19 Ekim 2024
weather
10°
Twitter
Facebook
Instagram

Aldınız mı dersiniz?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

MHP ve Genel Başkan Sayın Devlet Bahçeli, İstanbul seçimlerinin hemen öncesinden başlayıp, sonrasında devam eden bir yalan, iftira ve hakaret kampanyasına maruz kaldı. Ancak, grup konuşmasında bu azgın güruha öyle bir ders verdi ki, eğer zerre kadar karakterleri varsa, ömürleri boyunca bunu unutamayacaklardır. Bu tarihi konuşmanın bazı bölümlerini biz de kendilerine hatırlatalım:

İMRALI’DA NÖBETE Mİ GİRDİN?

İstanbul’a bir mitil attık, gelin görün ki, alayı birden toz toprak gibi havaya kalktı. Fitilini Kandil terör yuvasının, Pensilvanya ihanet şebekesinin ateşlediği karanlık güruhun Milliyetçi Hareket Partisinin hakkını teslim etmesi, dünyanın tersinden dönmesini beklemek kadar abestir, zaman kaybıdır. İP’in başındaki şahıs, mitili İmralı’ya attığımızı söylediğine göre buna şahit olmuştur. Ya İmralı’da nöbete girmiş, ya Pensilvanya’dan sufle almış, ya da aklını ve anılarını bedeli mukabilince efendilerine devretmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi ile teröristler arasında en küçük bağ kurmak bile bühtandan da öte İblis’in oyununa gelmek, günahkârlığa kul köle olmaktır. Bizi hedef alarak, İmralı canisinin mektubundan medet umduğumuzu, bu mektubu aklamaya çalıştığımızı, bu mektuba zımnen göz yumduğumuzu bırakınız iddia etmeyi, akıldan geçirmek, rüyada görmek, hayalini kurmak dahi alçaklıktır, arsızlıktır.”

TEK YUMURTA İKİZLERİ

Öcalan canisi bile HDP’ye tarafsızlık çağrısı yapıyorsa elbette bunu görmezden, duymazdan gelemezdik. PKK-HDP-Edirne ve İmralı arasındaki güç mücadelelerinin içeriği esasen bizi bağlamayacak, bizim meselemiz de olmayacaktır. Ancak konu İstanbul’du. Ne ibret verici bir gerçektir ki, teröristbaşının mektubuna ne CHP’den, ne İP’ten en ufak bir tepki gelmemiş, bu tek yumurta ikizleri çıtını bile çıkaramamışlardır. Bu açıklamamızı çarpıtarak teröristbaşının mektubuna destek ve onay verdiğimizi söylemek, ayıplı ve ahlaksız bir iddiadır. Teröristbaşının mektubundan siyasi fayda uman namerttir, umdu diyen namerttir, mektuptan daha önce haberdar olduğumuzu söyleyenler ise hezeyan ve hüsran bataklığında çırpınan satılık kalemlerdir. Ayrıca teröristbaşına milli ve yerli bir özellik atfetmek rezalettir, cinayettir, hıyanettir.

SEN POSTU NEREYE SERDİN?

İmralı’ya mitil attığımızı söyleyen, partimizi küçük ortak diye küçümseyen hanımefendi, acaba sen postu nereye serdin, kimlere yoldaş oldun? HDP’yi Kürt siyasi hareketi diye tarif eden, partisine teröristbaşının hayranlarını dolduran, yanına aldığı eski arkadaşlarımızı kandırıp işi bittikten sonra yarı yolda sağa sola saçan vefasız, vasıfsız ve vakursuz bir şahsiyetin bize söz söylemesi yalnızca kuru gürültü, nafile çırpınıştır. CHP’nin uydusu haline dönüşen İP’in çatısı çürüyeli, omurgası çökeli epey zaman olmuştur. Bizim üzerimizden prim toplama gayretkeşliğinde olanların akıbetleri duvara toslamak, hüsrana uğramaktır. Beka beka diyerek takaya binip İmralı’ya gittiğimizi söyleyenler MHP’nin iki cihan hasmıdır, hatıralarına ihanet eden, dava arkadaşlarımıza kara çalan siyaset madrabazlarıdır.

SİYASİ PAÇOZLUĞA MÜSAADE YOK

Bize göre İstanbul ehline emanet edilmemiştir. Bunun sonuçlarını da ilerleyen dönem ve yıllarda görmemiz kuvvetle muhtemeldir. CHP Genel Başkanı korku tünelinde bocalamaya, patinaj yapmaya, kaygı türbülansına girmeye çoktan başlamıştır. Artık bundan sonra Ekrem İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun tepesinde keskin bir kılıç gibi sallanacak, kâbuslar görmesine yol açacaktır. 23 Haziran seçiminin hemen ardından CHP’li belediye başkanının teşekkür konuşması ise dikkatle analiz edilmelidir. Maksadını aşan, hamaset tuzağına kapılan, siyasi hedeflerinin koordinatlarını ele veren İstanbul Belediye Başkanı, gizli gündemi doğrultusunda anlaşılan bir hazırlık içindedir. Herkes ayağını denk almalıdır. Siyasi paçozluğa, siyaset palyaçoluğuna müsaade olmayacaktır. Yedi dakikada domuz eti tüketmekle övünenlerin, bizim üzerimizden nefret yarışına girmeleri terbiyesizliktir.

S-400’LERİ ALACAĞIZ

ABD’nin S-400 hava savunma sistemi üzerinden ülkemizi tehdit etmesi, yaptırım kozunu kullanacağını hem dikte edip hem de kabaca dile getirmesi bir defa devlet olma vasfımıza hakaret ve hürmetsizliktir. Bu kapsamda Türkiye bir yol ayrımındadır. Ya bu tehditlere boyun eğeceğiz, asırlara meydan okuyan devlet olma vakar ve şerefimizi kaybedeceğiz, ya da S-400’leri temmuz ayı içinde alıp, belirlenen vatan topraklarına konuşlandıracağız. Bunun başka bir seçeneği kalmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin karar organları bellidir. S-400 hava savunma sistemini almak sadece milli güvenliğimiz için değil, milli devletimiz için de vazgeçilmez bir öneme sahiptir. ABD Başkanı iyice pervasızlaşmış, freni boşalmıştır.

YUNANİSTAN ATEŞLE OYNUYOR

Yunanistan ateşle oynamaktadır. Bu ülkenin Başbakanı Çipras, Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerinde ısrar etmemizin bedeli olacağını küstahça açıklamıştır. Topal ördek Çipras, Akdeniz ve Ege’de savaş riski var diyerek, Türkiye’yi önleyeceklerini ifade etmiş, ilaveten Kıbrıs’ta garantörlüğümüzün son bulması çağrısını yaparak zırvada zirveye çıkmıştır. Yunan hükümeti bilmelidir ki, Akdeniz ve Ege’de önümüzü kesecek bir korsan henüz anasından doğmamıştır. Çipras meydan okumayı bırakmalı, kendini tarihe vermelidir. İzmir’de denize dökülen dedelerinden ders almalıdır. Almıyorsa denize gömülmeye, denize çakılmaya, denizde yutulmaya şimdiden hazır olmalıdır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *