Erdoğan-DEM heyeti görüşmesi

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin tarihi inisiyatifiyle başlayan terörsüz Türkiye hedefi 192 gün sonra yeni bir aşamaya geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’dan oluşan DEM İmralı heyetini Cumhurbaşkanlığı külliyesinde kabul etti. Görüşmede AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala ve MİT Başkanı İbrahim Kalın da yer aldı.
1 Ekim’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM Genel kurulunda yaptığı konuşmasının ardından Sayın Devlet Bahçeli DEM parti sıralarına giderken yanında Efkan Ala vardı.
Terörsüz Türkiye hedefiyle birlikte terörsüz bölge hedefinin önemli aşmalarından birisi de Suriye’de oluşan yeni gerçekliğin miladı olan 8 Aralık tarihidir. Suriye’deki gelişmeleri dünyanın merakla takip ettiği bir dönemde Suriye geçici Devlet Başkanı Şara ile ilk görüntü veren kişi de MİT Başkanı İbrahim Kalın’dı.
1 Ekim’den günümüze kadar sahadaki ve siyasetteki gelişmeleri yakından takip eden, sürecin bizzat içinde yer alan bu iki ismin görüşmede yer alması terörsüz Türkiye hedefinin ne kadar ciddiyetle ve titizlikle ilerlediğini gösterdi.
27 Şubat’ta İmralı’nın Ortadoğu yaşanan gelişmeler, terörün çözüm olmadığı ve PKK’nın kongresini toplayıp kendini feshetmesi gerektiği yönündeki çağrısıyla birlikte hedefe giden yolun en önemli kısmı geride bırakıldı. Geriye sadece çağrının yerine getirilmesiyle alakalı olarak Kandil ve Suriye’nin kuzeyindeki terör yapıları başta olmak üzere tüm silahlı grupların silahlarını bırakması için etkin ve aktif bir takip süreci başladı. 10 Mart’ta YPG/SDG’nin Suriye yönetimiyle imzaladığı 8 maddelik anlaşma bu sürecin önemli parçalarından birini oluşturdu.
Kimileri terörsüz Türkiye hedefinin donduğu, durduğu, sonuçsuz kaldığı yorumlarında bulunsa da MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin her fırsatta DEM İmralı heyetini terörsüz Türkiye hedefi için cesaretlendirmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yani devletin başının DEM İmralı heyetini kabul etmesi sürecin planlanılan şekilde ilerlediğini ispatladı.
Terörsüz Türkiye hedefine gidilen süreçte hiçbir zaman donma, durma veya aksama söz konusu olmadı. Sadece kamuoyunda spekülasyona yol açacak tartışmalar azaldı. Çünkü sürece olan kamuoyu desteği ve güven her geçen gün artarak ilerledi. Zaman zaman debisi azaldı, zaman zaman da bölgesel gelişmelere göre arttı ama hiçbir zaman durmadı. Artık durması da mümkün değil. Çünkü terörsüz Türkiye hedefinin öyle ya da böyle gerçekleşmesinin önünde hiçbir engel kalmadı. Bu hedefin akış yönünü değiştirme ya da tali yollar açma çabası da sonuç vermedi. Çünkü ortaya konulan irade önünde duran herkesi/her şeyi/her gücü de sürükleyecek kadar yüksek bir debiye ulaştı.
Öyle ki geçmiş yıllarda sokak olaylarında bulduğu her fırsatı değerlendiren PKK terör örgütü CHP’nin tüm provokasyonlarına rağmen DEM’i sokağa çekemedi. DEM, meşru kanallar yoluyla belirlenen alanlarda Nevruz Bayramını kutladı. CHP’nin tahriklerine kapılmadı.
22 Ekim, 8 Aralık ve 27 Şubat tarihli gelişmelerle birlikte bölgede çıkış yolu kalmayan PKK terör örgütünü yeni güçlerin sahiplenme girişimi sonuçsuz kaldı. Çünkü sahada ve masada Türkiye’nin gösterdiği iradenin önünde durulmasının mümkün olamayacağı görüldü.
Irak merkezi hükümeti ve bölgesel yönetim de Türkiye’nin bölgesel gücünü teyit edercesine terörsüz Türkiye hedefinin karşısında değil yanında yer aldı.
Küresel emperyalizm, Türkiye’nin öncülük ettiği bölgesel huzur ve barış ortamının başarıya ulaşması halinde Ortadoğu’da etnik ve mezhepsel gerekçeler bulamayacağını gördü.
Terörü besleyen ve terörden beslenen ortamın son bulmasıyla birlikte artık Türkiye’de ve bölgede yeni bir dönemin kapısı aralanacak. Terörün ve terörün tezlerinin reddedilmesiyle birlikte huzur ve istikrar yaşam bulacak. Bu tarihin miladı ise MHP Lideri Bahçeli’nin işaret ettiği Hıdırellez Bayramının arifesi olan 4 Mayıs 2025’tir. Bu sayede terörün ve terörün gölgesinde yapılan siyasetin kirlettiği demokrasi, demokratikleşme, barış, özgürlük, insan hakları gibi kavramlar yeniden gerçek değerini bulacak.
Terörsüz Türkiye hedefini sakatlamak isteyenlerin, her fırsatta şehitlerimizi, gazilerimizi ve onların yakınlarını tahrik etmeye çalışanların bugün dahi boş durmadığı gerçeğinden hareketle her zaman hatırlanması gereken bir gerçeği de tekrarlamak gerekir: Terörsüz Türkiye hedefinin mimarı Cumhur İttifakı, teminatı Devlet Bahçeli, kahramanı da şehit ve gazilerimizdir.