19 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Galeriler Gündem İki farklı iftar sofrasının sırrı! Osmanlı'da 600 yıllık Ramazan geleneği

İki farklı iftar sofrasının sırrı! Osmanlı'da 600 yıllık Ramazan geleneği

u003cbu003e'KADİR GECESİ'NDE YOLLARA DİZİLİRLERDİ'u003c/bu003eRamazan ayının bitmesine ve bayramın başlamasına sayılı günler kala İslam alemi için çok önemli olan bir gün de Kadir Gecesi'dir. Bu gecenin en önemli yanı Kur'an-ı Kerim'in, Ramazan ayının Kadir Gecesi’nde inmeye başlamasıdır. Müslümanlar için bin aydan daha hayırlı olarak bilinen ve ibadetle geçirilen bu gecede Osmanlı döneminde de camiye gitmeye özen gösteriliyordu. Sultanlar da bu manevi iklimden istifade etmek amacıyla Kadir gecesinde yatsı, teravih namazları yanında bu geceye özgü kılınan namazı kılmak üzere devlet erkânıyla birlikte camiye giderlerdi.Padişahın gideceği cami güzergâhının kandillerle, fenerlerle, meşalelerle aydınlatıldığını, onu ve devlet erkânını görmek isteyen müslüman ve gayrimüslim halkın yollara dizildiğini ileten Doç. Dr. Zekeriya Işık, Camilerin dolup taştığı bu gecede sultanın gittiği cami ayrıca dolar hatta yabancı elçi, konsolos gibi devlet adamlarına da manevi duyguların ve heyecanın doruğa çıktığı bu ibadet gecesini izlemek için izinler verilirdi. Kadir alayı karanlığın bastırdığı saatlerde olduğundan yol boyunca gerekli güvenlik önlemleri alınırdı şeklinde açıkladı.
u003cbu003e'ÇOĞU GÜNÜMÜZE KADAR ULAŞTI'u003c/bu003eMüslüman-gayrimüslim fark etmeksizin herkesin birbirine kucak açtığı, yardımlaştığı bu ayda ibadetin yanı sıra çeşitli etkinlikler de düzenlenirdi. Bunlardan çoğunun günümüze kadar ulaştığını görüyoruz diyen Doç. Dr. Zekeriya Işık, iftarın açılmasının ardından tiyatro izlemek isteyenlerin Şehzadebaşı’na akın ettiklerini, salonların önünde kalabalıkların oluştuğunu, tiyatro dışında davul, zurna dinleyenler olduğu gibi özellikle çocukların Karagöz ve Hacivat oyunlarını, orta oyununu, kukla gösterilerini ve tek başına sanatlarını icra eden meddahları seyretmeye gittiklerini belirtti.Osmanlı modernleşme sürecinin bir nişanesi olan Ramazan sergilerinin de zamanla Ramazan gelenekleri arasında yerini aldığına değinen Doç. Dr. Zekeriya Işık, İlk olarak 1864 yılı Ramazan ayında Sultanahmet Meydanı'nda, sonrasında da Bayezid Camii avlusunda açılan ramazan sergileri esnafın ürettiği mamullerin sergilendiği bir yer olması sebebiyle ekonomik açıdan da önemliydi. Müslim, gayrimüslim bütün halkın ilgi gösterdiği Ramazan sergileri eğlenceli vakit geçirilen bir yer kimliğine bürünmüştü dedi.u003cbu003e'ŞEKER BAYRAMI'NIN ADI BURADAN GELİYORu003c/bu003eRamazan ayının sona ermesiyle birlikte başlayan Ramazan Bayramı'nın karşılanmasıyla ilgili de bilgiler paylaşan Doç. Dr. Zekeriya Işık, Osmanlı döneminde Ramazan Bayramı'na idu’l-fıtr, Kurban Bayramı'na idu’l-adha da denilirdi. Dönemin hatıratlarından Ramazan bayramlarında bayramlaşmak için gelen misafirlere mendil şeklinde rengârenk, yer yer pullu mendiller içerisinde şeker ikram edildiği için bu bayrama şeker bayramı denildiği de geçiyor açıklamasında bulundu.Bayramlar akraba, eş-dost ve komşuların kaynaşmasına, küslüklerin ve dargınlıkların sonlandırılmasına, kardeşlik hukukunun güçlendirilmesine imkân sağlayan bir fırsat olarak görüldüğü günlerdi diyen Işık sözlerini şöyle noktaladı:
u003cdivu003eBayramlarda devlet erkânının sultanın sarayında bayramlaşmasına ise yine son derece önem verilirdi. Daha önceden davet tezkireleri hazırlanan devlet ricali arife gününü bayrama bağlayan gece yollara dökülür, Topkapı Sarayı’na gelir sabah namazı ardından ulema, ümera ve ocak ağaları teşrifat usulleri belli olan kaidelere göre sultanın bayramını tebrik ederlerdi. Ardından bayram alayı başlar, büyük bir kafile halinde Ayasofya, Sultanahmet, Süleymaniye ya da Fatih camilerinden birinde bayram namazı kılınırdı.u003c/divu003eu003cdivu003eu003c/divu003eu003cdivu003eKaynak: Milliyetu003c/divu003e
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Malatya'da deprem sonrası toz bulutu oluşmuştu! Uzman isim nedenini açıkladı...

Malatya'da deprem sonrası toz bulutu oluşmuştu! Uzman isim nedenini açıkladı...