Şimdi kalleşlik yapanlar düşünsün
Görüşmeler, zirve yapmalar, mutabakatlar, ikazlar, süre tanımalar hepsi önemliydi. Hepsinde samimiydik ve haklıydık. Suriye’nin toprak bütünlüğünü istiyorduk. Esad denilen katilin zulmünün durdurulmasını, kan akmamasını bekliyorduk. Milyonlarca insanın kışta kıyamette yerinden yurdundan edilmesini, Türkiye’nın kapılarına yığılmasını kabul edemeyeceğimizi anlatıyorduk. Kimden gelirse gelsin, Suriye topraklarından vatanımıza yönelik tehdide asla müsaade etmeyeceğimizi söylüyorduk. Bütün bunları dünyanın gözleri önünde ve defalarca dile getirdik. Hepsinde ısrarlı olduğumuzu, sabrımızın zorlanmamasını, sahaya inmekten, gereğini yapmaktan imtina etmeyeceğimizi ilan ettik. “Önde el sıkışıp, arkaya geçince yumruk sallamak Türk milletinin vasfı ve tarihi vakarına yabancıdır. Biz sıkacağımız eli de, atacağımız yumruğu da açıkça yaparız, adam gibi yaparız. Nasıl davranıyorsak, öyle muamele bekleriz. Nasıl görünüyorsak, o şekilde görmeyi isteriz” Uyarısında bulunduk.
GÜNAH BİZDEN GİTTİ
Söz verdiler, yapmadılar. Bu kadarla da kalmadılar, arkadan dolandılar, kalleşlik ettiler. Kahpe saldırılarla canımızı yaktılar. 34 yiğidimizi bir gecede şehit verdik. Bu alçaklıktan sonra söz bitti ve günah bizden gitti. Ne demişti sayın Devlet Bahçeli; “Yansın Suriye, yıkılsın İdlib, kahrolsun Esad. Ocağımıza ateş düşürenlerin ocağı söndürülsün. Evlatlarımızı toprağa serenlerin hayat pınarları kurutulsun. Bugünün konusu hukuk mukuk değildir, zalimlerin tepesine Türk milletinin çelik iradesi inmelidir. Bilinsin ki, Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. Bir Türk de dünyaya bedeldir. Nitekim muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda gizlidir. Yurdu yaşatmak için can veren kahramanların intikamı mutlaka alınmalı, tertemiz şehit kanı yerde kalmamalıdır.”
TÜRK’LE OYUN OLMAZ
Tertemiz şehit kanı yerde kalmadı. Suriye yandı, İdlib yıkıldı, Esad son günlerini sayıyor. Türk’le oyun olmayacağını, sabrımızın taşması durumunda dünya karşımıza dikilse yıkıp geçeceğimizi bir defa daha gösterdik. Zalimlerin tepesine Türk milletinin çelik iradesini indirdik. Bunu yaparken ne kimseden yardım istedik, ne kimseye eyvallah ettik. Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığını çok iyi bildiğimiz için kendi gücümüze, kendi imanımıza, silahımıza kendi kahramanlarımıza inandık ve güvendik. Damarlarımızdaki asil kanın kudreti ile sahaya indik, önümüze geleni ezdik geçtik. Allah’a şükrediyor, bu destanı yazan bütün kahramanlarımızı alınlarından öpüyor, komutanlarını, emeği geçenleri saygıyla selamlıyorum. Şehitlerimiz rahat uyusunlar, aileleri ve milletimiz müsterih olsunlar.
ŞİMDİ RUSYA DÜŞÜNSÜN
Kirli oyun bozulmuştur. Sıranın Hatay’a, Kilis’e, Gaziantep’e, Ankara’ya geleceğini zannedenler, analarından doğduklarına pişman edilmiştir. Elbette bu iş daha bitmemiştir. Ama Rusya başta olmak üzere Türkiye üzerinde hesap yapanlar, Esad gibi kanlı diktatörleri üzerimize salanlar, terör örgütlerini karşımıza dikenler, kalleşlik edip arkadan vuranlar yaptıklarının yanlarına kalmayacağını, Türk milletinin çelik iradesinin bütün oyunları bozacağını bir defa daha görmüş ve anlamışlardır. Şimdi Rusya düşünsün, şimdi Esad kaçacak delik arasın. Nitekim, düne kadar verdikleri sözleri, yaptıkları anlaşmaları hiç akıllarına getirmeyenler, birdenbire Soçi mutabakatını hatırlamışlardır. Masaya oturmamak için kırk bahane uyduranlar, üst üste davetler yapmaya başlamışlardır.
BİRAZ DA SİZ MİSAFİR EDİN
Sadece Putin ve Esad mı? ABD ve Avrupa Birliği az mı, kalleşlik yaptı? Biz, “kimsenin toplama kampı değiliz. Söz verdiniz yapın, taahhütlerinizi yerine getirin, aksi halde olacaklardan biz sorumlu değiliz” derken, şaka yaptığımızı zannediyorlardı. Onlar kıvırdı, ama biz söylediğimizi yaptık. Kapılar açıldı, herkes boyunun ölçüsünü aldı. 100 bin insan bir anda sınırı geçti, gerisi de sırasını bekliyor. Hadi buyurun, şimdi siz düşünün, siz çare bulun, biraz da siz misafir edin.
ASLA VAZGEÇMEYİZ
Esad yediği ağır darbelerden sonra bir daha iflah olmayacaktır. Rejim güçleri panik halindedir ve darmadağın olmaları an meselesidir. Rusya kuru gürültüye pabuç bırakmayacağımızı nihayet anlamıştır. Azdan az, çoktan çok gideceğini görmüştür. Kaldı ki, bizim ne Rusya ile, ne ABD ile, ne de AB ülkeleri ile bir meselemiz yok. Bizim derdimiz, kendi varlığımızı, birliğimizi, milli güvenliğimizi ve geleceğimizi teminat altına almaktır ki, bu hakkımızdır ve hiçbir şekilde bundan vazgeçmeyiz. Sayın Cumhurbaşkanının Putin ile yapacağı görüşmenin yeni bir başlangıç olması beklenti ve temennimizdir. Akıl, izan, vicdan, bölgenin şartları, dünyanın dengeleri de Türkiye ile karşı karşıya gelmenin değil, işbirliği yapmanın herkesin faydasına olacağını bir defa daha göstermiştir. İdlib kırmızı çizgimizdir. Esad dönemi artık kapanmalıdır. Sınırlarımızda ne yeni bir göçü kabul ederiz, ne terör örgütlerinin varlığına tahammül gösteririz. Bunun için de İdlib’de ivedilikle eğer hala kaldıysa rejim güçleri tamamen geri çekilmeli ve huzur sağlanmalıdır. Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı ile temizlediği alanlarla birlikte, bize söz verilen alanların da teröristlerden tamamen boşaltılması tamamlanmalıdır. Türkiye haklı ve güçlüdür. Kahramanlarımız destan yazmaktadır. Şartlar değişmiştir ve çok daha etkin durumdayız. Buna rağmen birilerin hala moral bozmak, milletin zihnini bulandırmak için başta sosyal medya olmak üzere ellerine geçirdikleri her imkânı kullanmaları alçaklıktır, ihanettir.
