Bir Uygur göçünün hikâyesi – 4 ( Diplomat dediğin…)
Afganistan'daki Türkiye Büyükelçiliğinin bahçesinde bekleyen Uygurlar, yaklaşık bir buçuk saat sonra Büyükelçi’nin arabasının kapıdan girdiğini görürler. Büyükelçi’nin makam arabasına doğru yürüyen Uygurları gören Büyükelçi arabasından iner. ‘Ben Başbakan, Dışişleri ve İçişleri Bakanlarıyla görüştüm. Artık iade tehlikeniz kalmamıştır.
Afganistan hükûmeti sizlere vatandaşlık teskeresi verecek. Burada istediğiniz yerde yaşayabilirsiniz’ muştusunu alan Uygurlar başka tedirginliklerini Büyükelçi’ye aktarırlar. Uygur grubunun içinde olan Mehmet Kasım, Büyükelçi’ye bu girişimlerinden dolayı teşekkür ederek endişesini bildirir: ‘Bugün sizin hatırınız için bu sözü vermiş olabilirler.
Fakat belli zaman sonra bizleri parça parça iade edebilirler. Lütfen bize Türkiye’ye gidebilmemiz için yardımcı olun’. Büyükelçi, Uygurların bu endişesini haklı bularak, “O konuda bir şey söyleyemem. Fakat neden olmasın? Gelin görüşelim” diyerek Uygurları makam odasına davet eder.
Görüşmenin ardından Kabil’e dönen Uygurlar hemşehrilerini toplayarak olan bitenlerini anlatırlar. Ankara’dan 15 gün sonra müracaatları hakkında bilgi geleceğini söylerler.
Afganistan’da olan aileler artık Türkiye’yle yatıp, Türkiye’yle kalkarlar. 15 gün kısa olmasına rağmen nasıl bir uzun zaman olduğunu düşünürler, sabırsızlıkla beklerler ve sonunda söylenen zaman gelir. Uygurlar Büyükelçiliğin yolunu tutarlar, Ankara’dan henüz cevap almadıklarının haberiyle üzülürler.
Genel Sekreter Kaya Toperi, bu süreç zarfında Uygurlarla özel olarak ilgilenmiş ve onların sıkıntı ve sorunlarını dinlemiştir. Uygurlar ise hoş haberi almak için her hafta 3-4 defa Büyükelçiliğe gelmiştir. Haber bekleyişleri yaklaşık 1 yıl sürmüştür.
Mehmet Kasım bir gün iş yerini kapatıp evine gideceği esnada dört kişinin ona yaklaştığını görür ve aralarından birisi Mehmet Kasım’a yarın Büyükelçiliğe uğramasını söyler.
Ertesi gün erkenden Büyükelçiliğe giden Mehmet Kasım, kapıda Kaya Toperi ile karşılaşır. Kaya Bey, Mehmet Kasım’a: “Gözünüz aydın, 170 aile kabul edildi” haberini verir. 170 ailenin yerleri tespit edilerek, adresleri belirlenmiştir. Kabil dışında yerleşen ailelere de bilgi verilmiş, listeleri hazırlanmıştır. Hatta Kabil dışındakiler bu haberi duyduktan sonra Kabil’e taşınmışlardır.
Uzun süre yapılan bir çalışma ve istişarelerden sonra Türkiye’ye gelmeye kesin karar veren ailelerin listesi belli olur. Gelmek istemeyenler ise Türkiye karşıtı propagandalara kanan aileler olmuştur. Kesin gelen ailelerin bilgi listesi Büyükelçiliğe teslim edilmiştir.
Türkiye’ye yolculuk hazırlığına başlanmıştır. Uygurlar üç kafile şeklinde Afganistan Hava Yollarına ait uçakla Kabil’den Ankara’ya getirilir. Belge ve gümrük işlemleri tamamlandıktan sonra aynı gün içinde Kayseri’de ikamet edecekleri yerlere yerleştirilirler.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1967 Şubat tarihli oturumunda Afganistan’dan getirilen göçmenler için 1.200.000 lira ödeneği kabul etmiş ve hemen ardından Kayseri’de Uygur göçmenler için ev inşasına başlanmıştır. İlerleyen zamanlarda ise Afganistan’da kalan Uygur aileleri de Türkiye’ye getirilmiştir. Evleri hazır olana kadar ise soydaşlarımız otellerde ağırlanmış ve iaşeleri sağlanmıştır.
Not: Uygurların vatanımıza gelişinde eşsiz hizmetleri olan diplomat Kaya Toperi, 1993 yılında Bern Büyükelçiliğinde görevli bulunduğu esnada 100’ü aşkın PKK’lının Bern Büyükelçiliğimize saldırısı sırasında Büyükelçiliği koruyan polislerin yardımına giderek Smith Wesson tabancasını kapıp, kapının önüne çıkıp korumaların önünde tetiği çekmekten çekinmemiştir. Korumalarla birlikte açtıkları ateş üzerine PKK’lılar dağılıp kaçmış ve PKK’lılardan biri ölmüştür.
İsviçre dokunulmazlığı olduğu hâlde Büyükelçi Toperi sorgulanmak istemiş. Bu olaydan sonra iki ülke arasında diplomatik sorunlar çıkmış, Büyükelçiler geri çağrılmıştır.