Oğlunu idama gönderen Alay Kraliçesi
At binmek, silah kullanmak, vatan savunmak için ön sıralarda yer almak... Tüm bunlar, erkeklerle beraber Türk kadınına da has bir özelliktir. Türk tarihinin her sayfasında bunun örneklerini kolayca bulmak mümkündür.
Ulusuna zarar gelmesin diye öz oğlunu idama gönderen bir ana Kurmancan Datka.
Oğlu idam edilirken darağacına yaklaşan Kurmancan Datka, evladına "Ölüme dik bak, namuslu olduğunu ispat et. Zalime boyun eğme" der kendisi de meydanda oğlunun ölümünü seyreder.
Hem kendisi hem oğlu bu duruşuyla Rusların zalimliğine karşı bu şekilde net tavır koymuşlardır.
Yurdu için evlatlarını kurban eden binlerce Türk kadınından biri olan Kurmancan Datka, 1811 yılında Kırgızistan’ın Oş iline bağlı Oroke köyünde doğmuştur. Daha sonra hayatını Oş’un Alay ilçesinde sürdüren parlak zekâsı ve çevikliği ile de halkının gönlünde taht kuran bu Alay Kraliçesi sadece Kırgızistan için değil, bütün Türkistan için abide bir şahsiyet olarak anılmakta. Kırgız halkının huzurunu ve birliğini sağlamak için verdiği mücadeleden dolayı Kırgızlar için Kurmancan Datka örnek insandır. Heykelleri dikilmiş, adına parklar yapılmış, kitaplar yazılmış, filmler çekilmiş ve paraların üzerine resmi basılmıştır.
İkinci evliliğini Hokand Hanlığının Datka’sı Alımbek ile yapan Kurmancan Datka, eşinin pusuya düşürülerek öldürülmesinin ardından idareyi devralmış ve kurduğu orduyl, Rus işgaline karşı savaş açmıştır. Bu cesaretli duruşundan ötürü Hokand Hanlığının başında duran Hudayar Han, Kurmancan anaya “datka” unvanını takdim etmiştir. “Datka” unvanı, hanlıkta dördüncü derecedeki general rütbesine layık olup, kelime anlamı “adaletli” demektir.
Siyasi ve diplomatik aklıyla da Kırgızların birliğine çalışan, Kırgızların anası Kurmancan Datka aynı zamanda tecrübeli bir siyasi şahsiyet olarak da gönülleri fethetmiştir. Birçok yabancı seyyah ve araştırmacıyla görüşmelerde bulunmuştur. Örneğin, 1855 yılında Alay’ın İngiltere’nin egemenliği altına girmesi ile ilgili İngiltere temsilcisi Artur ile konuşmalarda bulunmuştur. Hatta Rus ordusunun üyesi ve istikbaldeki Finlandiya Cumhurbaşkanı Carl Gustaf Emil Mannerheim, Rusların talimatıyla Kore ve Japon ülkelerine araştırmacı olarak 1906-1908 yıllarındaki seyahatinde Kırgızistan toprakları üzerinden geçerken Alay Kraliçesi Kurmancan Datka ile görüşme imkânı bulmuştur. Kurmancan Datka’nın, Orta Asya'da ilk general kadın olduğunu öğrenen Mannerheym, 94 yaşında olan Kurmancan Datka ile görüşür ve Kırgızların anasıyla tanıştıktan sonra hayat hikâyesinden etkilenen Mannerheym, Kurmancan Datka’nın resmini çekmek ister. Kurmancan Datka ise 94 yaşına rağmen at belinde fotoğrafını çektirir.
1 Şubat 1907 tarihinde Oş ilinin Madı köyünde dünyadan göç eden ve tüm hayatı ile ideal Türk kadınını resmeden Kurmancan Datka’nın ruhu şad olsun.