Boynu bükükler

YAYINLAMA:
Boynu bükükler

28 Şubat 2025 tarihinde Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ABD’ye bir ziyaret gerçekleştirmiş, Beyaz Saray’da içerisine düştüğü durum ve yaşananlar kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı. Üzücüdür ki Devlet Başkanı olarak gittiği yerde Zelenskiy, ABD Başkanı Trump ve Başkan Yardımcısı James David Vance tarafından yakışıksız, üslupsuz, nezaketsiz bir yaklaşıma maruz bırakılmıştı. Yaşananlara rağmen ABD tarafı Zelenskiy’den özür beklemiş Zelenskiy ise özür dilemeyeceğini beyan etmişti. Görüşmede yaşananlarla beraber Trump’ın Ukrayna’ya ait değerli madenleri istemesi de dikkat çekici konulardan birisi olmuştu. Takip eden süreçte ise Zelenskiy Trump’a adeta boyun eğerek madenleri vermeyi kabul etti.

Geride bıraktığımız günlerde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da Türkiye’yi şikâyete gittiği Beyaz Saray’da Trump’tan ayarı yedi. Trump, Türkiye ile harika ilişkileri olduğunu belirterek “sorununu çözerim ama makul olman lazım” diyerek Netanyahu’ya soğuk duş aldırdı. Tabi bu durum Trump’ın Türkiye ile ilgili samimi bir yaklaşım sergilediğini tek başına ifade etmemektedir. Zira aynı konuşmanın devamında Türkiye’de casusluktan tutuklanan Rahip Brunson’ı kast ederek “rahibimizi Türkiye’den geri aldık” ifadelerini kullanmıştır. Bu noktada Rahip Brunson ile ilgili olarak “Türkiye’de hukuksal bir sürecin işlediğini ve Brunson’a TCK’nın 220/7 maddesi gereğinde 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verildiğini ve 22 ay Türkiye’de cezaevinde tutulduğunu” hatırlatmakta fayda vardır. 

***

İsrail’in Orta Doğu’da izlediği yayılmacı ve saldırgan politikalar bölgenin güvenliğini doğrudan tehdit etmektedir. Türkiye’nin bölgede herhangi bir ülke ile çatışma niyeti yoktur. Ancak Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit edecek operasyonlar ve provokasyonlar karşısında da sessiz kalması beklenmemelidir. 

8 Aralık 2024’te Esad rejiminin yıkılmasının ardından İsrail, Suriye’ye yönelik saldırılarını sistemli bir şekilde artırmaya devam etmektedir. Suriye’de bir ordunun kullanacağı uçak, helikopter, gemi, hava savunma üstü, radar üssü ne varsa İsrail tarafından tahrip edilmektedir. Buralara yapılan nokta saldırılar koordinatların yıkılan rejim tarafından İsrail’e verilmiş olabileceği hususunu da akıllara getirmektedir.

İsrail’in yayılmacı bir anlayışla ve karanlık emellerle yürüttüğü politikalar bölgesel güvenlik ve istikrarla beraber kendi güvenliğiyle ilgili riski de artırmaktadır. İsrail’in bu tutumdan vazgeçmekten başka çaresi yoktur. ABD’nin ise bu konuda mutlak suretle İsrail’e bir çerçeve çizmesi gerekmektedir. Tarihten bugüne İsrail’in bu saldırgan tutumunu ilerletmesinin temelinde ABD’nin koşulsuz destek vermesinin etkisi göz önünde bulundurulduğunda sorumluluğu almaları lazım gelmektedir.

21. yüzyılda gelinen aşamada bölgesel ve küresel barışın merkezinin Türkiye olduğu gerçeği açık bir şekilde görülmektedir. Bu kapsamda barış ve istikrar arayan çevrelerin Türkiye’nin hassasiyetlerini de göz önünde bulundurarak uluslararası hukuka uygun davranması, vasat bulan gelişmeler karşısında Türkiye’nin ortaya koyduğu yaklaşımlarla uyumlu davranması kendileri açısından da doğru olandır. Zira bölgeyi tanımayan, coğrafyaya, tarihe ve kültüre yabancı çevrelerde çare aramak kendilerinin siyasi tarihte “boynu bükükler” olarak anılmalarına zemin hazırlayacaktır.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *