Takımdaşlık ve inanç
Galatasaray, ligin en çok ‘gizli’ transfer yapan takımı kesinlikle. Sağ açık-forvet aldığı oyuncu, sol bek oynuyor. Stoper, gidiyor santrforluk yapıyor. Orta sahadan stoper, stoperden sağ bek… Yetmiyor, 17-18 yaşındaki alt yapı gençleriyle takımı tamamlıyor. Bütün bunları yaparken de aynı taktik, aynı anlayışla kazanarak yoluna devam ediyor.
Çaykur Rizespor karşısına da aynı oyun ve devşirme savunma ile çıktı. Stoper yokluğunda Berkan, Nelsson’un ikilisi, stoper Kaan yine yokluktan sağ bekte. Ligin iyi futbol oynayan takımlarının arasında yer alan Karadeniz ekibi, Galatasaray’ın hakimiyetine son verme hedefindeydi. Bunun için açık ve Türkiye’de bir hakemin izin verebileceği en yüksek sertlik hakkını da kullanarak dişe diş oynadı.
Avrupa ve kupadan kopan sarı kırmızılılar da elindeki tek zirve şansını bırakma niyetinde olmadığını gösterdi. Maçın başındaki ilk duran topta gelen Köhn golü, Zaha’nın ‘bencilliği’ ile yarattığı pozisyonda Torreira’nın golü iki futbolcunun ilkleri olarak skora yansıdı.
Hırslı konuktan Hojer’in attığı son derece şık gol oyuna heyecan getirdi. Ani atakta, Demirbay’ın muhteşem vuruşu maçı ev sahibine taşıdı. ‘Dayı’ lakaplı oyuncunun devre sonundaki ikinci golü iyice rahatlattı.
Topun farklı kalelerde gidip geldiği ikinci yarıda, gol hasreti çeken Icardi’nin penaltıda ‘hat-trick’ yapsın diye topu Demirbay’a bırakması da Galatasaray’daki takımdaşlığın ve birbirine inancın göstergesiydi.