kardeşlerimizi bu muhataplıktan kökten kurtarma çabasıdır.
CHP, DEM ve onların kuyruğuna girmiş partiler “Kürt sorunu” gibi emperyalizm ağzıyla olaylara yaklaşarak terörü meşrulaştırmaya çalışsa da MHP Lideri Devlet Bahçeli DEM’e yaptığı “Gelin Türkiye partisi olun, gelin teröre cephe alın” ve teröristbaşı Öcalan’ın DEM ile yüzleşerek “Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın.” çağrısı meseleye terör faaliyeti dışında bakılamayacağını ifade etmektedir. ABD, İsrail, Kandil, İmralı ve DEM adeta matruşka gibi iç içe girmiş bir sistem içindeler. MHP Lideri Devlet Bahçeli işte bunlar arasında dönen çarkları kırmaya çalışmaktadır. Onun kişiliğine, karakterine ve sözüne duyulan güven ise attığı son adımları ve çağrıları şüphe duyulmadan takip ettirmektedir.
Mesela şu çarpıcı örnek bunun delilidir.
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “Önderimiz Apo” diyen DEM(Yeşil Sol) ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı etrafında birleşen Ümit Özdağ gibiler MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin son çağrılarını niye yaptığını bildiği halde, sicilini temizlemek için bu süreci istismar etse de, çamur deryasına düşse de onun Zafer Partisi Hakkari İl Başkanı Kazım Demir “Ben bir şehit çocuğuyum. Babamı ve abimi kaybettim. Devlet Bahçeli'yi destekliyorum. Onu herkes dinlerse bu olay (terör) çözülecektir, buna eminim. Ümit Özdağ burada (Doğu'da) yaşamadığı için buraları bilmiyor. Biz burayı daha iyi tanıyoruz. Muhakkak Devlet Bahçeli'yi desteklememiz lazım. Devlet Bahçeli'ye sahip çıkmamız lazım. Devlet Bahçeli'nin çıkışını herkes olumlu buluyor. Sıcak bakıyorlar. Çünkü Devlet Bahçeli'nin yalanı dolanı yoktur.” diyerek adeta bölgenin algısında bir ses olmuştur.
Türk devleti, hükümeti, Cumhur ittifakı terörle mücadelede kararlıdır. TUSAŞ’a hain saldırı sonrası son haftalarda iki yüze yakın öldürülen PKK’lı terörist bunun somut gerçeğidir. DEM’e ve onun peşinden gittiğini söylediği teröristbaşı Öcalan’a “terörü bitirme, teröre cephe alma” çağrısı dışında başka bir muhataplık yoktur. Onun için terörün bitirilmesi ve Kürt kökenli insanlarımızın bunların elinde istismar edilmesinden kurtarılması için DEM ile teröristbaşı Öcalan’ın yüzleştirilmesinde bir sakınca yoktur.
“Önderimiz Apo” diyen HDP, Yeşil Sol ve DEM ile sırasıyla ittifak ve iş birliği yapanlar, DEM’e “Teröre cephe al” çağrısı, teröristbaşı Öcalan’a DEM’i karşına al “Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykır” çağrısına niye öfke kusuyorlar ki?
Teröristbaşı Apo’nun siyasi sermayesi durumundaki DEM ile ittifak ve iş birliği dengemiz bozulur korkusu mu bu?
Yoksa matruşka gibi iç içe girmiş ABD, İsrail, Kandil, İmralı ve DEM çarkı kırılır diye mi kaygı duyuyorlar?
MHP Lideri Devlet Bahçeli Türk-Kürt kardeşliğine yürekten inanmaktadır. Bugün yoğunlaşmış şekilde ifade ettiği “Türk-Kürt kardeşliği” günün şartları için anlık gelişen bir söylem değildir. Terör örgütü PKK ve Kürtleri ayrı tutarak söylediği “Türkiye’nin sorunu Kürtler değil, bölücü terör örgütüdür.” şeklindeki sözlerini herkes iyi anlamalıdır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Kürt kökenli insanlarımıza verdiği değeri ve onları terör örgütlerinin gölgesinden kurtarma çabalarını yıllardır ifade etmektedir. Son zamanlarda “Türk-Kürt kardeşliğine” yönelik yaptığı çağrıları hiç kimse sanki ilk defa duyuyor gibi sunmamalıdır. Çünkü yıllardır hiç usanmadan, bıkmadan ve aynı çizgide bu kardeşliğe ve oynanan oyunlara vurgu yapmıştır.
Şunları tekrar hatırlatmakta fayda vardır:
“Bin yıldır birlikte yaşadığımız, ortak kardeşlik hukuku ve akrabalık bağları geliştirdiğimiz Kürt kökenli kardeşlerimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit haklara sahip onurlu bireyleridir. PKK terörü ile etnik bölücülük hevesleri peşinde koşanlarla bütün Kürt kardeşlerimizin bir tutulması tarihi bir yanılgı ve gaflettir. (31 Ekim 2014)
***
“Kürt kökenli kardeşlerim bu büyük milletin ayrılmaz, kopmaz, eşit ve yeri dolmaz mensuplarıdır.
Ve kanlı şebeke Kürt kökenli kardeşlerimin temsilcisi olamayacaktır.” (21 Mart 2015 )
***
“Hiç kimse bizi, milletimizin tertemiz ve onurlu mensupları olan Kürt kökenli kardeşlerimizle ters düşüremeyecek, aramıza duvar öremeyecektir. Kürt kökenli kardeşlerimiz Türk milletinin yeri dolmayacak değer ve emanetleridir. (9 Temmuz 2015)
***
Türk-Kürt düşmanlığı için provokasyon yapan, fırsat kollayan, ortam yoklayan mihrakların kurguladıkları oyunlara düşmemek, yazdıkları senaryolara alet olmamak asıldır. (8 Eylül 2015)
***
Yerli ve yabancı mahfiller; Türk milletini birbirine düşürmek, bilhassa Türk-Kürt cepheleşmesini tetiklemek, etnik kargaşayı derinleştirmek, ayrılıkçı beklentileri uyandırmak amacıyla yoğun gayret içerisindedir. (10 Ocak 2016)
***
“Kürt kökenli kardeşlerim, gelin Çanakkale’de olduğu gibi tek yumruk olalım.
Gelin, Kurtuluş Savaşı yıllarındaki gibi yana yana, göz göze, aynı gövdenin dalları gibi beraberce ülkeyi müdafaa edelim.
İç savaş çıkarmak istiyorlar, oyuna gelmeyelim.” (24 Aralık 2016)
***
“Tam bir inançla söylüyorum ki; MHP’yi Kürt kardeşlerimizin karşısında gösteren, bu bahaneyle kaleminden zehir damlayan her kim varsa hem bölücü hem de su katılmamış bir Türkiye düşmanıdır.” (28 Şubat 2017)
***
“Bizi Kürt düşmanı göstermek için özel yetiştirilmiş ajanlar yine faaliyettedir. Kürt kökenli kardeşlerimiz bizim için çok değerlidir.” (3 Ekim 2017)
***
Bizi, çirkin hesaplarına alet etmeyi aklından geçirenler; Türk-Kürt düşmanlığını bilemeye çalıştılar, ama başaramadılar. (24 Kasım 2017)
***
“Kürt kökenli kardeşlerimiz canımız, ciğer paremiz, civan mert kardeşlerimizdir.
Ayrımız, gayrımız yoktur, biz Türk milletiyiz.
Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine büyük ve ebedi bir aileyiz.
Bu aileyi birbirine düşürmek, Türk-Kürt ayrımını kaşımak ve kanatmak kanlı bir cinayet, kara bir cehalettir.” (16 Ocak 2018)
“Türkler ve Kürtler arasına nifak sokmak şerefsizliktir, hıyanettir, büyük bir kötülüktür.
Kürt kökenli kardeşlerimi dışlayan bir millet gerçeği olamayacaktır.” (18 Mart 2018)
***
“Sözde Kürt sorununu tanımak için kolları sıvamışlardır.
Türkiye düşmanlarının taşeron ve temsilciliğine talip olmuşlardır.” (10 Haziran 2018)
***
“Kürt kökenli kardeşlerimizin dirliği ve selameti için MHP.” (21 Haziran 2018)
***
“Teröristlerle Kürt kökenli kardeşlerimizi eşitlemek şerefsizliktir, buna da hiç kimse cüret etmemelidir.
Kürt kökenli kardeşlerimiz canımızdır, hepsiyle birlikte anımız birdir, acımız birdir, adımız birdir, nitekim hepimiz Türk milletiyiz.” (6 Kasım 2018)
***
“MÇP’nin MHP’yle bütünleştiği 24 Ocak 1993 4.Olağanüstü Kongresi’nde merhum Başbuğumuz aynısıyla şöyle seslenmişti:
“Birlikte hayır, ayrılıkta azap vardır. Kürtler ne kadar Kürt’se biz de o kadar Kürt’üz. Biz ne kadar Türk’sek onlar da o kadar Türk’tür.”
Tekrar diyorum ki, hepimiz birlikte Türk milletiyiz.” (24 Ocak 2019)
***
“Kürt kökenli kardeşlerimiz bizim canımızdır. Kürt kökenli kardeşlerimiz bin yıllık kardeşliğimizin helal ve onurlu mensuplarıdır.” (14 Mart 2019)
***
“Türkiye’de Türk-Kürt ayrımı yapan, etnik hassasiyetleri kaşıyan ve kanatan kim varsa art niyetlidir, ahlaken düşüktür, aslen bölücüdür.
Milliyetçi Hareket Partisi’ni Kürt kökenli kardeşlerimizle ihtilaf içinde göstermek, arada bir sorun varmış gibi yaygara koparmak hem köksüzlük hem de cinayettir.” (3 Haziran 2019)
***
“Kürt kökenli kardeşlerim, biz sizi Allah için seviyoruz, bağrımıza basıyoruz.
Aramızda hiçbir fark yok, inancımız bir, irademiz bir, istikbalimiz bir, geçmişimiz bir, bayrağımız bir, devletimiz bir, milletimiz bir, mukaddesatımız bir, acımız bir, anımız bir.” (22 Haziran 2021)
***
“Türk-Kürt arasına fitne tohumu ekmek için geceyi gündüze katan canilerin hevesleri kesinlikle beyhudedir ve emel sahiplerinin kursaklarında kalmaya mahkumdur.
Kürt kökenli kardeşlerim Türk milletinin sevdalıları, eşit ve ebedi mensuplarıdır.” (3 Ağustos 2021)
***
“Türkiye’de Kürt sorunu diye bir sorun yoktur.
Var diyen, olduğunu ısrarla dayatıp iddia eden kim varsa kalbi Türk milletiyle bir atmayan namertlerdir.” (21 Eylül 2021)
***
“Kürt kökenli kardeşlerimizle, Alevi İslam inancına mensup canlarımızı istismar eden, dahası Nevruz’dan nifak üreten kan içici vampirlere fırsat verilmeyecek, müsamaha gösterilmeyecek, kanunsuzlara göz açtırılmayacaktır.” (22 Mart 2022)
***
“Türk ile Kürt arasına kan serpiştirmeye, düşmanlık tohumu ekmeye kalkışan, buna teşne olan kim varsa koparılması gereken çıbanbaşıdır, kesilmesi gereken kanser hücresidir, başı ezilmesi gereken emperyalizmin piyonudur.” (7 Mart 2023)
***
“Kürt kanı dökenlerin, Kürt çocuklarına kıyanların, kendileri sefa içinde yaşarken Kürtleri eziyete ve çileye mahkum edenlerin Kürt kökenli kardeşlerimizin sözde haklarını savunuyor görünmeleri bile dehşet verici bir aldatmadır.” (11 Haziran 2024)
***
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bu tarihlerdeki çeşitli konuşma ve yazılı açıklamaları, hep Türk-Kürt kardeşliğini korumaya yönelik olmuştur. Ondan önce ve sonra da aynı çizgide birçok sözü var ama yer kısıtlı olduğu için onları buraya ekleyemedim. Sayın Bahçeli, her daim bu samimi çizgide olmuştur. O günlerde söylediği sözler, bugün söylediği hiçbir sözüyle çelişmemektedir. Türk milletine her daim “elin eline el vermeyin” uyarısında bulunmuş ve kardeşlik hukukunu her olay karşısında korumaya davet etmiştir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, terörle mücadele eden ve bunun tavizsiz devam etmesini isteyen bir lider olarak “Terörü bitirme, teröre cephe alma” adına Türk milletinin huzurunda bir çağrı yapmıştır. İç içe girmiş matruşka içindeki ABD, İsrail, Kandil, İmralı ve DEM’e bakalım bunlara nasıl tesir edecek? Sadece onlar mı “Türkiye’de Kürt Sorunu var” diyerek emperyalist ağızla DEM ortaklığı yapan CHP de Türkiye’deki bu matruşkalardan biridir.
Terörle mücadelesinde Türk devletinin sarı torbası çok… Bu konuda Türkiye’nin kaygısı da yok. Teröre cephe alan kim olursa olsun Türkiye’den yana olacak, elinde silahla Türk devletine kurşun sıkan, vatandaşlarımızın güvenliğini tehdit edenler o sarı torbaların içine girecektir. “Teröre cephe almanın” yüzleşmesine davet edilen DEM, emperyalizm matruşkası içinden çıkacak mı çıkamayacak mı Türkiye onu merakla bekliyor.
DEM’in olumlu yönde alacağı karar bugüne kadar onlarla iş birliği ve ittifak yapan CHP ve onun kuyruklarını da belki “teröre cephe” alma noktasına getirecek ya da beraber yine terörü meşrulaştırma çabalarını sürdüreceklerdir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli çok yönlü bir sınav sistemi kurdu. Saatler işliyor. Sınav sonuçlarını Türk milleti olarak hep beraber göreceğiz. ‘Devlet Hoca’nın sınavlarında düşünülen tek şey Türk milletinin varlığı, birliği, geleceği ve toplumsal kardeşliğin temelinin sağlamlaştırılmasıdır. Bu sınavlarda Türk milletine düşmanlık yapanlarda elbette en büyük dersini alacaktır.