19 Ekim 2024
weather
10°
Twitter
Facebook
Instagram

Bir yerde yanlışlık var!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

  Mübarek Ramazan Bayramı’nda da siyaset hiç ara vermedi. İstanbul seçimlerinin yenilenmesi ile ilgili tartışmalar ve YSK’nın aldığı yeni kararlar yine her şeyin önüne geçti. Yenileme kararından büyük rahatsızlık duyan malum cephe, milleti aldatmak için her çabayı bayramda da aralıksız sürdürdü. Diğer taraftan PKK ihanetini bitirmek üzere başlatılan Pençe operasyonu büyük bir başarı ve azimle devam ediyor. Birileri bundan rahatsız olsa da, ümidimiz ve beklentimiz Kandilli katillerin artık sonunun getirileceği yönündedir. Bir de şerefli Türk ordusunun Generallerine hakaret eden ve bunu demokrasiyle izaha kalkışan çarpık zihniyeti ve Fesli Kadir’i aratmayacak şekilde Kurtuluş mücadelemizi kirletmeye çabalayan sözde İmamları ibretle izledik.

PENÇE OPERASYONU

  Kahraman ordumuzun terörü temizlemekteki kararlılığı, bu ülkenin bölünmez bütünlüğüne olan inancımızı pekiştirmiştir. İçerideki bataklıkların kurutulmasının yetmeyeceğini tecrübe ile biliyoruz. Yuvalandıkları dışarıdaki inlerinin de bu katil sürüsünün başına yıkılması kaçınılmaz hale gelmiştir ve bu yapılmaktadır. Kandil ve Sincar inlerinin yerle bir edilmesinden sonra Fırat’ın doğusunun da temizlenmesi ile bu hainler bir daha başlarını kaldıramayacaklardır ve Türkiye huzura kavuşacaktır.

YSK’NIN YENİ KARARI

  YSK’nın aynı sandık kurulları ile seçime gidilmesi kararı, çok çarpıcıdır. Neden böyle bir karar alındığı makul şekilde izah edilememiştir.Görevli hakimlerin görev değişikliklerinin YSK değil, HSK tarafından yapılması mecburiyetinin bu kararın mihengini oluşturduğu anlaşılıyor. Gerekli itirazlar yapılmış ve her parti tavrını belirlemiştir. Önemli olan sandık kurullarının kimlerden oluşacağı değil, millet iradesinin eksiksiz biçimde sonuca yansımasıdır. Zira, 31 Mart’ta sorun buradan çıkmıştı. Bu defa gerekli tedbirlerin alınacağı ve oy çalmalarına, tutanak kaydırmalarına, kirli oyunlara, kısacası çok az bir sandığın tekrar sayımına rağmen, 29 bin oy farkın 13 bine düşmesindeki yanlışların tekrarlanmasına izin verilmeyeceği anlaşılmaktadır. En azından bizim temenni beklentimiz budur. Nitekim sayın Devlet Bahçeli’de partideki bayramlaşma töreni sırasında çok önemli açıklamalar yapmıştır. Oynanan oyuna, PKK ve FETÖ’nün bu seçimlere etkisine, ABD ve Avrupa’nın müdahale gayretlerine dikkat çekmiş ve İstanbul seçmenine mutlaka dikkate alınması gereken çağrılarda bulunmuştur. Bu çağrılar dikkate alınırsa, hiçbir sorun kalmaz.

FESLİ KADİR ZİHNİYETİ

  'Fesli Kadir' olarak bilinen ve geçtiğimiz ay ölen Kadir Mısıroğlu'nun karanlık zihniyetinin Gaziantep gibi, kurtuluş mücadelesinin sembolü olmuş ilimizdeki bir camide, hem de bir imam tarafından zuhur etmesi, çok büyük bir talihsizliktir. Adını Kuvayı Milliye kahramanı Komutan Şahinbey'den alan ilçemizin İyinacar Camii imamı, bayram hutbesinde Kurtuluş Savaşı için, "2.İnönü'de şöyle zafer kazandılar. Sakarya'da şöyle zafer kazandılar. Şöyle kahramanlık yapılmış, böyle kahramanlık yapılmış. Yunanlıları denize döktüler. Nerde döktüler. Hepsi yalan, keşke o gün savaşı kaybetseydik, belki Osmanlı'yı daha sonra yeniden kurabilirdik" diyebilmiştir. Bu insanların ne yediklerini, ne içtiklerini, nasıl bu hale geldiklerini, kendi değerlerine, kendi geçmişlerine, kendi tarihlerine, kendi kahramanlarına nasıl bu kadar kin besleyebildiklerini inanın çok merak ediyorum? Bunun cehaletle, ihanetle, çarpık zihniyetle izahı yapılamaz. Bu insanlar bizim eğitim sistemimiz içinden çıkıyor, bizim vergilerimizle ödenen maaşlar alıyor ve bizim ülkemizde yaşıyorlar.

BİR YERDE YANLIŞLIK VAR

  Belli ki bir yerlerde yanlışlık var. Nitekim, benzer bakış açısının başka tezahürleri de olmaktadır. Akit TV isimli televizyon kanalında Türk Silahlı Kuvvetleri ve Generaller hakkındaki sözler de çok farklı bir zihniyeti yansıtmıyor. Generallerin Teravih namazında saf tutmasını getirip siyasi iktidarın gücüne bağlamanın, mukaddes dinimizle, demokrasiyle, hatta insaf ve vicdanla izahını yapabilmek mümkün değildir. Bu sözler, dinimize de, demokrasiye de, vicdanımıza da ağır bir saldırıdır. Bunları söyleyen zihniyetin, ne yapak, nereye varmak ve nasıl bir sonuç çıkarmak istediğini zannediyorum, kendisi de bilmiyordur. Bilerek bunları söylüyorsa, çok daha ağır bir sorunla karşı karşıyayız demektir. Zira, bizim hiçbir değerimiz ve mukaddesimiz böyle bir anlayışa ne yol verir, ne hoş görür, ne de onaylar.

BİRBİRLERİNDEN FARKLARI YOK

  Sosyal medya bu imam ve sözde gazetecinin yorumları ile çalkalanıyor. Bu adamlar yaptıklarıyla, söyledikleriyle, dinimize de, ülke menfaatlerine de, hatta sözde sahip çıktıkları siyasi düşünceye de en büyük zararı veriyorlar. Zira, dinimize saldıranlara da, ülkemizin varlığını, demokrasimizin seviyesini tartışanlar da bu adamların söylediklerini gerekçe yapıyorlar. Bu ülkeyle ve milletle meselesi olanlar fırsatı kaçırmamışlardır. Bu adamların söylediklerini alarak, kendi yanlışlarının, kendi ayıplarının, kendi yetersizliklerinin, hatta kendi karanlıklarının üzerine örtmek de hiç geç kalmamışlardır. Oysa, bunların hiç birbirlerinden farkları yoktur.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *