Kırmızı kart…

Sorunları birbiri ardına sıralamakta büyük bir meziyet sergileyen CHP’nin ülke gündemine dair dile getirdiği problemlere bir çözüm önerisi sunduğunu gören, duyan var mı?

Ekonomi kötü, peki…

E hani kurtuluş reçetesi?

Dış politika yanlış, tamam…

E o zaman nedir doğrusu?

Bu sorular cevapsızdır.

***

Karşımızda çözüm sunan bir muhalefet yerine sürekli sorun sayan bir yapı vardır.

Onlar açısından muhalefet her şeye karşı olmaktır.

Bütün mesele iktidar ne söylüyorsa tersini söylemekten ibarettir.

CHP’nin bir başka özelliği de parti içi hizipler alevlendiği zamanlarda kendini göstermektedir.

Ne zaman ayak oyunlarıyla yatıp kalkan bir yapı oldukları ortaya çıksa bu gerçeği gizlemek adına CHP’li siyaset bezirganları derhal bir sirk kurmaktadır.

***

Oturduğu koltuğu dolduramadığı bizzat kendi yandaş medyası tarafından yazılıp çizilir.

“Yerel seçimin birinci partisiyiz” söyleminin ardına sığınılır.

Belediye kadroları üzerinde başka, ihalelerin paylaştırılmasında başka isimlerin etkisinin olduğu dedikoduları dillendirilir.

“Işıkları açıp kapatma” eylem çağrısı yapılır.

Cumhurbaşkanı adayı Mansur Yavaş mı veya Ekrem İmamoğlu mu olsun ile genel başkanlığa Özgür Özel mi devam etsin yoksa Kemal Kılıçdaroğlu geri mi dönsün tartışmalarıyla parti içi cadı kazanı gibi kaynatılır.

“CHP’nin 6 okundan biri devletçilik okunun yarısını yeşile, diğer yarısını da mora boyanacağı” söylenerek bir çıkış yolu aranır.

***

Kimse söylemlerin içerdiği saçmalıklara bakmaz.

Gündem değiştirmek için ne yapsa elinde kalanlar uslanmak nedir bilmez.

Olağanüstü kongre için imzaların tamamlanmasından dolayı 2025 yılının CHP açısından hareketli geçeceğinin belirtildiği günlere denk gelen Özgür Özel’in “kırmızı kart” ve Ekrem İmamoğlu’nun “pışık” hadiselerinin temelinde hep gündem değiştirme çabası vardır.

Özel ve İmamoğlu ikilisi kozunu oynadığına göre CHP’li siyaset bezirganlarının kurduğu sirkte sırayı Mansur Yavaş almalıdır.

Almalıdır almasına da “nanik” yapamayacağına göre ne yapmalıdır?