Prof. Dr. Korkut her yoğurt türünde farklı miktarlarda kalsiyum, B6 ve B12 vitaminleri, riboflavin, potasyum ve magnezyum bulunduğunu da söyledi. Bağırsak mikrobiyotasını düzenleyen protein, kalsiyum, vitaminler ve probiyotikler açısından da zengin olan yoğurt, en çok kalsiyum içeriğiyle öne çıkıyor. Prof. Dr. Korkut’a göre yoğurt bu özelliği sayesinde kemikler ve dişleri koruyor. Osteoporoz yani kemik erimesine karşı koruma sağlıyor. Bunun yanında kasların sağlıklı işleyişinde de önemli bir yere sahip.
YOĞURT NEDEN SÜTTEN DAHA FAZLA ÖNERİLİYOR?
Yoğurt sütten üretilmesine rağmen uzmanlar tarafından süt, yoğurt kadar çok önerilmiyor. Birçok kişiye çelişkili gelen bu önerinin açıklaması ise çocukluk döneminde yatıyor. Prof. Dr. Korkut, sütün içerisindeki şekerin sindirilmesi için gereken laktaz enziminin çocukluk döneminde aktifken yıllar içerisinde aktivitesini kaybedebileceğinin altını çizdi. 'Laktoz intoleransı' olarak bilinen bu durumda süt tüketildiğinde karın ağrısı, gaz, şişkinlik, hatta bazen bulantı kusma, ishale kadar gidebilen şikayetler görülebiliyor. Prof. Dr. Korkut yoğurdun geçtiği süreç ve sütten farkını da açıklayarak sözlerini şöyle noktaladı:
“Fermentasyon sürecinde yoğurt bakterileri laktozu laktik aside çevirip ortamdaki asidi yükseltiğinden yoğurt sütten daha az laktoz içerir. Bu nedenle laktoz intoleransı olan bir kişi yoğurdu sütten daha tolere edilebilir bulacaktır. Süt en çok da kalsiyum ihtiyacımızı gidermesi için önerilir, oysa yoğurt da peynir de kalsiyum içerir. Yoğurt ve peynir mayalanarak hazırlandığından önemli bir probiyotiktir. Probiyotik özelliğinden dolayı hassas bağırsak hastalığını hafifletmeye, sindirime yardımcı olmaya hatta bağışıklık sistemini güçlendirmeye katkı sunar."
Kaynak: Milliyet