“Biz tava üretimine mutfağa meraklı olduğumuz için kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak için başladık. Akabinde arkadaşlarımız online sitelerde güzel bir çalışma yaparak satışa koydular. Türkiye’de çok güzel bir talep gördü. İnsanlar özellikle kaplamalı, granit, teflon içerisinde kimyasal boyalar içeren ürünleri çok fazla kullanmak istemiyorlar. Böyle bir tüketici topluluğu var. Biz onların yönlendirmeleriyle önce bir iki çeşit yaptık.
Şimdilerde ise 15’e yakın çeşidimiz oluştu. Çok güzel yorumlar alıyoruz ve bu bizi motive ettiği için daha fazlasını yapmaya çalışıyoruz”
Mavuş, dökme demirden üretilen tencere ve tavaların kuşaktan kuşağa aktarılabileceğine ve kimyasal kaplama içermedikleri için son derece sağlıklı olduklarına vurgu yaparak açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:
“Ürünlerin masanızda uzun süre sıcak kalması, pişirirken avantajlarının olması, kimyasal içermemesi ve en önemlisi de yüzlerce yıl kullanılabilecek bir ürün olması. Mutfaklara gittiğimizde kaplamalı birçok ürün var. Bir süre sonra bu ürünleri atmak zorunda kalıyoruz. Çünkü çizilmesi ve benzeri problemlerle karşılaşılıyor. Bu ürün ise nesiller boyu sürecek bir kullanım imkanı sunuyor. Yani ürünü alıp torununuza yumurta kırıp yediriyorsunuz, o da aynısını kendi torununa yapabilecek. Dolayısıyla bir aile geleneği de başlamış oluyor. Bizim milletimizde sofra geleneği çok önemli. Sofra ailemizle bir araya geldiğimiz bir yer. Bizde buna güzel bir gelenek kattık. Evinizde ızgara gibi yapabiliyorsunuz. Aynı ürünü örnek verecek olursak piknikte de kullanabiliyorsunuz. Mikro dalga dışında gazda ve indüksiyonda her çeşit yerde kullanım imkanı sağlıyor. Bizim güzel bir dökümhanemiz var. Ürünümüzün özelliği sadece üst kalitede demir döküm yapılması ve sizzling dediğimiz bir işlem yapılıyor olması. Başka herhangi bir katkı maddesi yok, çok doğal bir ürün”