Ülkü Ocakları toprakla hemhal olup yaşamı sürdürülebilir kılmaya davet ediyor!
Bu davetin adı Permakültür! Nedir Permakültür? Öncelikle bunu açıklayalım çünkü tüketim döngüsünde bencilce kaybolan insanoğlu için bu kelime pek bir anlam ifade etmeyebilir. Çoğu ön yargılı insan da, Ülkü Ocakları’nın yaptığı bir eylem olduğu için öğrenme gereği bile duymaz. Haliyle bizi, neslimizi, geleceğimizi önemseyen bu duyarlı proje; bencillik ve önyargılar arasında sıkıştırılıp görmezden gelinir.
Permakültür en basit ifade ile içinde bulunduğumuz tabiatın bir parçası olduğumuzu kavramak, saygı duymak ve lütfedilen bu yaşamı paylaşmayı öğrenmektir. Bir parça olarak “bencilce” yaşam sürdürmek yerine, bir parçası olduğumuz bütün ile “biz” olabilmektir. Yaşadığımız hayat içerisinde lütfedilenleri tüketmek değil, çoğaltmaktır. Yani yaşarken yaşatmaktır. Ağaçların dallarında sunduğu bir elmada, tüm nesillerin hakkı olduğunu bilmektir ve koparılan bir elma için şükürle yeni bir elma ağacı dikebilmektir. Permakültür, hayatın her alanını kapsayan bir sistemdir ve sürdürülebilir bir yaşam tarzı oluşturmayı hedefler. Yani bugünde, düne şükredip yarınları savunur.
***
Ülkü Ocakları’nın vatan sevgisi cümlelerini slogandan, kavgalardan ve de şehit olmaktan ibaret sanırlar… Halbuki vatan sevgisi, toprağı göğe uzanan dallarıyla ve verdiği nimetleriyle sevmektir. Toprağın üzerinde bir olabilmektir, biz olabilmektir, verilen nimetleri bölüşebilmektir. Toprağı nimetleriyle ve insanıyla birlikte kucaklayabilmektir, tıpkı zamanı geldiğinde toprağın bizi kucaklayacağı gibi… Ülkücülük dar zihniyetlerin ön yargıları arasında sıkıştırılacak bir fikriyat değil; yaşamı bütünüyle kapsayan bir dava… Ülkü Ocakları, Permakültür Projesi ile bunu bir kez daha kanıtlıyor. Ahde vefa ile gelecek nesilleri kucaklıyor. “Cihanı aydınlıkta yaşatmaya 9 Işık yeter!” diyor. 9 Işığın köycülük ilkesini Permakültür Projesi ile uyguluyor ve öğretiyor. Bu nokta çok önemli, eğitim ateşini harlayan Ülkü Ocakları, insana en temel eğitimi veriyor, bizi yaşatan toprağı yaşatmayı öğretiyor. Sadece öğretmekle kalmıyor, teşvik de ediyor. Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Sayın Ahmet Yiğit Yıldırım, Permakültür projesini açıklarken, toprakla hemhal olan cümlelerle neslin kaygısını güderek sürdürülebilir bir yaşam kurmaya davet etti. Permakültür projesini aktardığı konuşmasında tüm gençliğe permakültür el kitabı ile birlikte tohum kalem hediye ettiğini ve isteyen herkesin bunları Ülkü Ocaklarından temin edebileceğini duyurdu.
Tohum kalemler ile evlerinizde kendi domateslerinizi yetiştirebilirsiniz. Toprakla anlaşıp bir tohumun filizlenmesine şahit olmak, şüphesiz ki muazzam bir şey. Manavdan aldığınız domates ile ellerinizle yetiştirdiğiniz domates bir olabilir mi..? İnsan bir tohumun filizlenişinde yaşama şahit olur… İşte Ülkü Ocakları da sizi yaşama şahit olmaya davet ediyor… Bu şahitliği kutlu bir miras olarak aktarmaya çalışıyor… Sürdürülebilir bir yaşam için farkındalığa çağırıyor.
*Onu taşıyan, besleyen ve yaşatan toprakla selamlaşmamış olan gençleri toprakla tanıştırıyor. Çünkü Ülkü Ocakları cihanın nabzını tutuyor. Vefa ile savunduğu toprağın endişesini görüyor, neslin kaygısını güdüyor. Yaklaşan küresel krizler, iklim değişiklikleri ve kuraklık tehlikesinin farkında. İşte bu farkındalığı aşılamaya çalışıyor. Toprağın halinden anlamayan, daha bir tohumun filizlenişine şahit olmamış bir gençlik yarınları oluşturamaz. Sadece tüketir. İnsanın yegane mirası topraktır ya yaşatır ya öldürür. Ülkü Ocakları da dava edindiği değerleri yaşatmak üzere bu yegane mirasa sahip çıkıyor ve bu mirasın kıymetini öğretiyor. *
Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Merkezi tarafından sertifikalı Permakültü eğitimleri verildi.
Anadolu’dan Kafkasları aşarak Türkistan’a varan ve cihanı kapsayan Ülkü Ocakları Çatısı, bizi üzerinde yaşatan toprağı başüstünde tutuyor. Ülkü Ocakları Genel Merkezi terasında bir bahçe oluşturuldu. Çeşitli sebze ve meyveler üretiliyor ve aynı zamanda arıcılık da yapılıyor. Yani tabiat içerisinde “biz” olabilmenin farkındalığı vurgulanıyor. Bunlarla birlikte güneş enerjisi panelleri de kurulmuş durumda, bu sistem sayesinde binanın enerjisi de doğal yollardan karşılanmış oluyor. Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Merkezi bu tabiat içerisinde “biz” olduğumuz gerçeğini gözler önüne seriyor, kulaklara sesleniyor, zihinleri uyandırıyor ve gerisini vicdanımıza bırakıyor. *Hala önyargılarınızın kıskacınca bencilce çırpınmaya “yaşamak” diyebilir misiniz..?