Rekabet sürecek!

Daha 8’nci saniyede Beşiktaş’ın niyeti belli oldu. Oyunun başlamasıyla birlikte, rakip alanda topu kapan Burak Yılmaz, bir iki dürttü, 35 metreden kaleye vurdu. Beşiktaş gol istiyordu. Atacaktı. Hem de hemen... Fenerbahçe’nin etkili Isla-Dirar kanadını, Güven-Adriano ikilisi ile kilitlemiş, sol kanattaki Hasan Ali-Moses’i, Gökhan Gönül ve Dorukhan Toköz’e teslim almıştı, Siyah-Beyazlılar...

Sonrası çorap söküğü gibiydi. Rakibine her alanda pres yapan, ilk topu ele geçiren Beşiktaş hamle üstünlüğünü çok iyi kullandı. Adem Ljajic’in yokluğunda ‘maç kondisyonu’ eksiğine karşın forma giyen Shinji Kagawa takımı yönlendirdi.

Fenerbahçe, rakip sahaya geçemeden, kalesinde iki ‘Gökhan Gönül’ imzalı gol gördü. Attığı gole eski takımının durumunu aklına getirerek sevinmeyen Gökhan, VAR yardımıyla penaltı pozisyonunda da yer aldı. Kalede Harun Tekin olmayınca, Burak Yılmaz için gol atmak zor olmadı. Beşiktaş’ın dinlendiği, Fenerbahçe’nin etkin olduğu son dakikalarda, Kagawa’nın pasıyla rakip alanda buluşan Burak Yılmaz, kendi klasiğini sergiledi.

Fenerbahçe, tarihindeki ‘geri dönüş’ senaryolarından birini gerçekleştirmek için sahaya çıktı. Valbuena ve Andre Ayew’in girmesiyle kanatlardaki kilidi kıran Sarı- Lacivertliler, olası baskıyı kendi alanında bekleme planı yapan Beşiktaş’a, başlangıç anlayışından vazgeçmenin bedelini ağır ödetti.

3-3’lük dengeden sonra Fenerbahçe sakinledi, Beşiktaş biraz canlandı. Oyun ‘atan galip’ formuna döndü. Özetlersek, her iki takım birer yarıda üstündü, psikolojik olarak, önden giden değil, arkadan gelen daha hak etti.