u003cbu003e'ÇOĞU GÜNÜMÜZE KADAR ULAŞTI'u003c/bu003eMüslüman-gayrimüslim fark etmeksizin herkesin birbirine kucak açtığı, yardımlaştığı bu ayda ibadetin yanı sıra çeşitli etkinlikler de düzenlenirdi. Bunlardan çoğunun günümüze kadar ulaştığını görüyoruz diyen Doç. Dr. Zekeriya Işık, iftarın açılmasının ardından tiyatro izlemek isteyenlerin Şehzadebaşı’na akın ettiklerini, salonların önünde kalabalıkların oluştuğunu, tiyatro dışında davul, zurna dinleyenler olduğu gibi özellikle çocukların Karagöz ve Hacivat oyunlarını, orta oyununu, kukla gösterilerini ve tek başına sanatlarını icra eden meddahları seyretmeye gittiklerini belirtti.Osmanlı modernleşme sürecinin bir nişanesi olan Ramazan sergilerinin de zamanla Ramazan gelenekleri arasında yerini aldığına değinen Doç. Dr. Zekeriya Işık, İlk olarak 1864 yılı Ramazan ayında Sultanahmet Meydanı'nda, sonrasında da Bayezid Camii avlusunda açılan ramazan sergileri esnafın ürettiği mamullerin sergilendiği bir yer olması sebebiyle ekonomik açıdan da önemliydi. Müslim, gayrimüslim bütün halkın ilgi gösterdiği Ramazan sergileri eğlenceli vakit geçirilen bir yer kimliğine bürünmüştü dedi.u003cbu003e'ŞEKER BAYRAMI'NIN ADI BURADAN GELİYORu003c/bu003eRamazan ayının sona ermesiyle birlikte başlayan Ramazan Bayramı'nın karşılanmasıyla ilgili de bilgiler paylaşan Doç. Dr. Zekeriya Işık, Osmanlı döneminde Ramazan Bayramı'na idu’l-fıtr, Kurban Bayramı'na idu’l-adha da denilirdi. Dönemin hatıratlarından Ramazan bayramlarında bayramlaşmak için gelen misafirlere mendil şeklinde rengârenk, yer yer pullu mendiller içerisinde şeker ikram edildiği için bu bayrama şeker bayramı denildiği de geçiyor açıklamasında bulundu.Bayramlar akraba, eş-dost ve komşuların kaynaşmasına, küslüklerin ve dargınlıkların sonlandırılmasına, kardeşlik hukukunun güçlendirilmesine imkân sağlayan bir fırsat olarak görüldüğü günlerdi diyen Işık sözlerini şöyle noktaladı:
u003cdivu003eBayramlarda devlet erkânının sultanın sarayında bayramlaşmasına ise yine son derece önem verilirdi. Daha önceden davet tezkireleri hazırlanan devlet ricali arife gününü bayrama bağlayan gece yollara dökülür, Topkapı Sarayı’na gelir sabah namazı ardından ulema, ümera ve ocak ağaları teşrifat usulleri belli olan kaidelere göre sultanın bayramını tebrik ederlerdi. Ardından bayram alayı başlar, büyük bir kafile halinde Ayasofya, Sultanahmet, Süleymaniye ya da Fatih camilerinden birinde bayram namazı kılınırdı.u003c/divu003eu003cdivu003eu003c/divu003eu003cdivu003eKaynak: Milliyetu003c/divu003e