31 Ekim 2024
weather
14°
Twitter
Facebook
Instagram

Garo’ya hatırlatma

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bazen adına yakışmayan olaylarla karşılaşmaktayız. Hararetli tartışmalar, sataşmalar zaman zaman kavgaya dönüşüyor. Tabii ki bu gibi şeyler ne Türkiye’mize, ne de Gazi Meclis'imize yakışmamaktadır. Bunlardan biri de 20 Aralık bütçe görüşmelerinde yaşandı. Bölücü unsurların siyasi ayağı olan partinin afedersiniz Ermeni ‘milletvekili’ Garo denilen biri, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Ermeni propagandası yapmış oldu. Garo denilen o çocuk bu hadsizliğiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı çiğnemiş oldu. Türkiye’nin resmi dili Türkçedir ve TBMM çatısı altında başka dilde tebrikler göndermeyi sadece yasalarımıza saygısızlık gibi düşünmemek lazım. Bunun altında basit bir propaganda değil, 24 Nisan tarihinde sözde soykırımın yıl dönümünde bir takım hazırlıklarının yapacaklarının haberidir. Garo, sen ve senin sahiplerin de çok güzel biliyorsunuz ki;

Türkiye’de vatandaş olan Ermenilerin seçme hakkı vardır.

Türkiye’de Ermenilerin seçilme hakkı vardır. Yanı sıra okulları, vakıfları, dergi ve gazeteleri, yayınevleri… Var ki var. Saydıkça bitmez. Bazen insana öyle geliyor ki Ermeni cemaatinden fazla, bu memlekette onlara ait kuruluş ve dernekler var.

Normal ve demokratik ülkelerde bunlar gayet normal bir şey. Peki Garo, tebrik ettiğin cumhurbaşkanının ülkesinde Türklerin seçme ve seçilme hukukunu bir kenara bırakıp temel hak olan yaşama hakkı var mıdır? Ben sana o ülkeden zorla sürülen Azerbaycan’a sığınan Türkleri hatırlatmak isterim.

Bir şey itiraf edeyim, her defa ismini yazdığında kağıdın lekelendiğini, mürekkebin üzüldüğünü ve gözlerimin rahatsız olduğu hissi, daha da güçleniyor. Bu rahatsızlık senin varlığından değil, suyu bulandırmandan, mide bulandırıcı ölçüde ucuz şov yapmandan kaynaklanıyor. Adam akıllı bu ülkenin vatandaşı ol, bu ülkeye çirkin zihniyetinle yakışmasan bile. Bölücü unsurun temsilcisi olmak seni ne gerçek milletvekili yapar, ne de Gazi Meclis'imizde bu şekilde konuşmana hak vermiş olur.

UYGURLAR YİNE SAHİPSİZ

Çin’in insanlık dışı uyguladığı zulüm ve baskıyı duymayan kalmamıştır. Hapishanelerde artan şehit haberleri, işkencelerin boyutu, vahim bir boyuta ulaşmıştır. Anne, babası hapishanede olan dışarıda soğuktan donan çocuk aslında manzarayı ortaya koymakta. Ama dünya yine de sessiz ve tepkisiz. Çin ekonomisi vicdanları susturmuş, dilleri lal etmiş. Çin’in Doğu Türkistan’da Uygurlara uyguladığı zulüm Kuveyt Meclisi'nde de gündeme getirildi. Meclis Başkan Yardımcısı Usame Macid Şahin, Çin, Nazi toplama kampında yaşananları ve nehirde donup ölen öksüz Uygur çocuğunu Meclis'e taşıdı. Darısı diğer Müslüman ülkelerin Meclis'ine, özellikle Türk cumhuriyetlerine. Diğer Türk cumhuriyetlerinin Meclis'lerinin Uygurlara karşı sessiz kalması üzüntülü bir durumdur.

NİZAMİ, BİR TÜRK ŞAİRİDİR

Aralık ayında Türkiye’de resmi ziyarette bulunan İran Cumhurbaşkanı Ruhani’ye ev sahipliği yapan ve ağırlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye – İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Beşinci Toplantısı'nda açılış konuşmasına bir şiirle başladı. Coğrafyamızın büyük şairi Nizami’nin Farsça beytiyle ifade olursak diyerek Nizami’nin şiirini önce Farsça ardından Türkçe okuyarak toplantı iştirakçılarını selamladı. Nizami, Azerbaycan’ın Gence şehrinde doğan bir Türk şairi ve mütefekkiridir. Her ne kadar İran kaynakları Nizami Gencevi’ni Fars şairi olarak kabul etse de, ciddi kaynaklar Gence’de doğan Nizami’yi bir Türk düşünürü olarak göstermektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bunun bilicinde olduğunu düşünerek Fars Cumhurbaşkanı'na bölgenin büyük şairlerinden birinin Türk olması mesajını verdiğini düşünmekteyim, ya da en azından öyle inanmak istiyorum.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *