31 Ekim 2024
weather
14°
Twitter
Facebook
Instagram

Atatürk’ün ve Sayın Bahçeli’nin saati

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Atatürk’ün ve Sayın Bahçeli’nin saati

“Tarih düş görenlerin mülküdür…”

 Lider Devlet Bahçeli

Geçtiğimiz gün tarih kitaplarımı karıştırırken çok ilginç bir olayı okumuş, akabinde de bu olaya karşılık gelen bir başka olayı düşünmekten kendimi alamamıştım.

Ne tesadüf ki birbirinden farklı zamanlarda geçen bu iki olayda da aynı özne konu edilmişti. Liderimiz Devlet Bahçeli Beyefendi’nin 2019 yılında kendisinin tasarlayıp hediye ettiği bir saat vardı ya, işte bu iki olayın kesişme noktası yani öznesi; SAAT…

***

Yakın tarihimiz sırlarla dolu.

Bu sırlardan biri de hiç şüphesiz, son Osmanlı Padişahı Vahdettin ile Atatürk arasındaki sırlardır.

Vahdettin’in daha veliaht şehzade (tahta geçecek şehzade) iken yaptığı Almanya seyahatine yaver olarak Mustafa Kemal Paşa’yı götürmesi bu sırların birinci perdesi diyebiliriz.

İstiklal Savaşı’mızın bu sırlar üzerine bina edildiğini düşünürsek, ne kadar önemli olduğunun altını çizmiş oluruz.

Meselenin bütününü tarihçilere bırakalım ama küçük ve mühim bir olayı da gözden kaçırmayalım.

***

Padişah Vahdettin’in Atatürk’e hediye ettiği saat

Atatürk’ün Veliaht Vahdettin ile Almanya ziyareti sebebiyle ve seyahatten sadece iki gün önce tanıştığını herkes bilir. Gerek bu seyahat sırasında gerek yurda döndükten sonra, gerekse de Samsun’a çıkıncaya kadar neredeyse on kez ruberu görüştüklerini de…

Fakat yapılan en son görüşmenin zamanının ve sebebinin ehemmiyeti ile Padişah’ın o buluşmada Mustafa Kemal Paşa’ya “hediye ettiği saat” son derece calib-i dikkattir.

Malumunuz o son görüşme Atatürk’e Samsun’a çıkma görevinin verildiği buluşmadır. Ve kaynaklar ikisi arasındaki sırların en önemlisinin o zamanda vuku bulduğunu göstermektedir.

Padişah’ın, “Paşa, Paşa! Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin, bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir… / Paşa, Paşa! Vatanı ve milleti kurtarabilirsiniz!...” diye söze başladığı ve sonunda da isminin insiyallerinin işlendiği altın bir saati hediye etmesiyle biten o son görüşme… (1)

Evet, son Padişah Vahdettin, Atatürk’e 14 Mayıs 1919 günü yaptıkları ahir görüşmede bir saat hediye etmiş ve ondan sonra da hiçbir şey eskisi gibi olmamıştır. Ve “O SAAT” ten sonra Kurtuluş Savaşı’mız fiilen başlamıştır! Demek ki tarihin gördüğü en büyük ve en asil İstiklal Savaşı’nın başlama saati o zaman gelmiştir!… (2)

Atamızın son Padişah hakkındaki görüşleri kesindir. Fakat aralarında açıklayamayacağı bazı sırların olduğunu da bizzat kendisi Erzurum Kongresi’nde ifade etmiştir.(3) Mesele tarihçilere caridir. Bizden bu kadar…

***

Sayın Bahçeli’nin hediye ettiği saat

Türk siyasetinde yaptığı her konuşmanın, başlattığı her harekâtın daha doğrusu attığı her adımın bir manası olan MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi de 2019 yılında partisinin tüm il başkanlarına “köstekli bir cep saati hediye etmişti.”

Üstelik saat kendi tasarımıydı!...

Eminim ki Sayın Bahçeli hediye olarak “saati” boşuna seçmedi… Bunun bir anlamı olmalıydı ve bir anlamı vardı…

***

Dikkat ederseniz, Devlet Bey’in Türk edebiyatına, Türk tarihine, halk kültürüne, klasiklerimize, Türk dünyası edebiyatına, iktisat-sosyolojisine ve Türk düşünme-anlama geleneğine hâkimiyeti veciz konuşmalarında elan kendini gösteriyor

İmgeleme ve sembolizm kullanımında niçin bu kadar mahir olduğu da bu noktada anlaşılıyor.

Gelelim saatin veriliş tarihine…

2019

Hain darbe girişiminin üzerinden 3 yıl geçmişti. Arşiv taramalarımıza göre bu dönem, MHP Lideri Bahçeli’nin “Devletimizin varlık, dirlik ve beka kavramlarını milli şuurumuza nakşetmesini” tekaddüm eden vakitler…

Yani dönem;  Türkiye Cumhuriyeti Devleti-milleti sırtındaki en büyük kamburlardan biri olan “CIA-FETÖ” kamburundan kurtulma ve taşların yavaş yavaş yerine oturduğu dönem.

Belki de Sayın Bahçeli o saatle birlikte imgeleme ve sembolizm diliyle şunları söyledi;

“Varlık, dirlik ve beka mücadelesindeyiz. Savunma dönemi bitti. Şimdi taarruz saati geldi… Yol uzun, mücadele zorlu, fakat zafer yakın!”

Ve o saatten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Küresel salgına, savaşlara ve ekonomik çalkantılara rağmen Türkiye açısından çok şey değişti…

İşte Türk Devletleri Teşkilatı, işte Karabağ… Petrol yataklarımız, toryum, doğal gaz kaynaklarımız ve daha birçok milli atılım…

Evet o saat işliyor ve zaman bizden yana.

Öyleyse, haydi bismillah! Düşler başlasın gerçek olmaya…

Nice bayramlara…

Dipnotlar:

1-2) Falih Rıfkı Atay, Atatürk’ün Bana Anlattıkları. Hisar Matbaası 1955 sayfa 26 ve devamı…

3) Erzurum Kongresi Tutanakları Arşiv-Tam metinler 1992 yılında açılmıştır. Bakılabilir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *