24 Aralık 2024
weather
8°
Twitter
Facebook
Instagram

Sürdürülebilir arıcılık ve 'TAV'

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Arıcılık sektörü, tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de ekonomik ve ekolojik açıdan önemli bir yere sahiptir. Genel anlamda arıcılık (apitekni); arıyı, karasal ekosistemde bitkisel kaynakları ve emeği birlikte kullanarak bal, polen, propolis, arı sütü gibi insan sağlığı açısından besleyiciliği yüksek ürünlerin yanında yan ürün denilemeyecek kadar önemli ana arı, oğul arı gibi canlı materyal üretilmesini de sağlamaktadır. Arıcılık; özellikle gelir durumu kısıtlı-yetersiz, az topraklı veya topraksız orman içi veya orman kenarı köylerde, aile (orköy) iş gücünün en iyi değerlendirilebileceği, kısa zamanda gelir getirebilen sosyoekonomik çok önem taşıyan tarımsal faaliyettir.

Bal arısı, bitkisel üretimin gerçekleşmesinde ve sürekliliğinde, en önemli tozlaştırma vektörüdür. Ekosistemde; çiçeklerin tozlanıp (polinasyon) döllenip tane-tohum- meyve oluşturması için arılara, arıların da beslenmesi için çiçeklere ihtiyaç vardır. Bu durum aslında ortak yaşam (mutualizm) biçimidir. Arılar ve bazı böcekler, bazı memeli canlılar, başlıca nektar ve polen toplamak amacıyla çiçekleri ziyaret eder. Canlılar nektarı karbonhidrat kaynağı, polenleri ise daha çok protein kaynağı olarak değerlendirmektedirler. Böylece arı ürünleri üretimi gerçekleştirilirken, aynı zamanda bitkisel üretimin verimliliği ve devamlılığı da sağlanmaktadır.

Ülkemizde üreticiler, arılı kovanlarını yıl içinde 3 kez bal hasadı gerçekleştirebileceği gezginci/ göçer arıcılık şeklinde ve yöresel olarak; az sayıda kovanla da sabit arıcılığı hobi olarak gerçekleştirmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2021 yılı verilerine göre; 89.361 işletmeden, 8.733.394 adet arılı kovandan 96.344 ton bal üretilmiştir. (Erişim: 9 Şubat 2022) Bal üretiminde 2021 yılında yüzde -7,4 oranında azalma olduğu gözlenmiştir. Türkiye’de koloni başına ortalama bal verimi 11,03 kg’dır.

Türkiye’nin dünya arıcılık sektörü içindeki durumu incelendiğinde; Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, kovan sayısında 3’üncü, bal üretiminde ise 2’nci sırada olduğu, sayılı ülkeler arasında olduğu görülmektedir. Dünyada kişi başı yıllık bal tüketim miktarı ortalaması 50 g iken, ülkemizde 1,3 kg civarındadır. Ülkemizde bal tüketiminin yüzde 49’unu açık bal, yüzde 51’ini paketlenmiş markalı bal ürünü oluşturmaktadır. Tüketiciler; yüzde 41,6’ı markasız balları, yüzde 37,4’ü markalı balları tercihleri etmekte ve yüzde 55,4’ü süzme bal, yüzde 16,6’sı petek bal şeklinde olmaktadır. En yüksek tüketim aralık, en düşük tüketim ise temmuz ayında olmaktadır.

Kovan sayısına göre 2021 yılı arıcılık yapan işletme sayısı açısından ilk 5 ilimiz: Muğla (5062), Ordu (3014), Adana (2419), Antalya (2944) ve Mersin (2355) illeridir. 2021 yılı bal üretim miktarına göre ilk 5 ilimiz: Adana 2419 işletmede 12.336 ton, Ordu 3014 işletmede 11.377 ton, Sivas 3272 işletmede 5.744 ton, Muğla 5062 işletmede 3.820 ton ve Aydın 1705 işletmede 3.254 ton bal üretimi yapılmaktadır.

PROJECİ, EĞİTİMCİ VE PAYLAŞIMCI ‘TÜRKİYE ARICILIK VAKFI’

Arıcılık sektöründe mevcut potansiyelimiz, sektörün güçlü-zayıf yönleri ve tehditlerini daha geniş perspektifle gelecek yazımda ele almayı belirttikten sonra projeci, eğitimci ve paylaşımcı “Türkiye Arıcılık Vakfı (TAV)”ndan ve çalışmalarından bahsetmesem olmazdı. Ankara’da, 15’i üniversite mezunu, 4’ü ise üniversite öğretim görevlisinden oluşan samimi ve bu işe 2012 yılında gönül vermiş, özverili, arı sevdalısı insanların kurmuş olduğu önemli bir vakıftır.

TAV Vakfının gayesi, arıcılıkla ve arıcılık faaliyetleri ile ilgili her konuda araştırma, proje ve uygulama yapmak, yaptırmak, ilgili kuruluşlarla ve sivil toplum örgütleriyle iş birliği yapmak, araştırıcıları, arıcıları, üreticileri ve sanayicileri her yönden desteklemek, geliştirmek, arıcılıkla ilgili her konuda teorik, pratik ve uygulamalı eğitim çalışmaları düzenlemek ve karşılaşılan sorunların çözümüne katkıda bulunmak ve ülkemizin çok farklı ekosisteminde ekolojik açıdan uygun bölgelerde arıcılığın gelişmesine katkıda bulunmaktır.

Vakıf bu gayeler doğrultusunda çalışmalar yapmış; İstanbul Adalar Belediyesi ile birlikte 11 Mart 2014 tarihinde TAGEM’in katılımıyla “Adalarda Sürdürülebilir Arıcılığın Bitkisel Üretim, Ekosistem ve İnsan Sağlığı Açısından Önemi” konulu bir toplantı düzenlemiş. Ankara Kalkınma Ajansı, TUGODER Derneği ve Türkiye Arıcılık Derneği arasında 2019 yılında protokol imzalanmış ve kadınların meslek sahibi olmalarına katkı sağlanmış. Vakıf ayrıca yurt içinde birçok eğitim faaliyetlerine katılmış ve sektöre katkı sağlamış. En son TAV, 2021 yılında Alman Federal Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Bakanlığı (BMZ) tarafından finanse edilen PEP-Ekonomik Fırsatların Desteklenmesi Programı kapsamında, Alman Uluslararası İş Birliği Kurumu (GİZ) koordinatörlüğünde Gaziantep ilinde “Sürdürülebilir Arıcılık Projesi”ni uygulamaya başlamış. Projenin açılışı da 29 Mart 2022’de yapılmış.

Projenin amacı, yerel yararlanıcılara ve geçici koruma altındaki Suriyeli mültecilere yaşanabilir ve sürdürülebilir ekonomik gelir sağlayacak yeterli sayıda kovan ile arı ürünleri üretmeyi ve işlerini büyütmek için altyapı oluşturarak geçimlerini sağlamayı öğretmek, geçici koruma altındaki Suriyeli faydalanıcılara Türkçe eğitim verilecek ve arıcılık eğitimi ile Türkçeyi anlayabilecekleri şekilde konuşma ve anlama imkânı sağlanacak. Belirlenen kriterlere göre faydalanıcıların yarısı kadınlardan oluşacak ve 30 faydalanıcı projeden doğrudan faydalanacak. Proje kapsamında faydalanıcılara 30 adet kovan sağlanarak arıcılık işletmesi kurulacak, teknik arıcılık ve işbaşı eğitimleri verilecek. Projenin diğer bir çıktısı ise kaliteli üretim yapacak olan faydalanıcıların arı ürünlerini daha kolay pazarlama imkânına sahip olacak olmalarıdır.

Son söz: Karıncaya sormuşlar, nereye gidiyorsun? Hacca gidiyorum demiş küçük karınca. Hah ha, o hoo demişler, sen bu hızla ölene kadar da varamazsın ki hacca! Olsun demiş karınca, varamasam da yolunda ölürüm ya demiş!... Arıcılık deyip geçmeyelim! TAV gibi bizler de çalışmalarımızı yapalım. Artık elimizden ne kadarı geliyorsa. Bal yiyen baldan usanmaz, biz de yazmaktan usanmayız. Ağzınız bal gibi tatlı olsun, arıcılar iyi ki varsınız bu ülkede hiç olmazsa tarım sektöründe sizinle iftihar ediyorum.

Ramazan ayınızı tebrik ederim.

Sağlıcakla kalın.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *