20 Ocak 2025
weather
5°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkgün Başyazı Suriye ve Gazze’yi yeniden inşa etmek

Suriye ve Gazze’yi yeniden inşa etmek

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Suriye ve Gazze’yi yeniden inşa etmek
Kaynak: Yıldıray Çiçek

ABD’deki seçim sonuçları elbette Suriye ve Gazze’deki dengelerin değişmesine büyük katkı sağladı. ABD’ye yeniden başkan seçilen Trump’ın "Suriye bizim sorunumuz değil. Akışına bırakın ve dahil olmayın" demesi ve Netanyahu’ya seçimlerden önce “Ben göreve gelmeden ateşkesi imzala” demesi ve koltuğa oturmadan kısa bir süre önce İsrail ve Hamas arasında sağlanan ateşkes için "Bu epik ateşkes anlaşması, yalnızca kasım ayında kazandığımız tarihi zaferin bir sonucu olarak gerçekleşebilirdi" yorumunda bulunması Trump’ın katkısının bir yansımasıdır.

ABD, İsrail’e ve terör örgütlerine destek olmamaya dair bu duruşunu sürdürürse hem Türkiye, Suriye hem de Gazze üzerinde istikrarı, huzuru sağlayacak yegâne güç konumundadır. ABD Başkanı Trump, Suriye için sık sık Türkiye vurgusu yapmaktadır. ABD’nin mevcut Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in ateşkes anlaşması için "Hamas’ı masaya geri getirmesi ve bir anlaşmayı sonuçlandırmaya çalışması için Erdoğan’ın ağırlığını ve etkisini kullanmasını istedik. O da bunu yaptı” şeklindeki açıklaması da Türkiye’nin bölgede etkili bir güç olduğunu göstermiştir.

Türkiye-Suriye ilişkileri çok müspet bir şekilde güçleniyor. Suriye’nin Türkiye’yi öncelikli dost gören yeni yönetiminin terör örgütü PKK’ya bakış açısının Türkiye ile aynı mücadele birlikteliğinde olması, bölgeye huzurun, istikrarın gelmesi için büyük bir fırsat doğurmuştur. Taşlar bu manada yerli yerine oturmaktadır. Suriye üzerindeki terör örgütü PKK’nın işgali altındaki bölgelerin temizlenmesi için yapılan son hazırlıklar, Suriye’nin sırtındaki kanlı kene YPG’yi kökten temizleyecek gözükmektedir.

Suriye şu an Türkiye’nin kurduğu dostluk zemini üzerinde emin ellerde gözükmektedir.

İsrail-Hamas arasındaki ateşkes anlaşması da öncelikli olarak geride kalan Gazze’deki mazlumların hayatta kalması adına önemli bir gelişmedir. On binlerce Gazzeli mazlum bugüne kadar dünyanın önünde göz göre göre öldürülmüştür. İsrail, “Hamas’la mücadele ediyorum” propagandasıyla yola çıkmış fakat sadece mazlumların tepesine bomba yağdırarak, sivil insanları öldürmüştür. Öldürülen 20 bin çocuk bile İsrail’in nasıl bir alçaklığa imza attığını göstermiştir. İsrail askerlerinin Hamas’ın yiğitleriyle göğüs göğüse çarpışamayacak kadar korkak oldukları defalarca ispatlanmıştır. Hele ağlayarak kaçan İsrail askerlerinin videosu dünya için dalga konusu olmuştu. Siyonist askerlerin “Öldürmek için Gazzeli bebek arıyoruz” demesi de hem korkaklıklarının hem de alçaklıklarının yeterince ispatı değil miydi?

Ateşkes anlaşması dünyaya duyurulduğu andan ve son ana kadar sivillere bomba yağdırmayı sürdüren İsrail dün de alçaktı, yarınlarda da alçak olmayı sürdürecektir. Ateşkes imzalandıktan sonra Netanyahu denen ruh hastasının "Savaşın henüz bitmediğini söylemek isterim. Ateşkes geçici" demesi bunun delilidir. Bugüne kadar yaşanan vahşete susan dünyanın, bu saatten sonra bu ateşkesin sürekliliğini koruması lazımdır. Öncelikle Trump’ın sözünü yere düşürmeye çalışan Netanyahu’nun kudurganlığını önlemek için onun ipini sağlam bağlamalıdır.

Bu saatten sonra, dünyanın muktedir güçleri Gazze’nin etrafını ve içini insanlık hamleleriyle donatmalı yahut donatmak isteyenlere o alanı açmalıdır. Netanyahu ve onun Siyonist yaratık kadrosunun bundan sonra tek hesabı vahşeti sürdürmek değil, bugüne kadar yaptıkları vahşetlerin hesabını vermek olmalıdır.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
“Bir sabah gelecek, kardan aydınlık”

“Bir sabah gelecek, kardan aydınlık”