Trump’a savaş ayarı
Kasım ayında ABD’de gerçekleşen seçimlerde başkanlığı ikinci kez kazanan Donald Trump’ın gerek seçim kampanyası sürecinde gerekse de seçim sonrasında en güçlü argümanlarından birisi yeni savaş çıkarmayacağı ve ABD’nin özellikle de Suriye’deki askeri varlığını sonlandıracağı yönünde olmuştu. Pentagon ve CENTCOM ise DEAŞ’a karşı Suriye’deki PKK/YPG terör örgütlerinin desteklenmesi gerektiğini ve ABD askeri varlığının bölgedeki devamlılığını ısrarla talep etmektedir.
Dönemin ABD Başkanı George W. Bush'un “terörizmle savaş” sözüyle 7 Ekim 2001’de Afganistan’a başlayan müdahale yeni bir dönemin başlangıcı olurken, ABD için dünyanın herhangi bir bölgesine müdahale edebilmek adına asker konuşlandırma gerekçesi olarak esasında yine kendilerince kurulup yön verilen DEAŞ gibi örgütlerin varlığının öne sürülmesine zemin hazırlanmıştır.
ABD seçimleri gerçekleşmeden önce Trump’ın yürüttüğü savaşları bitirme sınır ötesindeki askeri varlıkları sonlandırma üzerine kurulu kampanyasının karşılık bulmasıyla Biden da benzer söylemler kullanmaya başlamıştır. Mevcut başkanın da bu yöne evrilmesi ABD içerisindeki lobileri rahatsız etmiştir. O dönem ABD basınında DEAŞ’lı teröristlerin Ortadoğu’daki hapishanelerde zor tutulduğu, toplu firarların yaşandığı yönünde haberler sıklıkla yer almaya başlamıştır. (Bahsi geçen hapishaneler PKK/YPG tarafından kontrol ediliyordu)
Son dönemde ABD’de üst üste yaşanan saldırılardaki ayrıntılar ise dikkatlerden kaçmamaktadır. Yılbaşı gecesi New Orleans’ta gerçekleşen saldırının ardından Las Vegas’ta Trump’a ait bir otelin önünde Tesla marka otomobilin patlatılmasındaki ayrıntılar olayların perde arkasında farklı konuların olabileceğini akıllara getirmektedir. Zira New Orleans faili Shamsud Din Jabbar (aracında DEAŞ bayrağı bulunduğu ifade edilmektedir) ile Lav Vegas saldırısını düzenleyen Matthew Alan Livelsberger’in bir dönem aynı üste görev yaptıkları gündeme gelirken, saldırılarda kullanılan araçların aynı şirketten kiralandıkları da iddia edilmektedir.
Tüm bunlarla eş zamanlı olarak ABD’de FBI’ın yürüttüğü bazı soruşturmalarda DEAŞ ile bağlantılı olduğu tespit edilen isimlerin evlerinde yüklü miktarda patlayıcı ele geçirdiği, DEAŞ yapılanmasına karşı operasyonlar yürütüldüğü ABD basınında sıklıkla yer almaktadır.
ABD başkanlarının ülkede bulunan silah sanayisi tarafından desteklendiği bilinen bir gerçekliktir. Bu silah sanayisinin ise Siyonist lobiler tarafından kontrol edildiği iddia edilmektedir.
Pentagon, CENTCOM ve ABD silah sanayisi özellikle de Ortadoğu’daki varlığın sonlandırılmasına ısrarla karşı çıkmaktadırlar. Bunun sağlanması için ABD Başkanını baskılayabilecek en önemli argüman ise halihazırda DEAŞ’tır. Suriye’de ABD varlığını koruyabilmek adına önümüzdeki süreçte ABD’de benzer saldırıların yaşanması ise kuvvetle muhtemeldir.
Bahsettiğimiz konudaki detayların kamuoyuna yansıtılması ise ABD’deki aynı çevrelerin bilinçli bir operasyonudur. ABD kamuoyuna DEAŞ tehdidi devam ediyor düşüncesi aşılanmaya çalışılırken, Trump’a ise “operasyonu biz yapıyoruz, ya bizimle olursun ya da yalnız kalırsın” mesajı iletilerek “savaş ayarı” çekilmektedir.