Hatta Donald'dan daha hızlı gelişim gösteriyordu. Donald daha emeklerken Gua dik bir şekilde yürümeye başlamıştı bile. 20 basit komuta cevap verebilen Gua'nın farklılıkları zamanla ortaya çıktı. Donald insanları yüzlerinden ve fiziksel görüntülerinden tanırken, Gua onları kokularından ve giydikleri kıyafetlerden tanıyordu.
Üstelik Donald yavaş yavaş konuşmaya da başlamıştı. Gua haliyle iletişim kurmakta Donald kadar başarılı değildi. Görünüşe göre Gua erken görevlerde mükemmel olsa dahi sonunda beyni Donald'ın bilişsel gelişimine ayak uyduramayacaktı.
Ancak bir şempanzeyle kardeş gibi büyümek Donald'ta kapanmayacak hasarların açılmasına sebep oldu. Küçük çocuk önce şempanzenin seslerini taklit etmeye başladı. Şempanze hareketleri sergilemekten geri kalmayan Donald, yemek gördüğünde çığlık atıyor, ısırıyor ve gün geçtikçe daha fazla şempanze gibi davranmaya devam ediyordu. Deney beklenenin tersine sonuç vermeye başlamıştı.
Böylece 9 ay içinde hızla deney durduruldu. Deney bittikten sonra adeta ailenin bir üyesi olan Gua, kafese tıkılarak Florida'daki Primat Araştırma Merkezi'ne gönderildi. Davranış deneyleri için kullanılan Gua adeta bir laboratuvar primatı haline gelmişti. Sıcak bir yuvadan soğuk kafeslere tıkılan Gua, bir yıl bile dayanamadan hastalandı ve öldü. Donald'ın kaderi ise Gua'nınkinden farksız değildi.
Hayatının 9 ayını bir şempanzeyle kardeş gibi geçiren Donald, geçtiğimiz sene 42 yaşında hayatına son verdi. Birçok kişi deneyin etkisinden çıkamadığı için yaşamına son verdiğini düşünse de gerçek sebep henüz bilinmezliğini koruyor.