19 Ekim 2024
weather
10°
Twitter
Facebook
Instagram

Özel şahsiyet, suratına geleni nisan yağmuru zannediyor

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Siyaset demokrasinin olmazsa olmazı, ülkeyi yönetmenin tek ve değişmez yoludur. Dolayısı ile siyaset yapanlar demokrasiye içtenlikle bağlı, ülkeyi yönetebilecek kadar birikimli olmalı. Bunların yanında cesaret, fedakârlık, seviye, ahlak ve erdem de mutlaka gereklidir.

YAŞI BÜYÜK ÇAPI KÜÇÜK

Türkiye’nin kağıt üzerinde en eski, en yaşlı, en birikimli partisi CHP görünür, ancak bu temel özellikler bakımından en fakir, en yetersiz, en çapsız olanıdır. Bu partinin son dönemlerdeki siyaset yapma şekli karalama, yalan, kumpas, iftira ve ihanetle sınırlıdır. Özellikle MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin ülke ve millet menfaatlerini esas alan, çözüm ve çare üreten, ön alan, gündem belirleyen ve milletten büyük teveccüh gören siyasetini bir türlü sindiremiyor ve kelimenin tam anlamıyla çılgınlık gösteriyorlar. Bu hazin durum ne yazık ki, CHP’nin geneline sirayet etmiştir. Eline her mikrofonu alan hiçbir akıl, bilgi ve irfan ölçüsüne uymadan, “boş gevezelik” yarışına girmektedir. Konuşmalar yalanın, ciddiyetsizliğin, erdemsizliğin, küstahlığın ve iftiranın zirvesine ulaşmakta ve zaten yerlerde olan seviyeyi, çukurlaştırmaktadır. Bu haliyle üretilen siyaset, küfür ve hakaret ölçülerini aşamadığı gibi, bu rezil durumun müsebbipleri de adamlık vasıflarını dahi tartışmalı hale getiriyorlar. Gevşek ağızlar belki gündem oluyor, ama hiçbir zaman ciddiye alınmıyor.

SURATLAR KÖSELE

CHP’nin bu perişan halini düzeltmek gibi bir derdi olmayabilir, ama bu durum, siyasete ve kurumlara çok ciddi zarar vermeye başlamıştır. Buna daha fazla tahammül edilemez. Nitekim, MHP sözcüleri, CHP’nin bu hazin halini gözler önüne serip, gevşek ağızlara haddini bildiriyorlar, ama suratlar kösele olduğu için, bir süre sonra kaldıkları yerden devam ediyorlar. Özellikle Sayın Devlet Bahçeli’ye yapılan sataşmalar eleştiri sınırlarını çok aşmış ve bağından ve bağlamından kopmuş durumdadır. Bazılarında ise ciddi bir sağlık sorunu haline gelmiştir.

BAHÇELİ TARİHE YAZILIYOR

Sayın Bahçeli, siyasetin bilge kişisi, bekamızın yılmaz savunucusu, milli duruşun ve milli okumanın, milli olmanın mümtaz örneğidir. Ülkenin varlığını ve birliğini korumak ve kollamak için yaptıkları, sadece günümüzü belirlemekle kalmıyor, altın harflerle Türk tarihine de yazılıyor. Türkiye’de milli siyaseti yerleştirme mücadelesi ve bu uğurda yaptığı fedakarlık, harcadığı emek ve bunun ülke menfaatlerine olan yüksek sonuçları, milletimiz tarafından da büyük takdir görmektedir. PKK ile ihanet yarışına giren, FETÖ’ye canhıraş şekilde kol-kanat geren, gırtlağına kadar zillete gömülmüş olanların bu durumdan rahatsız olmamaları elbette beklenemez. Dalgalı denizde yolunu kaybetmiş, kimin kaptan, kimin yolcu olduğu belli olmayan CHP gemisinde, durumdan vazife çıkararak ortaya atılan şahıs, ismindeki Özgür’ü densizliğin ve dengesizliğin sınırsızlığı olarak anlıyorsa, büyük bir yanlış içende olduğunu artık fark etmelidir. Bu özel şahsiyet, suratına gelenleri nisan yağmuru zannedebilir, ama işgal ettiği makamları da unutmamalıdır.

SADAKASI BİLE OLAMAZ

Bu zat siyaset yapmayı, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin sözlerin çarpıtmak mı zannediyor, yoksa algısı ve çapı mı bu kadarına müsaade ediyor, anlayamadık. Biz yine de kendisine, seviyede çok aşağılarda kaldığını ve asla bir ölçü oluşturamayacağını altını çizerek hatırlatalım.Bu zat, MHP konusunda her hangi bir şey söylemeden, Sayın Devlet Bahçeli’nin adını aklına dahi getirmeden önce, dönüp önce aynaya, sonra da siciline bakmalıdır. Önüne uzatılan mikrofona yalan sıralamak, iftira saçmak kendisine cazip gelebilir, ama muhatabını yanlış seçiyor. PKK ile işbirliği yapıp, MHP’ye saldırmak varlık sebebine uygundur. Buna bir diyeceğimiz yok. Ancak, siyasi varlığı bir anlam ve önem ifade etmiyor, sorun burada. Nitekim, ne kalibresi, ne tecrübesi, ne de adamlığı sayın Bahçeli’nin sadakası dahi olmayacak seviyededir.

KENDİNİ TARİF ETTİ

Özgürlüğü hakaret ve iftiraya dayalı özel mülkiyeti zanneden bu şahsiyet, Sayın Bahçeli’nin, “Bugün aldığımız patlıcan, biber, patates mesela bir kilogram az, iki kilogram çok olabilir. İşimiz yoksa yarın olur, yoksulsak gün gelir varlığa kavuşuruz. Yani konu az yedim, çok yedim konusu değildir. Bunların hepsi aşılır ama beka giderse dünyamız gider, hayatımız söner” sözünü, çarpıtarak benzetmeye çalıştığı adres, kendini tariften öteye geçememiştir.

ADAM OLMA TAVSİYESİ

Şunun şurasında 31 Mart’a fazla bir şey kalmadı. Zaten siyaseten tasfiye olan ve PKK uzantısı HDP’nin uydusu haline gelen CHP’nin bu çıldırmışlık hali, milletimizin dikkatinden kaçmamaktadır. Hiç şüphemiz yok ki, gereğini de yapacaktır. Kandil’le ortaklık kurup, FETÖ’ye ümit bağlayanları, Türk milleti süpürüp atacaktır. CHP’nin PKK ile nasıl içli dışlı olduğu aday listeleri ile bir defa daha belgelenmiştir. Bu sicilin sahiplerine siyaseten ümidimiz olmasa da, insani olarak görevimizi yapıyor ve kendilerine biraz adam olmalarını tavsiye ediyoruz. Zannediyorum kendilerine yapabileceğimiz en büyük iyilik budur.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *