Muhalefet dizilerinin unutulmaz jönü
Toparlanın yeniden çekiyoruz…
Bu defa filmin yönetmeni de ben olacağım.
Öyle sadece jön olmak, esas oğlan olmak bana yetmiyor…
Silkinin şöyle, atın üzerinizdeki ölü toprağını, kendinize gelin yahu!
“Ben buradayım be, buradayım! Siz de buradasınız!” (kalbini yumruklar)
Hem on cephede yenilen pehlivan, güreşe doyar mı? Tabii ki doymaz, devam eder… Bakın ben de devam ediyorum.
Lefter gibi kaledeyim, Güneydoğu’nun incisi Mersin gibi ışık saçıyorum, Konya gibi Hollanda’dan büyük ülke oluyorum. Bu-ra-da-yım!
Haydi, herkes harekete geçsin. Bozkurt işareti yapsın!
Hocaam!
Ne oldu asistan?
Bozkurt yapınca masanın altından ses geliyor…
Tamam tamam, idare edeceğiz biraz. Onlara da şirin gözükmek lazım şimdi…
Evet nerede kalmıştık? Hah her şeye yeniden başlıyoruz. Kameraman, figüranlar, ışıkçı, kuaför, makyöz, kurgucu ve troller haydi gelin şöyle. Yeni senaryoyu da hep birlikte yazacağız. Hadi bakalım.
Asistan! Toparla masanın üstünü, al şöyle herkesi masanın etrafına…
Getir mezeleri, aç bir yetmişlik, hemen başlıyoruz…
***
(Asistan Piro’nun kulağına fısıldayarak)
Hocam yetmişlik işi biraz fazla olmadı mı, dede gücenmesin sonra? Deyvit ve Bebeycan da tepki gösterebilir.
Doğru diyorsun asistan, bu kadar uyumlu bir ekip arasında çatışma çıkarmayalım şimdi. Çay ver sen… (O sırada herkes yavaş yavaş masanın etrafında toplanmaktadır. Yüzlerindeki ifade ise tam manasıyla memnuniyetsizliktir).
Bir sorun daha var hocam.
Nedir, ne oldu?
Senaryo dışarıdan gelmiyor muydu? Biz yazarsak yapımcı kabul eder mi?
Orasını bana bırakın, ben hâllederim…
Evet, oturun şöyle arkadaşlar, ben kaybettiğimizi düşünmüyorum. “Aslında biz yenilmedik, Almanya yenildiği için biz de yenik sayıldık, hepsi o!”… Tekrar savaşacağız. Sizlerden de aynı gayreti bekliyorum. Biz kader birliği yaptık. Hemen vazgeçemeyiz.
Deyvit, nedir bu hâlin? Nerede kaldı senin o börtü böceğe, uçan kuşlara ve makilik alanlara gönderdiğin selamlar? Kendine gel lütfen…
Bebeycan, ya sen? Neden bu kadar ağlaksın… Saçlarına briyantin bile sürmemişsin? Sen böyle değildin, dış görünüşünü gören seni bir şey sanırdı. N’olur kendine gel yahu…
Meyral! Meyral!... Ya sen, affetmeyecek misin yoksa beni? Tamam, aramızda bazı şeyler geçti, geçti fekat büyütmeyelim lütfen Meyral. (Tam bu anda eski güzel günler hatırlanır ve Ferdi Tayfur’dan “Sitem” şarkısı fonda çalmaya başlar; “Seninle bir yuvamız olsun isterdim/Ömrüm kollarında geçsin isterdim/Senden başkasını nasıl severdim?...”)
Dedem, Temel dedem! Sen de mi, yoksa sen de mi beni yarı yolda bırakıyorsun?
İmamınoğlu, evlat!... Neden çok suskunsun, neden, neden, neden? Açeydım gollemi gitme diyeydim, bubem yine gider miydin, sen de beni terk eder miydin? (Kollarını açar ve İmamınoğlu’na sarılır. Bu defa da fonda Ferdi Tayfur’dan “Gitme yârim, gitme dedim ben sana/ Uzak olsun yakın olsun fark etmez” şarkısı çalmaktadır.)
***
Asistan, çaktırma da bu kimdi yav?
Gültekin Hocam…
Nartekin, ya sen?
İsmim Gültekin Hocam…
Olsun gönüller bir olsun karşim, isimlere takılmayalım. Önemli olan insanın içindeki öz… Mühim olan samimiyet… Ne dersin, benimle olmaya var mısın?
***
Meyral söz alarak, “Sayın Piro, biz eski arkadaşlar olarak biraz farklı düşünüyoruz. Kusura bakmayın ama esas oğlan karakteri size pek oturmadı gibi… Biz filmimize İmamınoğlu ile devam etmek istiyoruz, hem genç ve dinamik hem de seyirci tuttu kendisini”… Dediği anda Keymıl Bey büyük bir inkıraz yaşar ve fonda da Ferdi Tayfur’dan “Izdırap Çemberi” şarkısı duyulur; “Izdırap çemberi sardı beni kolların/ Cezasını çekiyorum sana aşık olmanın…”
Şarkı bitince bu defa da Mr. Deyvit söz alır;
“Pirom, oyuncu sayımızı artırırsak, uçan kuşa, kelebeğin kanadına, martıların gagasına daha güzel selam verir, çalılıklara, bataklıklara ve makilik alanlara daha fazla saygı duyabiliriz… Bu sebeple bir akademisyen olarak İmamınoğlu ile birlikte Özgür, Engin, Bülent, Maarrem, Tekin, Gökhan ve Tunç gibi arkadaşları da filme dâhil etmek istiyoruz…”
Demek öyle Mr. Deyvit, demek siz de beni gözden çıkardınız…
Hocam!
Yine ne oldu Asistan?
Yapım şirketi aradı.
Eee ne dediler?
Hiç hocam… Şey dediler, diziye yeni kadroyla devam edeceklermiş, Hiykmet, Haltan ve Muyrat da konsey üyesi olarek diziye girecekmiş… Sonra senaryoyu da onlar yeniden yazıyormuş…
N’ayır, n’olamaz! Ben n’ooliciğim şimdi kuzum?
***
Sonra bütün ekip ayağa kalkar ve hep bir ağızdan; “bye bye Keymıl” şarkısını söyler…
-Sezon finali-