Ulusal marşı söylediler ama...
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Sofiane Feghouli ve Selçuk İnan’ı Malatya’ya getirmedi, geldikten sonra Radamel Falcao, Mario Lemina ve Mariano’yu kulübeye çekti. Şampiyonlar Ligi’nde forma giymesini sağlayan Galatasaray ve Terim’e teşekkür mesajı yayınlayan Şener Özbayraklı, cebinde getirdiği cezası biten Florin Andone, girdiği her maçta etkiyi arttıran Ömer Bayram, eski takımına karşı Adem Büyük sahadaydı.
Cezalı olduğu için maça karışamasa da kadroyu yazan Terim, Fenerbahçe maçı öncesinde bazı oyuncularını denemek, bazı oyuncularını da sakatlık, ceza gibi sorunlardan korumak ister görüntüdeydi.
Avrupa maçları nedeniyle sezonu erken açan ev sahibi Yeni Malatyaspor’un bir artısı da, Galatasaray karşısında son iki sezondur evinde aldığı galibiyetlerin moraliydi. Terim’in, ‘bir bildiği vardır herhalde’ on biri, hafta içi hazırlıklarının dışında bir etki yarattı ev sahibinin üzerinde. Donuk başladılar. Sonra ayakları yere basan, paslı ve rakip kaleye ataklı bir oyun sergilediler. Galatasaray, golü değil, orta sahada ‘topa sahip olma’ önceliğini uyguladı yine... Geri pas, yan pas, kalabalığın arasına dikine pas, yine geri pas, yan pas top kaptırma, Malatyaspor atağı, zayıf, dengesiz bir vuruş ve Fernando Muslera…
Ve yine aynısı… Yirminci dakikayı geçerken, bir tek kez, ceza alanı çevresinde topla çabuk oynayıp çizgiye inen Sarı-Kırmızılılar, sahanın en kısa oyuncularının arasında yen alan oyuncusu Jean Michael Seri’nin kafa golüyle öne geçti. Bundan sonra birbiri ardına ‘bu da kaçar mı?’ hayıflanmalarına neden olan üç-dört pozisyon, Fabien Farnolle’nin öne çıktığı pozisyonlar… Kaçan gollerin ardından oyun yine orta alana yığıldı.
Galatasaray savunmasının aşırı özgüven hatalarında çareyi ‘Simoviç’ gibi libero kalecilikte bulan Fernando Muslera gole izin vermedi. İkinci yarıya Yeni Malatyaspor baskılı başladı. Galatasaray, biraz bu baskının etkisi, biraz da ‘skor koruma’ anlayışı ile savunmasında kaldı. Rakibin baskısından Fernando Muslera’nın eldivenleri, rakibin son vuruş beceriksizliği ile sıyrılan Sarı-Kırmızılılar, ani ataklarla gol şansını denedi.
Rakip alanda oyuncu sayısını arttırdığı dakikalarda etkisi de artan Galatasaray da son vuruşlarda beceriksizdi. Bu beceriksizlik, 4’e 1, 3’e 2 pozisyonların kaçtığı ‘nasılsa kazanırız’ şımarıklığı, son dakikalarda gelen Malatyaspor golüyle cezaya dönüştü. ‘Dünyaları kaçıran’ Galatasaray maçtan bir puanla ayrılmak zorunda kaldı. Terim maç öncesinde, “Benim, ulusal marşı söyleyecek futbolcum da, en kritik maçta yıldızları kenarda oturtacak derinlikte kadrom da var” mesajı ‘kazanmak için ciddi olmak ve maçın 90 dakika olduğunu unutmamak zorunda olan futbolcular’ nedeniyle eksik kaldı.
