Ferdi Baba…
En az şarkıları kadar acılarla dolu hayatına gözlerini 1945 yılında Adana’da açar.
Adını babasının hayranı olduğu dublaj sanatçısından alır.
Babasının ani vefatı sonrası tüm hayatı sarsılır.
Eğitim hayatını yarıda bırakmak zorunda kalır ve helal rızkını kazanmaya çok erken yaşlarda başlar.
***
Bir yandan Adana’nın pamuk tarlalarında alın teri döker, diğer yandan çay bahçelerinde şarkı söyler.
Şekerci dükkânında çıraklık yaparak evin geçimine katkı sağlar.
Düğün salonlarında sahne almaya başlamasının ardından yerel bir gazetede ilanını gördüğü müzik yarışmasına katılır.
Çukurova’nın yanık sesi, yarışmada neticesinde ikinci olsa da pes etmez, müziğe dört elle sımsıkı sarılır.
***
Albümleri Türkiye’nin en çok satan albümlerinden olur.
Konseri katılım rekorları kırar.
Filmlerini milyonlar izler.
Sanat hayatı çok sayıda kurum ve kuruluş tarafından onur ödüllerine layık görülür.
***
Çünkü o şöhret basamaklarını, sanatı ve sanatçıyı milli kültürümüzü yozlaştırmak için kullananların sırt vermesiyle çıkmaz.
Türk müziğinin zirvesine milletimizin hislerine tercüman olarak tırmanır.
Her fırsatta Türk milliyetçisi olduğunu büyük bir gururla ifade eder.
Mitingleri andıran kalabalıklarda gerçekleşen konserlerinde Türk bayrakları dalgalanır.
Duruşu ve yaşantısıyla örnek bir şahsiyettir.
Türk milleti ona baktığında kendini görür.
Milli ve manevi değerlere bağlı oluşuyla milletinin kalbine taht kurar.
***
Ferdi Tayfur, hayranlarının deyimiyle Ferdi Baba aramızdan ayrıldı.
Vefat haberi sevenlerini yasa boğdu.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli onun ardından duyduğu üzüntüyü “Hakikaten kelimeler boğazıma düğümleniyor. Üzüntümü tarif ve telif edecek kelime bulamıyorum. Vefatı bir parçamı alıp götürdü” cümleleriyle ifade etti.
Onun ardından Türk milletinin yürekten duyduğu üzüntü eserlerinin nesilden nesile aktarılarak yaşatılacağının kanıtıdır.
Ruhu şad, mekânı cennet olsun…